Kayıp hattat
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi hikayeler
- Gösterim: 2043
Hattat Tahsin Bey, günlerdir üzerinde çalışıp bitirdiği levhayı, sahaflar çarşısındaki hat sanatlarının satıldığı dükkana getirdiğinde, takip edildiğinin farkında değildi. Her gelişinde olduğu gibi, daha önce getirdiği levhanın parasını tahsil etti. Dükkan sahibinin ricasını kırmayarak, köpüklü Türk kahvesini içti. Beş on dakika laflayıp dükkandan çıktı.
25-30 yaşlarındaki gaspçı Emin aylardır plan yapıyordu. Tahsin Beyin çok düzenli bir hayatı olduğunu keşfetmiş, onu kaçırmanın çok kolay olacağına kani olmuştu. Evet kaçırmak. Bir kuytuda yolunu kesip, sattığı levhanın yüklüce meblağını gasp etmek çok kolaydı kendisi için, ancak o daha fazlasının peşindeydi.
Emin iki yıldır kimsenin pek bilmediği bir çiftlikte çalışıyordu. Çiftlik sahibi, çalıştırmaktan ümidini kestiği baba yadigarı bu
çiftliği, en azından ayakta kalır ümidi ile Emine teslim etmişti.
Emin, Yadigarla altı yıldır evliydi ama çocukları olmamıştı. Üstelik eksiklik de kendisindeydi. Mutlu bir hayatları olduğu söylenemezdi. Üstüne üstlük karısının paraya olan düşkünlüğü Emini şirazeden çıkarmış, karısını kaçırmamak için haram yollara tevessül etmişti. Tek başına yaptığı hırsızlık ve kapkaçlar bini bulmuştu ama, gözlerden uzak çiftlik sayesinde yakayı ele vermemişti. Bu planının da başarılı olacağından adı gibi emindi.
Aklına göre planı şöyle cereyan edecekti: Þehrin sessiz mahallelerinden birindeki konakta oturan Tahsin Beyin yalnız yaşadığını biliyordu. Konağa gelip gidenler vardı ama, bunlar sadece hat sanatını öğrettiği talebeleri ve sanat arkadaşlarıydı. Evde Tahsin Beyden başka kimsenin olmadığına kanaat getirdiği bir gün, hat öğrenmek isteyen biri gibi kendini tanıtarak eve girecekti. Silahla tehdit edip, hat malzemelerini de alarak, Tahsin beyi doğruca sahaflar çarşısına getirecekti. Levhaların satıldığı dükkan sahibine kendisini öğrencisi gibi tanıtmasını sağlayarak, bir müddet çarşıya inemeyeceğini, levhaların satış paralarını öğrencisinin alacağını söyletecek, oradan çıktıktan sonra, yerini tahmin edemesin diye yolu çok daha fazla uzatıp, çiftliğin yolunu tutacaktı. Haliyle giderken müsait bir yerde de, çiftliğin yerini görmemesi için ellerini ve gözlerini bağlayacaktı. Ondan sonrası kolaydı. En az bir ay çiftlikte tutarak bol bol hat yazdırıp, peyderpey çok yüksek fiyata satacaktı. İşi bitince de Tahsin Beyi gözleri bağlı olarak getirip evinin önüne bırakacaktı. Hemen arkasından da, daha önce iş bağlantısı yaptığı, başka bir şehirdeki çiftliğe doğru yollanacaklardı.
Uzatmayalım, zamanı geldiğinde gariptir ki kaçırma planı aynen istediği gibi sonuçlandı. Her şey tıkır tıkır işledi. Hiçbir zorlukla karşılaşmadı. Yadigarı da ikna ettiği için her şey süt limandı. Tahsin Bey de hakeza. Gayet rahat tavırları ve diyalogu ile ev sakinlerinin sakinleşmesine yardımcı oldu.
İlk gün hattat Tahsin beyi el üstünde tuttular. İyice dinlenmesini sağladılar. İkinci gün hemen başlaması için rica ettiler. Tahsin bey, onları anladığını, merak etmemelerini, en güzel levhalarını yaparak onlara yardımcı olacağını söyledi. Azami itina göstererek birkaç saat içinde bir levhasını tamamlayınca, Eminin içine kurt düştü. Þüphe etmedi de, deneme için levhayı kaça satabileceğini merak etti. Düşüncesini Tahsin Beye aktardı. Tahsin bey merakında haklı olduğunu, eğer satmak istiyorsa, telefon ederek kendisine yardımcı olacağını söyledi. Emin, Tahsin Beyin telefonla söyleyeceği ifadeyi yazıya döküp eline tutuşturdu.
Tahsin Bey Dükkan sahibine: Daha önce size tanıştırdığım, Emin adındaki öğrencim bugün akşama doğru bir tablomu getirecek. Paraya ihtiyacım olduğu için hemen ödemeyi yaparsanız berhudar olurum. Dedi.
Emin, Tahsin beyi kollaması için silahı Yadigara teslim ederek çıktı ve yine kaçırma zamanındaki gibi kolayca işi halletti. Yüklü miktardaki parayı alarak çiftliğe döndü. Tahsin Bey şöminenin karşısında, huzur içinde çalışıyordu. Emin, ağzı kulaklarında, mutluluktan sesi çatallaşarak bağıra çağıra Tahsin beye teşekkür etti.
Ertesi gün Emin daha güneş doğmamışken bir dürtüyle uyandı. Önce bir anlam veremedi ama gözlerini ovuşturup kendine gelince, odanın içinin polislerle dolu olduğunu gördü. Sorular yumağına sarılı bir vaziyette Yadigarla birlikte kelepçelendi. Her ikisi de gözlerini Tahsin Beyden ayırmadan, bön bön bakar vaziyette polis otosuna bindirildiler.
Nasıl yakalandıklarını hiçbir zaman anlayamayacaktılar ama, bir gazete haberi, hem nasıl yakalandıklarını, hem de cahilliklerini bıçak gibi sapladı yüreklerine.
Meğer, Hattat Tahsin Bey, o levhada kaçırıldığını ifade eden bir istif yapmış. Dükkan sahibi de alışılmışın dışındaki yazı istifini inceleyip okuyunca, Emini biraz bekleterek polisin onu takip etmesini sağlamış. Sabah mahmurluğu da yakalanmalarını kolaylaştırmış.
Osman SUROÐLU
Irmak dergisi