Fıkıh Köşesi
MÜBAREK RAMAZAN AYI
- Ayrıntılar
- Kategori: Fıkıh Köşesi
- Gösterim: 6331
Bugün herhangi bir suale bağlı kalmadan sohbet edelim. Zamanın ve mekanın, kendilerinde meydana gelen mübarek hadiseler ile keyfiyet kazanmaları mümkündür. Mü'minlerin indinde, Kabe-i muazzama en mübarek mekandır. Zira Allahu Teala (cc) O'nu, bütün mü'minlere kıble olarak tayin etmiştir. İrfan ehlinin "Onbir ayın sultanı" olarak ifade ettikleri, Ramazan-ı Şerif ayı da mübarek bir zamandır. Bu ayda, hak ile batılı birbirinden ayıran ve hidayet rehberi olan Kur'an-ı Kerim indirilmiştir. Bu hakikat; "O sayılı günler Ramazan ayıdır ki, Kur'an o ayda indirilmiştir. Kur'an insanlara (mahz-ı) hidayettir. Öyle ise içinizden kim o aya erişirse, orucunu tutsun" (El Bakara Suresi: 185) ayet-i kerimesi ile sabittir. Bu levh-i mahfuzdan indirilme hadisesi, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi'nde olmuştur. İmam-ı Kurtubi: "- Kur'an-ı Kerim'in Ramazan-ı Şerif ayı içerisinde indirildiği Allahu Teala (cc)'nın "O Ramazan ayıdır ki, Kur'an onda indirilmiştir" kavli ile sabittir. Kadr Suresi'nde ise, Kur'an'ın Kadir Gecesi'nde inzal buyurulduğu, kat'i olarak haber verilmiştir. Bu nassları esas alan Ehl-i Sünnet'in müctehid imamları, Kadir Gecesi'nin Ramazan-ı şerif ayı içerisinde olduğunda icma etmişlerdir" (1) diyerek, bir inceliğe işaret etmiştir. Bazı kaynaklarda, İmam Ebu Hanife'nin şu tesbitine yer verilmiştir: - Kadir Gecesi Ramazan ayındadır. Fakat sabit değil; kah takaddüm, kah teahhur eder." (2) Ramazan-ı Şerif ayının her gecesini, "Kadir Gecesi olabilir" zannı ile değerlendirmek sünnete uygundur. Hz. Abdullah İbn-i Ömer (ra)'in: "-Resul-i Ekrem'e (sav) Kadir Gecesi'nden soruldu. Bunun üzerine Peygamberimiz Efendimiz (sav) "-O, her Ramazan-ı şerif ayındadır." cevabını verdi" (3) dediği malumdur. Sahih hadis mecmualarında, Resul-i Ekrem (sav)'in Ramazan-ı şerif ayında mescidde itikafa girdiği haber verilmektedir. Her sene, farklı zamanlarda itikafa girmesi, Kadir Gecesi'ni araması ile ilgilidir. Fukaha Kadir Gecesi'ni aramanın müstehap olduğunda ittifak etmiştir. Feteva-ı Hindiyye'de: "-Kadir Gecesi'ni aramak müstehaptır. İmam Ebu Hanife'ye göre; Kadir Gecesi Ramazan ayının içerisindedir. Fakat onun hangi gece olduğu bilinemez. Bazen ileri geçer, bazen geri kalır. İmameyn'e göre; Kadir Gecesi Ramazan ayının içerisindedir. Gizli olan muayyen bir gecedir. İleri geçmediği gibi, geri de kalmaz. O geceyi aramak sünnettir." (4) hükmü kayıtlıdır. Ramazan ayında Müslümanların; hem bedenlerinin zekatı olan oruc ibadetini eda etmeleri, hem bin aydan hayırlı olan geceyi (Kadir Gecesi'ni) aramaları gerekir.
Oruç (savm), daha önceki ümmetlere de farz kılınan bir ibadettir. Kur'an-ı Kerim'de "-Ey iman edenler!... Sizden evvelki (ümmet)lere yazıldığı gibi, sizin üzerinize de oruç yazıldı. Umulur ki (günahlardan ictinab ederek) korunursunuz." (El Bakara Suresi: 183) hükmünün beyan buyurulduğu malumdur. İslami ıstılahta: "-İkinci fecrden (fecr-i sadık) itibaren güneşin grubuna kadar; yemekten, içmekten, cinsi münasebetten ve orucu bozan diğer şeylerden, Allahu Teala (cc)'ya kulluk niyetiyle nefsi men etmeye savm denilir" şeklinde tarif edilen bu ibadet, İslam'ın beş şartından birisidir. Allahu Teala (cc) insanlara; her türlü kötülükten kaçınmaları ve takva sahibi mü'min olmaları için, oruç tutmalarını emir buyurmuştur. Oruc ibadeti, insan iradesinin güçlenmesine ve şahsiyetinin gelişmesine vesile olduğu için, büyük bir nimettir. Bu ibadet, insanın şehvetlerini dizginler ve nefs-i emmaresinin ihtiraslarına hakim olmasını öğretir. Hz. Osman İbn-i Ebi'l-As'(ra)'dan gelen rivayette, Resul-i Ekrem (sav) bu ibadeti şu veciz teşbihle ifade etmiştir: "-Oruç sizi cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır." (5) İbnu'l-Arabi , bu hadisin şerhinde şöyle demektedir: "-Oruç ateşe karşı bir kalkan olmuştur. Çünkü orucun manası şehvetlerden el çekmektir. Şehvetin azalmasiyle ateş izale edilmiş olur." (6) Resul-i Ekrem (sav) "Orucun bir kalkan olduğunu" beyan ettikten sonra; "(Her kim oruçlu ise) Kötü söz söylemesin; cahiller gibi hareket etmesin ve bir kimse kendisiyle dövüşmek veya dalaşmak isterse, ben oruçluyum, desin ve bunu iki defa tekrarlasın" buyurmuştur. İmtihanı devam eden her insanın; "salih bir mü'min" olmak için gayret sarfetmesi zaruridir. Kalbinde taşıdığı iman ve eda etmekle emrolunduğu ibadetler, ona bu vasfı kazandırabilir.
Şeytanların zincire vurulduğu Ramazan-ı Şerif ayında; Müslümanların hem bedenlerinin zekatı olan oruc ibadetini eda etmeleri, hem mallarının zekatlarını vermeleri zarurudir. Meşru bir özür (Hastalık, yaşlılık, vs) sebebiyle oruçlarını tutamayan Müslümanların, fakirlere fidye vermeleri farzdır. Ramazan-ı Şerif ayında; durumları müsaid olan Müslümanların, i'tikafa girmeleri sünnettir. Meselenin özü budur. Allahu Teala (cc) cümlemizi, muhsin ve muhlis kullarından eylesin. Birbirimize dua edelim.
(1) İmam-ı Kurtubi- El Camii Li Ahkamu'l Kur'an- Kahire: 1967 C: 20 Sh: 136.
(2) İmam-ı Kadıhan- El Feteva- Kahire: 1282, C:1 Sh: 190.
(3) İmam-ı Beyhaki- Es-Sünenü'l- Kübra- Haydarahad: 1350, C:.4, Sh:307.
(4) Şeyh Nizamüddin ve Heyet- Feteva-ı Hindiyye-Beyrut: 1400 C: 1 Sh: 216.
(5) Sünen-i Nesai -İst: 1401 C: 4, Sh: 167; Ayrıca Sahih-i Buhari - İst: 1401 K.Savm: C: 2, Sh: 226.
(6) İbn-i Hacer - Fethu'l Bari - Kahire: 1319 C: 4, Sh: 73