Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979

372.Mektup

372. MEKTUP

MEVZUU: Makul, mevhum, mekşuf, meşhudun tümü siva sınıfına dahildir.

Ve bu münasebetle bazı hususların beyanı.

NOT: İmam-ı Rabbani Hzleri bu mektubu, şeyhinin oğlu Muhammed Abdullah'a yazmıştır.

Allah'a hamd olsun.

Selâm seçmiş olduğu kullarına.

Kurretü'l-ayn'in gönderdiği mübarek mektup ulaştı.

O mektuba dercedilmiş ki:

-O göz boyama işlerden yana bir şey kalmadı. Hepsi Sübhan Allah'ın keremi ile zail olup kalktı. Onlardan yana hiçbir şey de kalmadı.

Himmet dahi o şey için sarf edilmektedir ki; isbat, makul ve mevhum şeylerin hiçbiri hasıl olmaya... Hepsi de, LA (yok) kelimesi altında şöyle veya böyle dahil ola.

Yine yazıyorsunuz ki:

-Bu mana hasıl olmaktadır.

ümid edilen o ki; mana, tekellüfsüz olarak hasıl olacaktır.

Ey Necib,

Makul, mevhum, hatta mekşuf ve meşhud; ister afaki olsun; isterse en-füsi... Bunların hepsi de, sivaya dahildir. Hemen hepsi de, oyun ve oyalanma cinsi şeylerdendir. Bunlarla alâkadar olmak, göz boyama işleri ile taalluktan başka bir şey değildir. Bu taallukatın zevali, zorla olsa dahi, tarikata dahildir ve ilme'l-yakin cümlesindendir. Şöyle veya böyleden sonra, bu devlet tekellüfsüz müyesser olur ise, sivayı nefyetmekte dahi tekellüf hali kendiliğinden yok olmaya geçer ise, tarikat darlığından, ilim sikkesinden çıkılır; fena ile teşerrüf edilir.

Anlatılan mana, konuşmakta kolaydır. Amma ona kavuşmak cihetindende zordur. Hem de ne kadar zor. Ancak, Allahu Teala'nın kolay ettiğine kolaydır.

O işler ki, hakikatla taalluku vardın o ileride nefyden sonradır. Hatta, intifa makamına, isbat makamına geçtikten sonradır; ilmin ve aynın dahi ötesindedir.

***

Bilesin ki,

Hakikat yanında, tarikat bir şey sayılmaz, isbata nisbetle nefyin dahi itiban yoktur.

Nefyin taalluk ettiği şeyler, mümkinattır; isbatın taalluk ettiği şeyler ise, Sübhan olan Vacib Zat'tır.

İsbatın yanında nefy, umman denize nazaran bir damla gibidir.

Bu nefyin husulü ve o isbat, velâyet-i hassaya ulaştırır. Velâyet-i hassanın husulünden sonra da, ya uruc olur; yahut nüzul. Eğer nüzul olur ise, yine o uruc içindir.

Dua makamında bir ayet-i kerime meali:

"Rabbimiz, nurumuzu tamamla; bizi bağışla... Çünkü sen, her şeye kadirsin."(66/8)

Size selâm. Keza, diğer hüdaya ittiba edip Mütabaat-ı Mustafa'yı bırakmayanlar. Resulullah'a salât ve selâm olsun.

***

 

Günün Sözü

"İstihâre eden, hüsrâna uğramaz. İstişâre eden, pişman olmaz. İktisad eden (tutumlu olan) de, muhtâç duruma düşmez.” (Hadîs-i Şerif—Kuzâ‘î; Taberânî, el-Mu‘cemü’s-Sağîr)"
Telif Hakkı © 2024 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.