Yoruldukça yo(ğ)ruldun…
- Ayrıntılar
- Kategori: Sahrada esinti
- Gösterim: 1397
Yoruldukça yo(ğ)ruldun…
Neyi aradığını bildiğin kadarsın...
- Ayrıntılar
- Kategori: Sahrada esinti
- Gösterim: 1348
Koş, ufkular boyu seninle gelsin dağ, taş, ağaçlarda bekleşen kuşlar..
Baharın kokusunu arayan kayıp gönüller,
Yuvasını kaybeden göçmen kuşlar,
Mavisini yitiren iklimler gelsin ardından...
Bir destanın yazılamayan cümlelerinde gizliyse tüm sır;
Haydi şimdi sil baştan yaz hikâyeni...
- Ayrıntılar
- Kategori: Sahrada esinti
- Gösterim: 1840
Yazılanları bir kâğıttan gemide yüzdürmüşsün, denizin soğuk sularına salık vermişsin gibi kaybolanları ararcasına, yitirileni bulmuşçasına yeniden yaz...
Kalemi mürekkebe bula, kâğıdı gönle ve hayalleri yıldızların ülkesine...
Şimdi ay kadar yalnız, güneş kadar umut dolu olmalı yüreğin..
Gözlerinde biriken incilerin dizilip, biriktiği sandukaların anılar defterini karıştırır gibi hüzünlü belki yüreğin...
Tüketme İçindeki Seni!
- Ayrıntılar
- Kategori: Sahrada esinti
- Gösterim: 1425
Kalabalıklarda gezinirken, ruhunun derinliklerinde seni bekleyen "seni" yitirme!
O "sen" ki; seni sana getirecek, senden seni bulduracak tek anahtar...
Hayatın çözümsüz bilmeceleri sararken ruhunu, geçmiş ve geleceği düğümleyerek anda seni buluşturacak "seni" yitirme !
Adı konulamayan bir yolculuk bu...
- Ayrıntılar
- Kategori: Sahrada esinti
- Gösterim: 1360
Başka türlü bir şey benim istediğim
Ne ağaca benzer, ne de buluta
Burası gibi değil gideceğim memleket
Denizi ayrı deniz,
Havası ayrı hava..
Bir başka yolculuk dalından düşmek yere
Yaşadığından uzun
Gidiyorum...
- Ayrıntılar
- Kategori: Sahrada esinti
- Gösterim: 1184
Gitmek dedi...
Gölgelerin ayaklara dolanmadığı diyarlara,
Güneşi önüne alarak,
Rızayı yüreğine azık,
İhlasın ipine sarılarak,
Yolcu olduğu diyarın bitmeyen yolculuğuna niyet etti...
Sonsuzluğa yolcuyum...
Bir kefen almaya geldiysem bu pazara;
Ey İnsan Kendini Oku
- Ayrıntılar
- Kategori: Sahrada esinti
- Gösterim: 1400
Kâinatta bir zerre mesabesinde bile olmayan insan, kendini olmadık zamanlarda büyük, hilkati itibari ise küçük görme meyilindedir.
Nereden geldim? Nereye gidiyiorum? sorularının zihnini kuşattığı ilk andan itibaren gel-gitlerle cedelleşircesine kendinde sorguladığı, yanıtını ararken bulduğu doğruların ardısıra yola düşerken, bazen keşkeler, bazen acabalarla hebâ edilen ömürlerin hesabı yazılamaz.
Güneşi Kaybolmuş Baharımızın...
- Ayrıntılar
- Kategori: Sahrada esinti
- Gösterim: 1419
Baharı güneş yüzlü çocukların gülüşünde izlerdik...
Mavisi kaybolmamış gök kubbede yankısı dinmezdi umut çığlıklarının terennümü..
İlk cemrelerin bahara hasret topraklara düşmesi gibiydi güneşini bulan baharlarda yürekler...
Bahar mı gitti, baharı mı gitti yarınların?
Yolları bulmak, yolda olmaklaydı derdi bilenler..
Güneşi yağmur sonrasına saklamak içindi tüm çileler.
Leylilerin göğe astığı düşleri getirirdi zümrüdü anka kuşları...
- Ayrıntılar
- Kategori: Sahrada esinti
- Gösterim: 1280
Geceye astım gündüzden kalma düşleri...
Mavisi kaybolmuş güne inat,
Kuşları göçmen olup uçan göğe inat,
Dönülemeyen akşamların ufkunda son uçağı gözleyen yolcu gözlere inat,
Devamını oku: Leylilerin göğe astığı düşleri getirirdi zümrüdü anka kuşları...
Gönüle tercüman gözyaşı damlaları...
- Ayrıntılar
- Kategori: Sahrada esinti
- Gösterim: 2265
Gözyaşı, yürekte birikenleri bazen en iyi dile getiren, bazense senin arkdaşın, dostun olan yegâne sırdaşın..
Öyleki bazen sevindiğinde gelir sevincini paylaşmak adına, bazen de hüzünlendiğinde gelir küçük elleri ile ellerini tutar, inşirah yüklü sadâları ile gönlünde sükûnet limanlarına ulaştırır seni...İnsan ilk doğumundan bu yana hep bir gözyaşı mayası ile yoğrulur olmuştur...
Gözyaşıdır ki küçükken en çabuk sığındığımız limanlarımızdı belki ...Büyüdük ve kaybettik onu büyümüşlüğün hoyrat bir esintisinde...
Gül şehrine Yağan Kelimeler
- Ayrıntılar
- Kategori: Sahrada esinti
- Gösterim: 1663
Susuz çöllerde dolaşan bağrı yanıklar gibi seni özlüyorum Ya ResulAllah (SallAllahu Aleyhi Vesselem). Gönüllere ab-ı hayat olan nefesini duyuramadım. Billur sözlerini muhafaza edemeyen bir kalbin hamûlesiyim şimdi. Sevginden bîhaber gönüllere muhabbetini bir kanaviçe hassasiyetiyle işleyememenin nârı ile kavruluyorum. Seni görmek Asr-ı Saadette ne büyük saadetti Ey Nebi! (s.a.v)
Bizler nimetdîde olamamanın ızdırabını yaşıyoruz.