Ceylân Pınarı!
- Ayrıntılar
- Kategori: Şiir
- Gösterim: 1518
Ben...
Bir zamanlar...
Seni görürdüm gözlerimde...
Ben...
Bir zamanlar, severdim aynaları...
Su içen bir ceylan gibi yüzüme sokulup, bakardım kendi gözlerime...
Sen, benim gözlerimden; bana bakardın! ..
Ben, bir zamanlar seni görürdüm gözlerimde...
Bir 'aaahh' desem, buharlanırdı yüzü göllerin! ..
Şimdi is sarıyor kırılmış aynaları, her ahımda; tütüyor içim...
Tütüyor içim! ..
Ben...
Ben bir zamanlar seni görürdüm gözlerimde...
Ben; sen gibi bakar,
sen gibi güler,
ve sen gibi, severdim...
Sen gibi! ..
Aynalar bana benzemezdi içimde sen varken;
Hani, toprak yolun bir adımlık çukurunda birikmiş suya benzemediği gibi gökyüzünün!..
Aynalar bana benzemezdi içimde sen varken;
Hani ben, parıldarken...
Hani ışıl ışılken; elektrik verilmiş ampulleri gibi, kristal avizelerin...
Ben, bir zamanlar...
Seni seyrederdim, su içtiğim göllerde seenn sanıp, aksimi!..
Ben, bir zamanlar; senn kokan nefesimden buharlanmış göllerin yüzüne yazardım adını, parmağımla!..
Ben, bir zamanlar; severdim seyretmeyi, aynaları...
Hani içimde sen varken... Hani, seni sızdırırken dışıma... Hani, seni yansıtırken; bilsem de sığmayacağını gökyüzünün, yüzüme!..
Ben, bir zamanlar severdim aynaları...
Ben, bir zamanlar severdim;
Sevilirken!..
Ceylanlar sokulur da pınar başına...
Kimse bilmeez;
Pınarların suyuyla mı doyar ceylanlar, yoksa ceylanların gözünden mi dolar pınarlar!..
Muammer Erkul