- Ayrıntılar
-
Kategori: Türk sanatları
-
Gösterim: 3272

Gaziantep Kilimcilik
Antep kilimleri bilinen diğer Anadolu kilimlerinden tezgah, şekil, dokunuş biçimleri ve nakışları yönünden çok farklı olamkala birlikte, kilimciliğinin yörede hangi tarihte başladığı ve hangi aşamalardan geçtiği kesin olarak bilinmemektedir.
Antep kilimlerinin hammaddesi öküz,deve ve at tüyü,koyun yünü ve keçi kıllarıdır. Siyah,felhani,mavi,yeşil boya,cehre sarısı,ceviz kabuğu,cevizi boz,soğan kabuğu,sumak yaprağı Antep kilimlerinde kullanılan ilkel boyalardan birkaçıdır. Günümüzde akrilik iplikten yapılan kilimlerde bulunmaktadır.
Kilim'in yalnız el tezgahlarında imal edildiği ve bu iş kolunun çok canlı olduğu devirlerde Gaziantep’te 7000 civarında el tezgahının faaliyette olduğu, 1960’larda bu sayının 100-150’ye düştüğü saptanmıştır. Motorlu dokuma tezgahlarının yaşamımıza girmesiyle, talep daralması problemine bir çözüm gibi görülen kalitenin düşürülmesi, Antep kilimlerine olan talebi daha da azaltmış ve tezgahlar yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlamıştır. Antep Kilimlerinin bilinen çeşitleri şunlardır; Baklava Dilimi, Habbap (Nalın) Ayağı, Kuş Kanadı, Zincir Göbek, Dirsek Göbek, Pençe Göbek, Parmak Göbek, Atom Göbek.

Gaziantep Aba Dokumacılığı
Aba, geçmişte deve, öküz ve at tüyünden, keçi kılından ve koyun yününden dokunan özel bir kumaştan yapılan bir erkek giysisidir. Günümüzde ise maliyetin düşürülmesi amacıyla polyesterden özel bir metotla dokunan, üzerinde çeşitli motiflerin bulunduğu, eskiden fakir kimselerin günümüzde ise halkoyunları ekiplerinde erkeklerin üstlerine giydikleri bir giysidir.
Eskiden aba dokumasında kullanılan ipin en büyük özelliği doğal renkli oluşuydu. Renkli dokunmak istenen abanın ipleri istenen renkte kök boyayla renklendirilirdi. Günümüzde daha çok bordo renkli polyester ve değişik renklerde simli ipler kullanılmaktadır.
Aba dokuyan ustalar daha çok kilimci ustalarından olduğundan abalarda da kilim desenleri kullanılmıştır. Bugün bu ustalardan sadece bir iki usta günümüze kalmış olup, son yıllarda bu el sanatının unutulmaması için Gaziantep Üniversitesi tarafından yeni yetişen gençlere bu sanatı öğretmek için kurslar düzenlenmektedir.
Gaziantep Kutnuculuk
Kutnu kumaşı dokumacılığı Anadolu'da ve Gaziantep’te çok eskiden beri yapıla gelen ve yöremizde bir zamanlar çok önemli bir geçim kaynağı olmuş ve olmaya da devam eden bir el sanatıdır. Ancak kutnu kumaşının tekstilde ayrı bir yeri var. Kerem’in Aslı’ya söylediği rivayet edilen bir dize var: “Hint’ten gelirdi kutnu kumaşı...” Tarihi bir değeri olan kutnu bezi dokumacılığı, Türkiye’de yalnızca Gaziantep’te tamamen el tezgahlarında, değişik şekillerde dokunan ipekli bir dokuma türüdür.
16. yüzyıldan itibaren Gaziantep’te dokunan kutnu kumaşı, eskiden Anadolu’da özellikle alımlı giyinmek isteyen insanların hayallerini süslerdi. Anadolu Selçukluları’ndan bu yana dokunan kutnu kumaşları Osmanlı padişahları tarafından da elbise olarak diktirilirdi. Görkem, zarafet ve estetik ifade eden kutnu kumaşların hammaddesi filoş olan suni ipek ve pamuk ipliğidir. İçinde sentetik hiçbir madde bulunmadığından sıhhi bir kumaş türüdür.
Geçmişi çok eskilere dayanan kutnuculuk; dünyada basma sanatı yok iken, ipeğin çeşitli boyalara defalarca batırılarak, kendisine has renk ve motifler verilerek yapılan bir dokumadır. Kutnu kumaşı yapılırken şu aşamalardan geçer: Önce bobin halinde olan ip, söküm işlemine tabi tutularak çile haline getirilir. Söküm işlemi için yörede ‘devre’ adı verilen dört köşeli dolaplar kullanılır.
Çözgü iplikleri çile haline geldikten sonra boyama işine geçilir. Yüz derecelik boya kazanlarında ipler boyayı emene kadar bekletilir. Kazandan çıkartılarak sıkılan iplikler kurutulduktan sonra dokuma sırasında kopmaması için mezekçilere gönderilerek düzeltilmesi ve kopukların ayrılması sağlanır. Daha sonra ‘taharlanan’ yani taraktan geçirilen ipler dokumaya hazır demektir.
Daha çok el tezgâhlarında, kimi yerlerde ise motorlu atölyelerde dokunan kutnu kumaşı ‘kutnu ve alaca’ olmak üzere ikiye ayrılır. ‘Mecidiye, hindiye, zencirli, kemha, darcı, sedefli, mekkavi, kürdiye, cütari, rehvancıoğlu, kırkalem, sultan, Osmaniye, mehtap mercan, sedyeli, çiçekli olmak üzere 60’tan fazla çeşidi olan kutnunun hakim rengi sarıdır. Altın rengindeki sarı, kumaşa renk vermekle kalmaz, doğal bir parlaklık sağlar. Kırmızı, mor, yeşil, bordo, pembe, mavi ve siyah renklerin de tercih edildiği kumaş, eskisi kadar olmasa da kimi yörelerde halen giysi olarak kullanılıyor.
Þimdilerde kutnu kumaşı, yöresel bir kıyafet olarak kullanıldığı gibi, dekoratif amaçlı, çeşitli aksesuar, turistik giysi, çanta, terlik, perdelik kumaş ve folklor kıyafeti olarak ta kullanılmaktadır.
gaziantepliyim.com