ذَلِكَ وَمَن يُعَظِّمْ شَعَائِرَ اللَّهِ فَإِنَّهَا مِن تَقْوَى الْقُلُوبِ
Zâlike ve men yuazzım şeâirallâhi fe innehâ min takvâl kulûb(kulûbi).
| zâlike | : işte, böylece |
| ve men yuazzım | : ve kim yüceltir, hürmet eder |
| şeâire allâhi | : Allah'ın şiarları, emirleri, farzları |
| fe | : böylece, o zaman |
| inne-hâ | : muhakkak o |
| min takvâ | : takvadan |
| el kulûbi | : kalpler |
Bu, budur, kim Allahın şeaairini büyük tanırsa şübhesiz ki bu, kalblerin takvaasındandır.
İşte bu, böyledir. Her kim Allah'ın şeârine tazîm ederse, artık şüphe yok ki o, kalplerin takvâsındandır.
Bu budur, her kim de Allah'ın şeair'ine (kurbanlıklarına) ta'zîm ederse şübhesiz o kalblerin tekvasındandır
Bu böyledir; her kim Allah'ın kurbanlıklarına saygı duyarsa şüphesiz o kalplerin takvasındandır.
Bu böyledir; kim Allah'ın nişanelerine, kurbanlıklarına saygı gösterirse, şüphesiz o kalblerin takvasındandır.
Bu böyledir; kişinin Allah'ın nişanelerine hürmet göstermesi, kalblerin Allah'a karşı gelmekten sakınmasındandır.
Bu böyle. Her kim de Allah’ın nişanelerini (kurbanlıklarını) yüceltirse, şüphesiz ki bu kalplerin takvasından (Allah’a karşı gelmekten sakınmasından)dır.
Durum öyledir. Her kim Allah'ın hükümlerine saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır.
(Gerçek) budur. Kim Allah'ın ibâdet için koyduğu alâmet ve ölçülere uyup saygı gösterirse, şüphesiz ki bu kalblerin takvası (Allah'tan korkup saygısızlıktan sakınması)dır.
Bu böyledir. Artık kim Allah’ın şeairini tazim ederse, şüphe yok ki bu, kalplerin takvâsındandır.
Bu uzaklaşma Allah’a eş koşanlar içindir. Fakat kim Allah’ın dinini (veya hac farzlarını) büyük tanırsa, şüphe yok ki, bu, kalblerin takvasındandır.
Bu böyledir. Kim, Allah'ın nişanelerine saygı gösterirse; şüphesiz ki bu kalblerin takvasındandır.
İşte böyledir bu ve kim Allah dininin hükümlerini ulularsa şüphe yok ki bu hareket, yüreklerdeki çekinme duygusundandır.
Durum öyledir. Her kim Allah'ın hükümlerine saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır.
İşte böyle; kim Allah'ın şiarlarını yüceltirse, şüphesiz bu, kalblerin takvasındandır.
Bu boyledir; kisinin Allah'in nisanelerine hurmet gostermesi, kalblerin Allah'a karsi gelmekten sakinmasindandir.
Bu böyledir. Kim Allah'ın emrettiği ibadet biçimlerine saygı gösterirse hiç kuşkusuz bu saygı kalplerdeki takvadan kaynaklanır.
İşte böyle; kim Tanrı'nın şiarlarını yüceltirse, şüphesiz bu, kalplerin takvasındandır.
İşte bu (akılda tutulmalıdır,) Allah tarafından konulan simgeleri saygıyla gözeten kimse (bilsin ki,) bu (simgeler gerçek anlamını inananların) kalpler(in)de Allah'a karşı taşıdıkları sorumluluk bilincinde bulmaktadırlar.
İşte böyle, kim Allah’ın nişanelerine saygı gösterirse elbette bu, kalplerin takvasından ileri gelir.
İşte böyle; kim Allah'ın şiarlarını yüceltirse, şüphesiz bu, kalblerin takvasındandır.
İşte bunlar Allah'ın açıkladığı hükümlerdir. Kim Allah'ın belirlediği nişanlara saygı gösterirse, hiç şüphesiz ki bu kalplerin takvâsındandır.
İşte böyle. Kim Allâh'ın nişanlarına (hac ibâdetlerine ve kurbanlara) saygı gösterirse, bu, kalblerin takvâsındandır (kalblerinde Allâh korkusu olanlar, O'nun dininin işâretlerine saygı gösterirler).
İşte böyle. Kim Allah'ın kutsallık nişanı yaptığı şeyleri yüceltirse bu yaptığı, gönüllerin takvasındandır.
Kimler ALLAH'ın emirlerine saygı gösterirse kalplerindeki erdemi sergilemiştir.