Emanet ve Ehliyet
YEMİN-İ MÜN'AKİDE
- Ayrıntılar
- Kategori: Emanet ve Ehliyet
- Gösterim: 4122
2005 Kur'ân-ı Kerîm'de: "Allah, yeminlerinizin (keffâretle) çözülmesini size farz kılmıştır"(71) hükmü beyan buyurulmuştur. Dolayısıyla ibâdeti terk veya ma'siyeti (Haramı) irtikap üzere yapılan yeminin derhal bozulması gerekir. Esasen mü'minler mümkün mertebe, yemin etmemeye gayret etmelidirler. Feteva-ı Hindiyye'de: "Allah adı ile yemin etmek mekrûh değildir. Fakat az yemin etmek, çok yemin etmekten daha evlâdır"(72) hükmü kayıtlıdır. Mecbur kalınmadığı süre içerisinde yemin etmemek esastır. Dil alışkanlığı teşekkül etmişse; yeminine "İnşâallahu Teala" sözünü ilâve etmelidir. Zira Resûl-i Ekrem (sav): "Bir kimse yemin edip, inşâallah dese, şüphesiz ki o kimse istisna yapmıştır. Bir kimse istisnâ yapsa, ona yemininden dönmek yoktur, keffâret de yoktur. Lâkin ittisâl (Birbirine bitişik olması) gerekir"(73) buyurduğu bilinmektedir. Bu rivayet Abdullah İbn-i Mesûd, Abdullah İbn-i Abbas ve Abdullah İbn-i Ömer (ranhüm)'den mevkûfen ve merfûan gelmiştir. Bilindiği gibi her üçü de; fâkih olan sahabedendir. Ancak ayrı olarak söylenirse, istisnâ meydana gelmez.