Avuçlarımı kokla

Güller, gülümsedi bahçeye girince...
Sonra da göremediğim, gözlerine bakamadığım, yapraklarını okşayamadığım daha nicelerinin;
Ben gelmeden döküldüğü için yaprakları,
..gözlerinden yaşlar döktüler!
.....
Tutup iki yanağından, öptüm o gülleri; dikenler ısırırken kollarımı!
Kokla hadi avuçlarımı!

Ağaçlar salkım saçak, fazla dallar budanmayı bekliyor; çimense kırkılmamış yeşil bir koyun gibi... Sarmaşıklar buldukları ağaçlara tırmanmış; köknarların her parmak ucundan, açık yeşil üçer parmak uzamış... Kuru sazlar gölün kenarında tekrar yeşermiş... Diktiğim iğde iyice uzamış, dut fidanı ise bu yaz meyvelerini yapmış...

Uçlarından topladım: Ellerimde adaçayı yaprağı kokuları...
Koca koca erikler yerlere dökülmüş. Cevaz ise; “hamağı kursana” diyor! Yanaklarıma, vişnelerin yanakları sürtünüyor...

Rüyada mı uyuyorum; uyumuş, rüya mı görüyorum? Varsın da göremiyor muyum, yoksun ama var mı görüyorum!..
Anlıyorum: Güller hâlâ dikenli, ama dikenlerde hâlâ güller var!..

Kokla hadi avuçlarımı; birazcık gül ve çookça adaçayı kokuyor...

Aslında, biliyorum ben: Batan dikenler çıkar elbet canımdan...
Ama ben hep hissederim dudağıma bulaşan gül kokusunu...


Stop
Muammer Erkul

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.