HünerName
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi hikayeler
- Gösterim: 6773
At Koşusu Hünername NAKKAŞ OSMAN Topkapı Sarayı Kitaplığı,H.1524,158 8 tarihli
Hünername'deki Nakkaş Osman'ın fırçasından çıktığı kuşkusuz olan at koşusu.
Atların yeşile, açık maviye, eflatuna boyalı olduğu görülür. Renkler çok çeşitlidir ve birbirleriyle uyum halindedir.
Topkapı Sarayında bulunan ve Hünername ile aynı nitelikleri taşıyan bir başka eser yine Seyit Lokman'ın Farsça manzum olarak yazdığı ve Nakkaş Osman atelyesinden sanatçıların 95 minyatürle süsledikleri Şehin Şahnamei Murat III adlı yazmanın II. Cildindeki 42 minyatür Murat III.'ün çocukları için yapılan sünnet düğününden sahneleri ele almaktadır. Osmanlı yazma çeşitleri arasında Sürnama adını alanlar en karakteristik grubu oluştururlar. Şehzadelerin sünnet ve evlenme töreni gibi şenliklerini ele alan bu yazma çeşidi başka hiçbir islam ülkesinde resimli olarak meydana getirilmemiştir.
Kaz Kalesi ŞEHİNŞAHNAME İstanbul Üniversitesi Kitaplığı F.1404, s. 127-1581 tarihliKaz Kalesi (Şehin Şahname)
Sürnamelerin meydana gelişinde bütünüyle yerel özellikler Bizans hipodrom geleneği ve tarihsel Türk boylarının şölen anılarının karışımıyla ortaya çıkar. Topkapı Sarayı kitaplığında bulunan Murat III'ün sürnamesi 1582'de Murat III.'ün oğulları için düzenlenen ve 52 gün süren büyük at meydanı şenliklerini 437 minyatürle tasvir etmektedir. Eser yine Seyit Lokman tarafından yazılmış ve Nakkaş Osman atelyesinde resimlenmiştir. Yazmada karşılıklı minyatür sayfaları tören yerinin bütününü kapsayan iki parçalı bir düzen birliği sağlar.
Sayfaların sağ ilkinde tribünler ve halktan seyirci grupları ile geçit törenine katılan esnaf loncaları, hüner erbabı, müzisyenler, hokkabazlar gibi eğlendiriciler,güreş çi ve atcanbazı gibi sporcular, askerler, din adamları vs. yer alır. 2. tamamlayıcı sahnenin üst kısmında padişah ve çevresindekiler bir loncada ve alt kısımda geçide katılanların devamı tasvir edilmiştir.
Bu aynı dekor şemasının kendi içindeki teziyini ve detay değişmeleri dışında her sahnede alt kısımda gösterilen geçit ve eğlence gruplarının değişmesiyle resim düzeni bakımından hem zaman birliği hem de devamlılığı kapsayan bir düzen meydana gelmiştir. Dünya resim tarihinde en ilginç düzen oluşumlarından birisi böylece Osmanlı sanat çevresinde oluşturmuştur.
Nis Limanı SÜLEYMANNAME Topkapı Sarayı kitaplığı H. 1608 s.4 1545 c
Osmanlı minyatür sanatı en parlak devrini Kanuni zamanında yaşamıştır. Kanuni döneminin ünlü ressamlarından biri Matrakçı Nasuh olup 1537 tarihi eseri Derbeyan-ı Menazili Seferi Irakeyn Osmanlı ordusunun doğu seferindeki durakları şehir ve kasabaları 132 minyatürle ilginç tasvirleri halinde sunmaktadır. Kaleleri, şehir yapılarını, çadırları, kırlardaki köprü ve doğa manzaralarını yumuşak ve sert renk kontraslarıyla tasvir edildiği bu manzara resimleri aynı zamanda belgesel değer taşımakta bir çeşit harita duyarlılığını da içermektedir.
Bu resimler hem duygusal hem de gözlemci bir yaklaşımla dikkatli bir şema bilinciyle saf yürekli doğa ve nesne sevgisini birleştiren ve bütün islam dünyasında benzerine rastlanamayacak birer şaheserdirler.
17. yy'da Nakkaş Hasan Paşa, Kalender, Nakşi başlıca ressamlardır. Bu çağın nakkaşları da yine tarihi konuları işlediler. Nakkaş Hasan Paşa Mehmet III.'nün Eğri Fetihnamasi'ndeki 4 minyatürü yapmıştır. Osmanlı ordusunun savaş düzenini, savaştan sonra konulan karargahta malup düşman serdarının kabulünü, İstanbul'a giriş olay hep yaşanmış olaylar olarak canlı renkler ve sıcak bir duygu ile realist bir şekilde canlandırılmıştır.
Sultan Ahmed I için hazırlatılan Falname adlı yazma bir kitap Nakkaş Kalender tarafından resimlerle süslendi. Kalender kendinden önce başlayan ve sürdürülen minyatür anlayışına yeni bir şey katmadı; kendinden önceki nakkaşların eserlerinde kullandıkları düzeni ve belli şemayı olduğu gibi vermekle yetindi. Nakşi takma adını kullanan Ahmed Efendi'nin Şakaki Numaniye adlı eserinin çevirisi için 49 minyatür yaptı. Bu minyatürlerde sultanlar ve bilginler konu olarak işlendi.
Matrakçı Nasuh'un kaleminden Halep kenti. Erkin Eminoğlu'nun arşivinden. Kuşbakışı bir açıdan yapılmış minyatürde yerleşme düzeni, surlar, kale, saray, cami, medrese, kervansaray, han, çarşı gibi önemli yapıları ayrıntılı biçimde gösterilmiş, yerleşme yerinin adeta bir haritası çizilmiştir.hiçbir abartıya yer verilmeyen bu minyatürlerin renkleri de son derece uyumludur.
Aynı sanatçı, Topkapı Sarayı'da bulunan öbür iki yazmada da benzer bitelikte eserler bırakmıştır. Bu yazmalardan biri Beyazıt II Tarihi, öteki 1543 tarihli ve Kanuni Süleyman'ın Macaristan Seferine ait olan Süleymannamedir. Sefer yolu üzerindeki kaleler ve diğerleri bir nakış zevkiyle belgeci bir gözlemin karışımı olan ilginç resim düzeni ürünlerini karşımıza çıkarıyor.
Zigetvar Kalesi NÜZHET EL EKBER DER SEFER-İ ZİGETVAR Topkapı Sarayı Kitaplığı H.1339 s. 277b-278a 1568-69 tarihli
Zigetvar kalesini resimleyen Nasuh kaleyi yeşilin bütün tonlarının görüldüğü çimenlerin arasındaki çadırların ortasına öyle bir yerleştirmiştir ki izleyici hem tarihi bir belge hem de bir manzara resmi izlemektedir. Osmanlı nakkaşını Batı etkileri bir taklitçiliğe, bir kopyacılığa itmemiş, onun islam minyatürcülüğünün estetik kurallarından kopmadan daha inandırıcı tasvirler yaratmasına yol açmıştır.
Belgrad Kalesi SÜLEYMANNAME Topkapı Sarayı kitaplığı H. 1517, s. 108 b. 1558 tarihli
Kanuni döneminde Balkanlardan gelen bir sanatçının çalışmasıdır. 1558 tarihli Süleymanname'de Belgrad kalesini canlandıran bu minyatürde Avrupa tipi kulelerin ve kiliselerin oluşu ve bunların dikkatli bir biçimde ışık- gölgeli boyanmaları batılı bir ustanın işi olduğunu hemen fark ettirir.
Sultan Murat'ın Cuma namazına gidişi DİVAN-I NADİRİ Topkapı Sarayı Kitaplığı H.889 s.4a . 1618,22c
17. yy da Nakkaş Hasan Paşa, Kalender, Nakşi başlıca sanatçılardır.
Nakkaş Nakşi bu minyatüründe de diğerleri gibi ilkel de olsa perspektif denemelerine girişmiş, kimi yerlerde gölgelemelere yer vermiştir. Minyatürün de zemin olarak mimari ayrıntıları kullanmıştır.
Gazanfer Ağa Medresesi DİVAN-I NADİRİ Topkapı Sarayı Kitaplığı H. 889 s. 22.a 1618-22c
Nakkaş Nakşi döneminde saraya Avrupa'dan geliştirmiş olan kimi gravür ve mimari çizimler bugün Topkapı sarayı kitaplığında bulunmaktadır. Böylelikle islam minyatür sanatı için yabancı, fakat batı resminin en önemli ayırıcı özelliği olan üç boyutluluk kavramı Osm. Minyatürüne sızmış oluyor.
18. yy da imp. Luk ilk kez batıya açılmıştır. Avrupa ülkeleriyle görülen siyasal ve ekonomik ilişkiler, kültürel ortamı da etkilemiştir. Lale Devri ile saraya giren resimli kitaplar minyatürü etkilemiştir. Artık minyatürde yeni konulara yer verilmektedir.
Topkapı kitaplığında bulunan 'Konaklayan Yolcular' adlı bir albüm resimde arka arka sıralanmış regarenk tepelerin arasına serpiştirilen ağaçlar ile minyatürcü üçüncü boyutlu bilinçle aramıştır. Figürlerin herbiri farklı bir hareketlilikle mekâna rahatça yerleştirilmiştir. Mekan duyarlılığı göze çarpmaktadır.
18. yy. Türk resmi daha başka bir üslup özelliği gösterir. Sultan Ahmet III. Ün nakkaşbaşısı Levni, padişahın çocukları için düzenlenen sünnet düğünlerini konu olarak aldı. Levni'nin resimlediği Surname'de bütün ölçüler değişti. 1720' de Vehbi tarafından yazılan Surnamede'de yer alan Levni'nin resimleri, Nakkaş Osman' ınkiler gibi iki sayfada tamamlanır.
Levni'nin Surnamesinde anlaşılmaz bir dağınıklık göze çarpar. Levni, kendi sanat anlayışını gösteren bir düzen kurar ve klasik minyatürün sağlam yapısından ayrılır. Levni'nin Surnamesinde halk tiyatrosunun ve soytarılık sanatında da geliştiği görülür. Levni ( Edirneli Abdül Celil ) 18. yy'ın toplumsal yaşayışını bir düğün şenliği içinde vermeye çalıştı.
turkresimleri.com