Riyazus-Salihin

362) Sihir Ve Büyü Yapmanın Kesinlikle Haram Olduğu

 

362) Sihir Ve Büyü Yapmanın Kesinlikle Haram Olduğu

 

“Kitapta olana inanmaları gerekirken, onun yerine Süleyman’ın hükümdarlığı ve peygamberliği konusunda, şeytanların uydurup takip ettikleri şeylere uyarlar. Oysa Süleyman, büyü yaparak küfre sapmamıştı. Ama o şeytanlar, halka sihir öğreterek hakikatleri örtbas ettiler. Ve onlar, Babil’deki iki melek Harut ve Marut vasıtasıyla ortaya konulan şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki o iki melek: “Biz, ancak imtihan aracıyız. Sakın sihir ve büyü yapıp da, hakkı örtbas edenlerden olmayınız” demedikçe hiçbir kimseye sihir öğretmezlerdi. İşte onlar o iki melekten, koca ile karısının arasını ayıracak şeyler öğrendiler. Halbuki sihirbazlar Allah’ın izni olmadıkça, onunla hiçbir kimseye zarar verici değillerdir. Onlar ancak kendilerine zarar veren, hiçbir faydası olmayan şeyleri öğrenmekteydiler. Oysa onlar, bu bilgiyi edinenin ahiret hayatının güzelliğinden nasipsiz kalacaklarını da iyi biliyorlardı. Canları pahasına aldıkları şey ne kötüdür, keşke bunu bilselerdi.” (Bakara: 2/102)

 

1797. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"İnsanı helâke sürükleyen yedi şeyden sakınınız." Sahâbîler:

– Yâ Resûlallah! Bu yedi şey nedir? diye sordular. Resûl–i Ekrem şöyle buyurdu:

"Allah'a şirk koşmak, sihir ve büyü yapmak, – haklı olarak öldürülen müstesna– Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı bir insanı öldürmek, fâiz yemek, yetim malı yemek, düşmana hücum sırasında harpten kaçmak, evli olup hiçbir şeyden haberi olmayan namusuna düşkün müslüman kadınlara zina isnad etmek."[1]

* Sihir, lügatte gizli, üstü kapalı şey demek olup, aldatmak, göz bağcılık ve gözboyacılığı yapmak suretiyle insanları aldatmak demektir. Çok güzel konuşarak aldatmaya da sihir denilir. (Buhari, Tıb, 51)’de, “Nice güzel sözler vardır ki, sihir gibi etkilidir” buyurulur.

Sihirin ve sihirbazlığın tarihi en eski medeniyetlerden olan Keldaniler zamanına kadar ulaşır. Keldaniler yıldızlar ve gezegenlerle ilgili gökbilimlerine ağırlık vermişler hatta onlara ibadete kadar ileri gitmişlerdi.

Mısır’da Musa (A.S.) döneminde sihir çok yaygın bir meslekti. Musa (A.S.)’ın asa mucizesi karşısında iman eden sihirbazlar da o maharetli kimselerdi.

Süleyman (A.S.) zamanında da sihir ve büyü çok ileri idi. Bakara: 2/102 bu gerçeği anlatır. Babil’de iki melek insanlar için hayır olacak bazı gerçekler öğretiyorlardı. Kafirler ve şeytanlar bu gerçekleri şerre kullanarak bunu şer olarak sihir olarak kullanmışlardı. Sihir yapmanın caiz olduğuna veya fayda verdiğine inanmak küfürdür, sihir ve büyü yapan kimsenin cezası ölümdür. (Bu konuda geniş bilgi isteyenler Tecrid-i Sarih Tercemesi, 8/224-235 sh. Hak Dini Kur’an Dili Elmalı Tefsiri, 1/364-373 bakabilirler.)

Bu hadiste belirtildiği üzere büyük günahları yedi ile sınırlamak doğru değildir. Burada şu yedi şey büyük günahlardandır denmek istenmektedir. [2]


 

[1] Buhârî, Vasâyâ 23, Tıb 48, Hudûd 44; Müslim, Îmân 145. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vesâyâ 10; Nesâî, Vesâyâ 12.

1616’da geçmişti.

[2] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 525

X (Twitter) sayfamız!

X (Twitter) adresimizi takip ederek, her türlü ilmi bilgilendirmeden istifade edebilirsiniz.

Günün Sözü

"Ey İnsanlar! Allah’a tevbe ediniz ve ondan mağfiret dileyiniz. Muhakkak, ben de günde yüz defâ tevbe ederim.” (Hadîs-i Şerif—Müslim)"
Telif Hakkı © 2024 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.