Deniz, dağ ve tarih üçgeninde unutulmaz üç gün
- Ayrıntılar
- Kategori: Gezelim ve görelim
- Gösterim: 2666
Alternatif bir tatil mi istiyorsunuz? İşte size deniz-dağ ve tarih üçgeninde dolaşabileceğiniz bir öneri. Erdemli’den yola çıkın. Önce Kızkalesi’ne uğrayın; ardından Akyar Koyu’nu, Cennet ve Cehennem Göçükleri’ni görün, Astım Mağarası’nda nefes alın.
Eğer, tatilinizi 5 yıldızlı otellerin dışında, yolların size hazırladığı sürprizlere bırakarak geçirmek isterseniz size iki ya da üç günlük bir güzergah önerimiz var.Hem gezip hem keşfedip hem de tatil yapabilirsiniz. Deniz, dağ ve göl üçgeninde gerçekleşecek mini rotada tarihle iç içe olmak da mümkün.
Güzergahın merkezi Mersin. Akdeniz’in en önemli limanlarından biri olan Mersin’den Erdemli’ye doğru giderken tatil sitesi çılgınlığının oluşturduğu o itici beton yığınlarına aldırmayın. Tatilin keyfini yaşamaya çalışın. Bir süre yol aldıktan sonra Erdemli’yi geçtiğinizde denizin ortasında bir kale beliriverir: Kızkalesi. Denizin ortasında duran kaleye geçmeden önce antik kente göz atın. Sonra tekneyle Kızkalesi’ne kadar gidebilirsiniz. Tekneler, kaleye götürmek için 7,5 YTL alıyor. Kale, yaklaştıkça daha da görkemli ve cazibeli hale geliyor. Eğer vaktiniz varsa kale dönüşünde ortasından ana yol geçen bu antik kente varın. Geniş bir alana yayılan bölge, el değmemiş güzelliklere ve sürprizlere gebe. Taşların yüzünde, sağa sola devrilmiş kalıntılarda ses çıkarmadan konuşan şekilleri görebilirsiniz. Burayı gezip, denizin keyfini çıkardıysanız Kızkalesi’ni solunuza alıp Silifke’ye doğru ilerleyin. Kızkalesi’ni yaklaşık iki kilometre geçtikten sonra sola sapın. Karşınıza sıradan mütevazılığı içinde tertemiz, inci gibi bir koy çıkacaktır; Akyar Koyu. İsmini pamuk rengi travertenleri hatırlatan renginden alan bu koy, tertemiz denizi, sakinliği, makiler ve çam ağaçları arasında kalmış dingin ve duru havasıyla kaçırılmaması gereken bir yer. Akyar Koyu, doğal bir sit alanı ve Narlıkuyu Belediyesi’nin himayesinde. Belediye belli ki buraya büyük önem veriyor, girişi çıkışı kontrol ediyor ve bakımını, temizliğini yaptırıyor. Akyar Koyu’nun çevresinde birbirinden güzel Kızlar Hamamı ve İncirlikoy yer alıyor. Özellikle orta sınıf ailelerin tercih ettiği bir mekan burası. Dilerseniz çadır kurabiliyor, günübirlik denizden yararlanabiliyorsunuz. Yörük çadırlarından oluşturulmuş ve doğayı tahrip etmemiş lokantalarında sıkma börek, gözleme gibi apiratifleri tadabileceğiniz gibi, kendi başınıza piknik yapmanız da mümkün. Deniz meraklıları bilirler, bazı denizler aşırı sıcak, bazı denizler ise normalin üstünde soğuktur. Dalga, kum, rüzgar gibi diğer faktörler de cabası. Akyar Koyu, insanı hayrete düşürecek ve mutlu edecek kadar temiz, berrak ve dupduru. Denize girdiğinizde vücudunuzda tatlı bir ılıklıkla uyarıcı bir serinliği birlikte hissediyorsunuz. Bir tür doğal masaj etkisi yapıyor adeta. Deniz suyundaki tuz yoğunluğu, suda ilginç kırılmalar yapmakla kalmıyor, kış aylarında güçlü dalgaların dövdüğü kayalarda birbirinden ilginç şekiller de oluşturuyor. Taşların hayranlık uyandıran şekilleriyle bir tür tabii taş galerisi gibi burası. Minik tuz çanakları ve oyuklarını ayaklarınızın arasına alarak karşıdaki Kızkalesi’ni seyredebilir ya da koyda her gün dalış eğitimi yapan kulübün zıpkınla avlanan dalgıçlarının bellerine dizdiği avlanmış balıkları görebilirsiniz. Bu sırada eğer karnınız acıkırsa, ki deniz insanın iştahını açar, hiç telaş etmeyin. Birbiri ardınca dizilmiş tertemiz balık lokantalarında, nefis mevsim balıkları sizi bekliyor. Taze sebzelerden ve nefis zeytinyağından hazırlanmış salataları da cabası. Eğer, tercihinizi et yönünde kullanmak isterseniz size ana yol üzerindeki Mevlüt Usta’nın yerini öneririz. Fiyatları uygun ve temiz. Bir Yörük alçakgönüllülüğüyle müşterilerini ağırlayan Mevlüt Usta’nın yemeklerini unutamayacaksınız. Akyar Koyu’nun yakınında ziyaret edilmesi gereken birkaç alternatif daha var; Cennet ve Cehennem Göçükleri ve Astım Mağarası. Cennet ve Cehennem Göçükleri, ilginç yeryüzü şekilleriyle sizi büyüleyecek. Tıpkı, Astım Mağarası gibi. Mağara, ülkemizin tabii sanat müzesi değeri taşıyan yerlerinden birisi. Ama, Kültür Bakanlığı yetkilileri mağaraya inip çıkılan demir merdiveni bir an önce gözden geçirip daha kullanılabilir hale getirmeli. Mağaradan çıkınca o nefis Yörük ayranından içmeyi sakın unutmayın. Eğer, bir gün kalmakla buraya doyamadıysanız işte size bir öneri daha: Yol üzerindeki Calamie Hotel’i tercih edebilirsiniz. Yapı şımarıklığı ve gösterişine düşmeden yapılmış bu hoş otelde konaklayabilirsiniz. Son kez hatırlatalım: Sabah erken saatte ve akşam gün batımında mutlaka koylara geri dönün. Ve o turkuaz berrağı tuzlu denize kendinizi bırakın ve her şeyi hiçbir şey düşünmüyormuş sakinliği ile yeniden düşünün, yaşayın. Nasıl gidilir?
Mersin’den Erdemli oradan da Kızkalesi’ne kadar ilerleyin. Eğer vaktiniz varsa ortasından ana yol geçen bu antik kente varın. Denizin keyfini çıkarın ve Silifke’ye doğru ilerleyin. Karşınıza Akyar Koyu çıkar. Sonra, Cennet ve Cehennem Göçükleri ve Astım Mağarası’nı gezin ve yorgunluğunuz bir otelde dinlenerek giderin.
İshak Buhar
cumaertesi