Saz Yolu - Şah Kulu
- Ayrıntılar
- Kategori: Türk sanatları
- Gösterim: 2426
Saz yolu ya da saz üslubu Osmanlı sanatının yaygın bir bezeme üslubudur. Bu üslubu Kanuni döneminde eserler vermiş olan ressam Þah Kulu başlatmıştır.
Gerek çini, kalemişi, taş işçiliği gibi mimariye bağlı bezemelerde, gerek kitap resmi, cilt, kumaş, halı sanatları ve diğer küçük sanatlarda yaygın uygulama alanı bulmuş olan saz üslubu, 16. yüzyıl ortalarından 17. yüzyıl ortalarına değin geçerliliğini korumuş, 18. yüzyılda da lâke işçiliğinde yeniden yorumlanmıştır.
Bu üslubun ana motifleri, kıvrık, sivri uçlu, hançer formundaki yapraklarla hatayî çeşitlemeleridir. Özellikle sırt çizgisi kalın çekilmiş iri, kıvrık yaprak motifi 16. yüzyıl ilk çeyreği başlarında, 1520 yılında İstanbul sarayının ehli hiref örgütüne girmiş olan ressam Þah Kulu’nun yorumuyla oluşmuştur.
Þah Kulu 1514’de Yavuz Sultan Selim’in Tebriz’i işgalinden sonra, Tebriz’den Amasya’ya sürgün gönderilmiş Bağdatlı bir ressamdır. Bir süre Asya’da kaldığı, daha sonra İstanbul’a geldiği, Kanuni Sultan süleyman ile yakın ilişki içerisinde çalıştığı Osmanlı belgeleri ve kaynak eserlerinden anlaşılır. Kaynaklar, Þah Kulu’nun beğenilmiş bir icadın sahibi olduğunu, onun için Osmanlı Sarayında özel atölye kurulduğunu, Sultanın ona çok büyük miktarda paralar, ödüller ve armağanlar verdiğini, eski ve yeni ustaların başına getirdiğini, zaman zaman gidip, onu çalışırken seyrettiğini belirtirler.
Sultanın meclislerine katıldığına, Penahî mahlasıyla şiir yazdığına ney çaldığına, çok yetenekli bir nakkaş olduğuna ve zamansız öldüğüne de, 16. yüzyıl içerisinde kaleme alınmış bazı şuyara tezkirelerinde yer verilir. Osmanlı belgeleri de, sanatçının bayramlarda Kanuni’ye çeştli armağanlar sunduğunu, karşılığında değerli in’amlar aldığını ve 1556’da öldüğünü bildirirler. 1520 ile 1556 arasında otuzaltı yıl Osmanlı sarayı için çalışan ressam Þah Kulu’nun Osmanlı sanatının klasik çağına azımsanmayacak katkılarda bulunduğu söylenebilir, yine yeni bir üslubu başlatan müzehhip Karamemi’nin de hocası olmuştur.
Ressam Þah Kulu’nun yarattığı yeni üslup, öncelikle mürekkep resimlerinde belirmiştir. Sanatçı, ustaca kullandığı fırçasıyla ancak büyüteçle seçilebilecek ayrıntılara sahip peri resimleri, yaprak, hatayî çeşitlemeleri arasında ejderler, simurglar resmetmiştir. Osmanlı sanatında geleneksel tasvirlerden (minyatürlerden) ayrılan bu yeni resimler, kaynaklarda belirtilen sanatçının yeni icadı olmalıdır.
Bu resimle, boyanmamış kâğıtlara siyah mürekkep ve fırçayla çalışılmış, bazı kere yer yer sulandırılmış renklerle, altın veya gümüşle boyanmıştır. Yeni çalışma tekniği ve işlediği motifler Þah Kulu’ndan sonra, pek çok nakkaş tarafından sevilerek yorumlanmıştır. Bu sanatçılar arasında imzasıyla tanınan en ünlüsü Velican’dır. Velican da, Þah Kulu gibi Tebriz’den gelmedir. 16. yüzyılın ikinci yarısında, yaklaşık olarak 1580 ile 1600 yılları araında eserler vermiştir.
Saz üslübu 16. yy. 2. yarısı
Saz üslubundaki çalışmalarında perileri, hatayî, yaprak kümeleri arasında kuşları işlemiş, kişisel yorumunda ressam Þah Kulu kadar ayrıntıcılığa kaçmamıştır. Fırçasından çıkan peri resimleri oldukça sade, az bezenmiş ve göz, kaş biçimlendirmesiyle kendine özgüdür. Þah Kulu ve Velican’ın dışında sanatçılara ait imzasız saz üslubundaki resimler, albümlerde toplanmış olarak veya tek yaprak halinde dünyanın birçok özel koleksiyonu ve müzelerinin yanısıra, İstanbul Topkapı Saaryı Müzesi ile İstanbul Üniversitesi Kütüphanelerinde korunmaktadır.
Saz üslubu, Osmanlı kitap sanatında resimden sonra, en görkemli örneklerini tezhip dalında vermiştir. 18. yüzyıl kaynak eserlerinde söz edildiği gibi, Osmanlı nakkaşhanesinde tezhip ile saz işlemek ayrı bir yol ve ayrı bir koldur.
16. yüzyıl başlarından itibaren yetişen her sanatçının, şakirdliğinden başlayarak, ustalığa erişinceye kadar geçirdiği çeşitli eğitim aşamalarından birinin de, saz kolu olduğu anlaşılır. Þah Kulu’nun öğrencilerinden en değerlisi ve yeteneklisi KaraMemi’nin ve diğerlerinin yaptıkları tezhipler arasında saz üslubunu yansısıra en güzel örnekler, albümlerde izlenir.
Özellikle III. Murad albümü olarak tanınan 1572 tarihli bir albümdeki sayfa kenarı çalışmaları saz üslubunun süsleme sanatında ulaştığı noktayı sergiler.
Banu Mahir