Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979
114.Mektup
- Ayrıntılar
- Kategori: Mektubat-ı Rabbani
- Gösterim: 4258
114. MEKTUP
MEVZUU : Seyyid'ül-mürselin Resulûllah'a tabi
olmaya teşvik. Ona ve âline salâtlar ve selâmlar..
***
NOT : İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu, Sofi
Kurbana yazmıştır.
Noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah
bizleri ve bizim gibi müflis, aciz, oturup kalan kimseleri evvellerin ve
âhirlerin efendisine tabi olmak devleti ile şereflendirsin. O öyle bir zattır
ki, isimlerin ve sıfatların kemalâtı, onun mahabbet denizinde toplanıp zuhur
meydanına çıktı. Ve Allah-ü Taâlâ, onu kâinatın tümünden daha faziletli kıldı.
Ona salâtlarm en faziletlisi, ona selâmların en mükemmeli..
Ve.. Yüce Allah, onun yolunda bize istikamet
nasib eylesin .
Bu hoşnut olunan mütabaattan bir zerre, dünya
lezzetlerinin ve âhiret nimetlerinin tümünden daha faziletlidir. Hem de, nice
nice mertebeler..
Fazilet, Resulûllah S.A. efendimizin sünneti
ile uyuşmava dayalı; meziyet, onun şeriat emirlerini yerine getirmeye bağlıdır.
Ona ve âline salât, selâm ve tahiyyet..
Meselâ: Bu mütabaat üzere vaki olan gündüz
ortasında uyumak, böyle bir mütabaat üzere yapılmayan binlerce geceyi ihya
etmekten daha faziletlidir.
Ramazan bayramı günü yemek, ki şeriatın emri
budur: sonsuzların sonsuzluğuna kadar oruç tutmaktan daha faziletlidir ki;
böyle bir şeyi şeriat emretmemiştir.
Şeriatın emrine uyarak, bir parça ip ihsan
etmek; insanın kendi nefsinin hesabına göre, dağlar kadar altın harcamaktan
daha faziletlidir..
Şöyle rivayet edildi:
Hazret-i Ömer r.a. bir keresinde sabah
namazını cemaatle kıldı; sonra ashabı şöyle bir gözden geçirdi. Onlardan bir
şahsı, aralarında göremeyince sordu.. Dediler ki:
— O, geceleri ihya etmektedir; ola ki, bu
sırada uyku ağır bastı; gelemedi..
Şöyle dedi:
— Keşke bütün geceyi uyuyup geçireydi; ama
sabah namazını cemaatle kılaydı. Bu, kendisi için daha faziletli olurdu..
Bu mana böyledir. Görmez misin ki: Dalâlet
ehli, çokça, riyazet irtikâp ettikleri, zorlu çabalara giriştikleri halde;
onların hiç itibarları yoktur; hatta zelil durumdadırlar. Yani: Allah katında..
Bunun sebebi: Hak şeriata uymayışlarıdır.. Onların bu yaptıkları güç işlere
bazı ecir var ise de; bu: Dünyaya ait menfaatlere göredir. Dünya ve içindekiler
nedir ki, onun bir kısmı için bir değer biçilip itibar edilsin.
Bu dünyalık için zorlu çalışanların misali,
temizlikçilerin misalidir.. Bunların çalışması herkesten daha zordur. Ücrete
gelince, herkesten az ücret alırlar.
Şeriata tabi olanlara gelince., bunların hali
başkadır. Nefis cevahir üzerinde çalışanlara benzerler.. Latif elmas
işleyenlere benzerler. Çalışmaları onlara nazaran daha az olduğu halde, aldıkları
ücret tam tersine pek fazladır. O kadar ki, bunların bir saatlik çalışmaları,
yüz bine çıktığı olur.
Bu anlatılan işlerin inceliği şuradadır:
Bir amel işlenir; şeriata muvafık olduğu
için, Sübhan Hakkın rızasını kazanmış olur. Bunun hilafı dahi, Hakkın razı
olmadığıdır.
Durum böyle olunca, Hakkın razı olmadığı bir
şey, nasıl olur da, sevaba hak kazanır. Sevab olmadığı gibi, sahibine ikab
sebebi olur.
Anlatıian işin manası, şu mecazî âlemde dahi
görülür ki: Azıcık nazar etmekle durum açık bir şekilde anlaşılır..
Bir şiir:
Alile gidenin bulduğu illet olur;
Şerife meyledenler dahi şeref bulur..
***
Bütün saadetlerin başı ve aslı: Sünnete tabi
olmaktır. Bütün fesatların aslı ve maddesi: Şeriata muhalefettir.
***
Noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah, bize
ve size Seyyid'ül-mürselin Resulûllah S.A. efendimize tabi olmakta sebat ihsan
eylesin.
Vesselam..