Fıkıh Köşesi
İSLÂMİ VE RESMİ NİKAH ARASINDAKİ FARKLAR
- Ayrıntılar
- Kategori: Fıkıh Köşesi
- Gösterim: 10037
Soru: "-Çevremizdeki insanlar, resmi nikah ile İslami nikahın aynı şartları taşıyıp-taşımadığı konusunda tereddüt etmektedirler. Bazı hocaefendiler "Resmi nikahta tarafların rızası alınmakta ve buna iki kişi şahit olmaktadır. İslami nikahın rükünlerine baktığımız zaman, aynı unsurları görüyoruz. Bu durumda, ikisi arasında fark yoktur" diyorlar. Diyanet İşleri Başkanı; bir haftalık dergide yayınlanan röportajında, bu iki nikah arasında, dua müstesna, bir fark olmadığını belirtmektedir. (..) Bu değerlendirmeler doğru mudur? İslam'da nikahın sahih olması için gereken şartlar ile resmi nikahın şartları aynı mıdır? Aynı değilse ne gibi farklar vardır?"
CEVAP: Muteber kaynaklardan "Dürri'l Muhtar" isimli eserde: "-Bizim için hiçbir ibadet yoktur ki, Hz. Adem (as) devrinden bugüne kadar meşru olsun da, cennette de devam etsin!.. Bundan yalnız nikah ile iman müstesnadır" hükmü kayıtlıdır. İbn-i Abidin, bu metni şerhederken: "-Çünkü nikah bir vecihle ibadet, bir vecihle muameledir. Nikahla cihadın her ikisi, Müslümanın ve İslam'ın vücud bulmasına sebeb olmakta müşterek iseler de, musannıf nikahı evvel zikretmiştir. Çünkü Müslüman ferdlerin nikah ile çoğalması, cihad ile çoğalmasından kat kat fazladır" (1) diyerek, önemli bir inceliği gündeme getirmiştir. İslamın temel hedeflerinden birisi de nesil emniyetini sağlamaktır. İslami nikah; hem ibadet, hem muamelat hükmündedir. Belediye evlenme akdinde, ibadet unsuru mevcut değildir. Bu tesbitten sonra suallerinize gecebiliriz.
Laik kanunlara göre yapılan evlenme akdi ile İslam fıkhına dayanan nikah birbirinden farklıdır. Bu farkları kısaca izaha gayret edelim: A) İslami nikahta, birbirleriyle evlenecek olan erkeğin ve kadının inanç durumu önemlidir. Zira Kur'an-ı Kerim'de: "-Müşrik kadınlarla, onlar iman edinceye kadar evlenmeyin. İman eden bir cariye, müşrik bir hür kadından (bu sizin hoşunuza gitmese de) elbette daha hayırlıdır. Müşrik erkeklere de, onlar iman edinceye kadar mü'min kadınları nikahlamayın. Mü'min bir kul, müşrikten elbette hayırlıdır. Onlar (müşrikler) sizi cehenneme çağırırlar. Allahu Teala (cc) ise, kendi iradesiyle cennete ve mağfirete çağırır. Allah insanlara ayetlerini apaçık söyler. Ta ki iyice düşünüp, ibret alsınlar" (El Bakara Suresi: 221) hükmü beyan buyurulmuştur. Dolayısıyle şirk sebebiyle, birbirleriyle evlenmeleri mümkün olmayan insanlar vardır. Mü'min bir erkek, müşrik bir kadın ile nikahlanamaz veya mü'min bir kadın putperest veya ehl-i kitap bir erkekle evlenemez. (2) Nikahın imana dayanmasındaki hikmet budur. Belediye'de yapılan evlenme akdini, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan erkek ve kadın (inançları ne olursa olsun) evlenebilirler. Din farkı, belediye evlenme akdinin yapılmasına engel değildir. B) İslami nikahta, erkeğin kadına mehir vermesi vaciptir. Kadının hakkı olan mehir; kitap, sünnet ve icma ile sabittir. (3) Belediye evlenme akdinde, mehir sözkonusu değildir C) İslami nikahta; şahitlerde aranan vasıflar ve şahitlerin sayısı önemlidir. Belediye evlenme akdinde ise, şahitlerin vasıfları üzerinde durulmaz. D) Belediye reisi veya görevlendirdiği memur, kendisine müracaat eden iki süt kardeşi evlendirebilir, kanunen serbesttir. İslam fıkhında ise; süt kardeşlerin birbirleriyle evlenmeleri haramdır. Zira Resul-i Ekrem (sav)'in: "-Nesepten dolayı haram olan şey, süt emmeden dolayı da haram olur" buyurduğu sabittir. (4) Medeni hukuk, batı'dan tercüme yoluyla aktarıldığı için, süt kardeşliği meselesi dikkate alınmamıştır.
Şimdi zahiren benzeyen hükümleri gündeme getirelim: İslam fıkhında nikahın sahih olması için, rükünlerinin ve şartlarının bulunması gerekir. Feteva-ı Hindiyye'de: "-Nikahın rüknü, icap ve kabulden ibarettir. Kafi'de de böyledir. İcap hangi taraftan olursa olsun, önce taraflardan birisinin "aldım" veya "vardım" diye bir söz söylemesidir. Kabul ise bu sözün müsbet olan cevabıdır. İnayede'de böyledir" (5) hükmü kayıtlıdır. Nikahın şartlarından birisi de iki adil şahittir. Zira Resul-i Ekrem (sav)'in: "-Nikah ancak şahitlerle olur" (6) buyurduğu sabittir. Dolayısıyle icab ve kabul sırasında, şahitlerin hazır bulunması da gerekir. Ayrıca bu şahitlerin, tarafların rızasını ifade eden sözleri (icab ve kabulü) duymaları da zaruridir. Bazı kimseler nikah akdinde; tarafların rızasını ve iki şahit meselesini dikkate alarak, zahiri benzerlikler üzerinde durmaktadırlar. Halbuki yukarıda zikrettiğimiz (tarafların inançları, mehir, süt kardeşlerin durumu vs) incelikleri dikkate almış olsalardı; İslam fıkhındaki nikah ile Belediye evlenme akdinin farkını kavrayabilirlerdi. Teşrii kaynağı açısından da bu iki muamelenin farklı olduğu sabittir. Meselenin özü budur. Birbirimize dua edelim.
(1) İbn-i Abidin- Reddü'l Muhtar Ale'd Dürri'l Muhtar- İst: 1983 C: 5 Sh: 247.
(2) Şeyh Nizamüddin ve Heyet- Feteva-ı Hindiyye-Beyrut: 1400 C:1 Sh: 281.
(3) İmam-ı Serahsi- El Mebsut- Beyrut: ty C: 5 Sh: 62-63. Ayrıca İmam-ı Merginani- El Hidaye- Kahire: 1965 C: 1 Sh: 204
(4) İbn-i Hümam- Fethu'l Kadir-Beyrut: 1315. C: 2 Sh: 360.
(5) Şeyh Nizamüddin ve Heyet- C: 1 Sh: 267.
(6) İbn-i Hümam- A.g.e C: 2 Sh: 351