1334 Şimdi "Bir cemaat (dernek mensubu, çete vs.) kasden ve teammüden bir ferdi öldürürse durum ne olur?" sualine cevap arayalım. Hanefi fûkahası; "Bir cemaat; kasden ve teammüden bir ferdi öldürürse, o cemaatin tamamı (kısas edilerek) öldürülür"(210) hükmünde müttefiktir. Zira, Hz. Ömer (ra)'in hilafeti döneminde, Sana'da bir cemaat, kanı masum olan bir ferdi öldürdükleri için kısas cezasına çarptırılmıştır. Hz. Ömer (ra): "Eğer Sanalılar hep ittifak edip, bir kimseyi öldürürlerse; ben Sanalıların tamamına, kısas uygularım"(211) buyurmuştur. Esasen "kısas"; insanların can emniyetini sağlamak için emir buyurulmuştur. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "Ey Salim akıl sahipleri, kısasta sizin için (umumi) bir hayat vardır. Ta ki (Adam öldürmekten) sakınasınız"(212) hükmü beyan buyurulmuştur. Eğer bir cemaatin; bir ferdi öldürmesinde, "kısas" tatbik edilmezse, adam öldürmede bu usul yaygınlık kazanır. Kaldı ki; "Serikat-ı Kübra" (yol kesme, hıraba) bahsinde de izah ettiğimiz gibi; herhangi bir çete "mal almak" kasdıyla yol keser ve kanı masum olan bir kimseyi öldürürlerse "hadden" öldürürler.(213) Bu hususta af ve sulhte sözkonusu değildir. Öldürülen kimsenin velisine; herhangi bir yetki de verilmez. Zira öldürme "kısas" değil; haddir. İslâm toplumunda, ferdlerin can emniyetini sağlamak zarûri bir maslahattır.
“Ramazan ayı dışında en fazîletli oruç, ŞEHRULLAH (Allah’ın ayı) olan MUHARREM ayında tutulan oruçtur. Farzlardan sonra en fazîletli namaz da, gece namazıdır.” (Hadîs-i Şerif—Müslim)