İdareli sevgi kullanımı
- Ayrıntılar
- Kategori: Serbest Kürsü
- Gösterim: 1562
Sevdiğimiz, beğendiğimiz, hoşumuza giden her şeyi ele geçirince, onu bize ait kılınca, onun hayatında hep yanında olunca daha mutlu olacağımıza dair bir yanılsama var içimizde.
Bizim olunca mutlu olacağız sanıyoruz.
Çok muhabbetin getirdiği tez ayrılıkları hep unutuyoruz.
Her hoşumuza giden bizim olsa..Ama doymuyoruz. En çok sevmemiz gerekenin huzuruna günde beş vakit durmak zor gelse de, sevmek için çeşitli sebeplere tutunduklarımızla görüşmeyi acı ama daha çok arzuluyoruz. Hatta mümkünse onları kendimizin yapmayı istiyoruz.
“Sevildiğin yere çok gitme” der büyükler.
Biz..,
Bugünlerin her şeyi çok bilen modern çağ insanları, eskilerin dediği bildiği söylediği ne varsa, belki beğenmediğimizden belki işimize gelmediğinden, kulak ardı etmekte bir mahsur görmüyoruz.
O yüzden de söylenenin tam aksine, sevildiğimiz yerden/sevdiğimizden ayrılmak istemiyoruz.
Neredeyse yatıp kalkmak istiyoruz.
Sonra o kaçınılmaz son”a geldiğimizde ise;”Aaa ne çabuk bitti” diye şaşırıyoruz.
Unutkanız. Hep unutuyoruz öğretilenleri,verilen nasihatleri..
Ve unutuyoruz bir şekilde edindiğimiz tecrübeleri..
Hep bir kenarda ağlamak düşüyor payımıza sonra,hep sonunu bildiğimiz oyunlarla aynı son”larda geçiyor zaman..
Hızlı tüketilmiş sevgilerden kalan posalar koca çöplükler oluşturmaya başlıyor da görmüyoruz.
Çok yakınlık değil,gerektiği kadar yakınlık işin aslı..
Bilmiyoruz..
Sürekli tüketmeye özendiren hatta sadece özendirmekle de kalmayıp bunu iyice bilincimize kazımaya çalışan “sistemin” çarkları iyi işliyor.
Sadece maddi tüketimde ceplerimizi değil,manevi tüketimle de ne yalan söyleyelim içimizi boşaltıyor..
Esra Esgen
SANATALEMİ.NET