Güzel gözlü körler!

—hikâye-i yalnızlık
Suskunluğun tenhasında öfkeli bir adamın

Sükûtu çeker sizi, sözü dikkatinizi

Bilinir ki bir yanı uzak ülke, adamın

Bir yaraya dokunur gibi bastığınızdır izi

Bir yalnızlık gibi kuşatırken o sizi…

 

Tenhasında bu şehrin ağırlaşırken başlar

Takılır, bakakalır ukala bir yalnıza

Şekvacı esnafların siftahsız bakışları

“kusura bakma” der nadan, kusura bakılır

Mekânda tutuk/lu sohbet, d/erken başlar

Gitmek için gelenler kalırlar çay içimi

Ölüm uyarılarak sigaralar yakılır

Dışının örtmediği hep üşüyen içini

Terk edip sehpasına ikiyüzlü mekânın

Alıp gamı gidemez,

“gitmek” kalır onda, giden ona gelir

Giden gider ona kalır yükleri

Bir söz bırakıp, içine köz bırakıp

Yangınını tutuşturanlar, ateşinde pişirirken putları

Yorulur yangınına su taşıyan karınca…

 

Ey kendisini onda görenler!

Ey bu yangını aynada seyredenler,

Neden göremez hüznünü sizde?

Ve çekip gider, sahiden gider

Bırakıp yangınını şehrin orta yerine

Ararlar gölgesini kendini onda görenler

Bulurlar bir tenhada hâtırasını

Silerek gözlerinden dünyevilik pasını

Derler: yitirdik biz adamın hasını…
 

İsa YAR
 
*berceste dergisi / Eylül 2008

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.