Nurul İzah
Nezredilen oruç, namaz ve benzeri ibadetler
- Ayrıntılar
- Kategori: Nurul İzah
- Gösterim: 8111
NEZREDILEN ORUÇ, NAMAZ VE BENZERİ İBADETLER
Nezredüen Birşey Ne Zaman Yerine Getirilir?
Birşey nezredildiği zaman yerine getirilmesi gerekir.[1] (Ancak) şu üç şeyin bulunması da şarttır:
(1) Nezredilen şey (farz veya) vacip cinsinden olmak,[2]
(2) (abdest gibi fer'î değil, namaz gibi) aslî bir ibâdet olmalı,[3]
(3) (nezredilen şey, nezredene zâten) vacip olmuş bulunmamalı.[4]
Binâenaleyh abdest almaya nezredenin, (bu nezrini) yerine getirmesi gerekmeyeceği gibi, nezrettiği tilâvet secdesini ve hasta ziyaretini de yerine getirmesi gerekmez. (Zâten) vacip olan birşeyin nezredilmesi de (doğru değildir).
Köle âzâd etmeye, i'tikâfa, farzların dışında namaz kılmaya, oruç tutmaya nezretmek doğrudur.
Bir kimse, (herhangi bir şartla sınırlı olmayan) mutlak bir nezirde bulunur, yahut bir şarta bağlı nezreder de bu şart gerçekleşirse yapılan bu nezrin yerine getirilmesi gerekir.
İki Bayram günlerinde Oruç Tutmaya Nezretmek
İki bayram günlerinde ve teşrik günlerinde tercih edilen görüşe göre oruç tutmaya nezredilebilir.[5] (Ne var ki bu günlerde oruç tutulmayıp) yenilir ve (başka bir gün) kaza edilir. (Ama) haram olmasına rağmen bu günlerde oruç tutulursa, nezir yerine getirilmiş olur.
Nezirde Göz Önünde Bulundurulması Gereken ve Gerekmeyen Şeyler
(Pıkhî esasları düzenleyen bizler, nezir hususunda) zaman, yer ve para tayinini, (bir) fakir tesbitini hükümsüz kıldık. Binaenaleyh, şaban ayında tutulması nezredilen bir orucu recep ayında tutmak, Mekke'de kılmayı nezrettiği iki rek'at namazı Mısır'da (veya herhangi bir yerde) kılmak, tayin ederek vermeyi nezrettiği bir paranın yerine (aynı miktardaki) başka bir parayı vermek, fakir olan Zeyd'e vermeyi nezrettiğini (bir başka fakir olan) Amr'a vermek(le nezir yerini bulmuş olur ve) yeterlidir.
Eğer nezir bir şarta bağlanmışsa, bu şart meydana gelmeden önce nezri yerine getirmek olmaz.
[1] Nitekim Allah Teâlâ: "Adaklarını yerine getirsinler" (Hacc, 29) buyurmaktadır. Efendimiz (Aleyhissalâtü vesselam) ise: "Allah'a itaat etmeyi nez-redenler itaat etsinler, ama O'na isyan etmeyi nezredenler âsî olmasınlar" buyuruyor. Hadisi, Buhârî nakletmiştir. Nezredilen birşeyin yerine getirileceği hususunda, ayrıca ulema söz birliği de etmişlerdir. Hatta bunlardan bir kısmı nezredilen şeyin farz olduğunu söylemişlerdir.
[2] Vacip cinsinden olmalı demek; oruç, namaz, hac ve camide (namaz vaktini) beklemek gibi aslen (farz veya) vacip cinsinden bir ibâdet olmalı demektir, isterse bayram günü oruç tutmak gibi arızî bir sebeple yapılması haram olmuş bulunsun.
[3] Aslî bir ibâdet olmalı demek; bu ibâdetin, abdest gibi başka bir İbâdetin yapılmasına yarayan cinsten bir ibâdet olmaması demektir; çünkü abdest, namaz vb. gibi aslî bir ibâdeti yerine getirmek için yapılan fer'î ve dolaylı bir ibâdettir.
[4] Yani nezredilen şeyin, beş vakit namaz gibi, ramazan orucu, tilâvet secdesi ve vitir namazı gibi, nezredene daha önce (farz veya) vacip olmaması gerkir. Çünkü bunlar daha önce zâten (farz veya) vacip idi, nezir sebebiyle değil.
[5] Bir rivayete göre iki bayram günlerinde ve teşrik günlerinde oruç tutmak caiz değildir. Bu görüş, mezhebimizin imamlarından biri olan Züfer b. el-Hüzeyl'e aittir. Ancak bizim mezhebimize göre doğrusu, müellifin de ifâde ettiği gity (bu günlerde oruç tutmaya) nezredilebüeceği ve bunun yanında (oruç tutulmayıp) yenilmesi ve kaza edilmesi gerektiği istikametindeki görüştür.