Emanet ve Ehliyet
HAKİMİYET KAYITSIZ VE ŞARTSIZ ALLAH (CC)'NINDIR
- Ayrıntılar
- Kategori: Emanet ve Ehliyet
- Gösterim: 4168
Hanefi fûkahası; "Yeryüzünde yaşayan bir kimsenin canının ve malının masum olması işin; ya iman etmiş olması, ya ahdinin (zimmet akdi) bulunması gerekir. İslâm'a karşı savaşan harbilerin (saldırgan kafirlerin) canları ve malları masûm değildir"(17) hükmünde ittifak etmişlerdir. Bu ittifak şu ayet-i kerime'ye dayanmaktadır: "Kendilerine kitap verilenlerden ne Allah'a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah'ın Resûlü'nün haram ettiği şeyleri "Haram" tanımayan, İslâm dinini din olarak kabul etmeyen kimselerle; zelil ve hakiyr olup kendi elleriyle cizye verecekleri zamana kadar muharebe edin" ( Et Tevbe Sûresi: 29) Dürri'l Muhtar'da: "Cizye mülhidlerin dediği gibi, müslümanların kafirlerin küfürlerine razı olmaları değildir. Bilakis cizye kafirlerin küfürleri üzere kalmalarının cezasıdır. İmana davet etmek işin kafirlere cizyesiz mühlet vermek caiz olduğu takdirde, cizye ile mühlet vermek evleviyetle caizdir. Nitekim Allahû Teâla (cc)'nın: "Kafirlere, zelil va hakiyr olarak kendi elleriyle cizye verinceye kadar onlarla muharebe ediniz"(Et Tevbe Sûresi: 29) ayet-i kerimesi ve peygamber efendimizin Hecer mecûsilerinden, Necran hıristiyanlarından cizye alıp kendilerini dinleri üzere bırakmaları da, cizyenin caiz olduğuna delildir"(18) hükmü kayıtlıdır. İmam-ı Şafii (rha)'de; iman veya zimmet akdi (Ahid) olmadığı süre işerisinde, kanın ve malın masum olmayacağını beyan etmiştir.(19)
Sonuş olarak yeryüzünde; Allahû Teâla (cc)'nın indirdiği hükümlerle hükmedilmesi esastır. İmam-ı Serahsi (rha): "Cihad'dan maksad, mü'minlerin emniyet işerisinde bulunmaları, din ve dünya işlerini yürütme imkanına kavuşmalarıdır"(20) hükmünü zikretmektedir.Sonuş olarak şunu söyleyebiliriz: İslâm fıkhında hakimiyet ve iktidar kavramları; birbirleriyle ilgili olmakla beraber, farklı mahiyete haizdirler.Hakimiyet kayıtsız ve şartsız Allahû Teâla (cc)'ya aittir. Hakim-i mutlak olan O'dur. Müslümanlar namazlarını edâ ettikten sonra; "Lehûl Mulk (hakimiyet o'nundur) ve lehû'l Hamd" diyerek, bunu ikrar ederler. İktidar kavramı ise, Allahü Telâla'nın (cc) halifesi olan insanlara ait fiilleri ifade işin kullanılabilir. İnsanların rızalarını (bey'at veya zimmet akdi) alarak iktidara gelen kimseler; hem Allahû Teâlâ'nın rızasını ve hakimiyetini dikkate almak, hem insanların haklarını muhafaza etmekle vazifelidirler. Hilâfet rejiminin hedefi, insanoğlunun hem bu dünya , hem ahiret aleminde saadetine vesile olmaktır. Günümüzde insanların hevâlarından kaynaklanan ideolojiler, yeryüzüne hakim olma ihtirasına kapılmışlardır. Bunun getirdiği fitne ve fesad, bütün şiddetiyle sürmektedir. Hesap gününe hazırlanan mü'minlerin; Allahû Teâla (cc)'nın indirdiği hükümleri (hakikati ve adaleti) bir kenara bırakıp, müstekbirlerin ideolojilerine hizmet etmeleri caiz değildir.