Emanet ve Ehliyet

CİHAD'LA İLGİLİ DİĞER MESELELER

786 İmam-ı Merginani; Resûl-i Ekrem (sav)'in "Düşmanların ülkesine Kur'an-ı Kerim'le birlikte yolculuk etmeyiniz" buyurduğunu kaydettikten sonra "Kâfirler mü'minlere karşı kin ve gazablarını göstermek için Kur'an-ı Kerim'e hakaret edebilirler"(161) hükmünü zikretmektedir. Dürrü'l muhtar'da: "Mushaf-ı şerif, fıkıh kitabları, hadis kitabları ve kadın gibi kendilerine ta'zim etmek vacib, hafif ve hakir görmek haram olan şeylerle cihad'a çıkmak yasak edilmiştir. Bunların yasak olmasına delil Müslim-i Şerif'teki: "Kur'an-ı Azimüşşan ile düşman toprağına yolculuk etmeyiniz" Hadis-i Şerif'dir"(162) hükmü kayıtlıdır.

 787 Bir kimse; "Ulû'lemr'in izni" ile Darû'l Harbe girip, kâfirlerin malını yağma etse, o malın beşte biri kendisinindir.(163)

 788 Kur'an-ı Kerim'de "Ey Peygamber!.. Mü'minleri cihad'a teşvik et"(164) hükmü beyan buyurulmuştur. Dolayısıyla "Ulû'lemir'in" tenfil hakkı vardır. Tenfil; cihad zamanında mücahidleri harbe teşvik etmek için, ganimet hissesinden daha fazla vermesidir. Meselâ; Ulû'lemr "Her kim, bir kâfiri öldürürse, üzerinde bulunan eşya ona aittir" diyebilir. Bu tenfil; Ulû'lemr için mendub'tur.(165)

 789 Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Her kim dinini değiştirirse, onu öldürünüz"(166) buyurduğu bilinmektedir. Allahû Teâla (cc) muhafaza buyursun, bir mü'min irtidat ederse, şüphesi izale edilir ve kendisine üç gün mühlet verilir. Yeniden İslâm'a dönerse ne alâ!.. İrtidat'ta ısrar ederse öldürülür.(167) Mürted'ler bir beldeyi ele geçirirlerse, onlarla sonuna kadar cihad edilir. Hz. Ebû Bekir (ra)'in hilâfeti döneminde "İrtidat" vakıası ortaya çıkmış, bütün Sahabe-i Kiram; onlar için, "Ya İslâm'a yeniden dönmek veya kılıç'ın meşru" olduğu hususunda icma etmiştir.(168) Mürted'den köle edinilmez ve "cizye vermeleri" teklifinde de bulunulmaz. Ancak bir Yahudi dinini terkeder Hristiyan olur veya Hristiyan Yahudi olursa, zimmi olma hali devam eder. Zira Küfür tek bir millettir.(169)

 790 İslâm devletine karşı haksız yere ayaklanan âsî ve bağyilerle cihad etmek meşrudur. Bağy kelimesi, müteaddi (geçişli) olarak kullanıldığı zaman "-Talep etmek ve talep hususunda ileri gitmek" manasına gelir.İslâmî ıstılâhta "-Cevr ve zulüm gibi yapılması helâl olmayan bir şeyi istemek" manasınadır. Bazı insanlar, İslâm dininin kendilerine verdiği hakları ve yetkileri az bularak, daha fazlasını (gayr-i meşrû olarak) talep ederler. Politik ihtirasların kaynağında hükmetme (liderlik) arzusunu görmek mümkündür. İslâm Uleması: "-Başlarında bulunan bir idarecinin çevresinde toplanıp; İslâmi hududlara tecavüz ederek ve velâyetin (İktidarın) kendilerine ait olduğunu iddia ederek, adil imama (lidere) karşı savaşan topluluğa bugat ehli denilir" tarifinde ittifak etmiştir.(170) Asi ve bağyi durumunda olan kitlelere; önce şüphe ve tevillerle ortaya attıkları tezlerinin doğru olmadığı tebliğ edilir. Eğer kıyamlarında haklılık sözkonusu ise, teklifleri dikkate alınır. Bütün gayretlere rağmen kıyamlarında ısrar ederlerse, onlarla savaşmak ve İslâmî yönetimi korumak zaruri olur. Tağuti iktidarlara veya zalim yönetimlere karşı, sadece ve sadece Allahû Teâla (cc)'nın rızasını kazanmak niyetiyle ayaklanan kimselere  mücahid denilir. İslâmî hududlara riayet ederek yaptıkları bu kıyam, salih bir ameldir.


 

X (Twitter) sayfamız!

X (Twitter) adresimizi takip ederek, her türlü ilmi bilgilendirmeden istifade edebilirsiniz.

Günün Sözü

"“Akrabalık bağı arşa tutunarak şöyle demiştir: Beni koruyup gözeteni, Allah gözetsin. Benimle ilgisini kesenden Allah rahmetini kessin!” (Hadîs-i Şerif—Müttefekun aleyh)"
Telif Hakkı © 2024 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.