Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979
388.Mektup
- Ayrıntılar
- Kategori: Mektubat-ı Rabbani
- Gösterim: 3904
388. MEKTUP
MEVZUU: Mihnetler, beliyyeler, dostların hatalarına kefarettir. Tazarru edip yalvararak, Allahu Teala'dan af ve afiyet dilemek gerek.
NOT: İmam-ı Rabbani Hz.leri bu mektubu, Mirza Muzaffer'e yazmıştır.
***
Sübhan Allah, şahsınıza uymayan şeylerden sizlere selâmet ihsan eyle-
sin Elem, mihnet, beliyyeler dostlarda hatalara kefaret sayılır. Tazarru edip
Allahu Taala'ya yalvararak, onun mukaddes zatından af ve afiyet talep edilmelidir. Ona iltica ve inkisarla münacaat etmelidir. Taa, icabet eseri görülünceye kadar. Fitnelerin sükunet bulduğu dahi malum oluncaya kadar bu yalvarmalar devam etmelidir. Her ne kadar, ahbab ve nasihatçılar bu iş üzerinde durmakta iseler de, bu muamelenin sahibi onu yapmaya dahi muhtaçtır. Zira, ilaç kullanmak ve perhizkâr olmak, hastalık sahibinin vazifesidir. Kardeşlerden diğerlerine gelince, hastalığın izalesine yardımcı olmaktan başka bir şey yapamazlar.
Yapılacak işin hakikati odur ki, hakiki Mahbub'dan her ne gelir ise, onun güleryüz ve gönül hoşluğu ile karşılanması gerekir.
Mahbub zat katında murad olan ar husulü, muhibb yanında onun zail olup kendi nefsinin arzusu yerine gelmesinden daha faziletlidir. Eğer bir muhibde (sevende) bu mana hasıl olmaz ise, o kimse mahabbette noksandır. Hatta onda yalancıdır.
Bir şiir:
Bırakıyorum arzumu, onun
arzusuna;
Razıyım rızasına, nefsim
feda yoluna...
Merci-i şeriatmeab seferden dönüp sefer hallerini ve misafirlerin sıkıntılı hallerini beyan etmiş. Onların selâmetine ve afiyetine dua edip Fatiha okuduk.
Dua makamında iki ayet meali:
"Rabbimiz, unuttuk veya yanıldıysak, bizi muaheze eyleme. Rabbimiz, bizden evvelkilere yüklediğin ağırlığı bize de yükleme... Rabbimiz, takatimizin yetmediğini bize taşıtma... Bizi affeyle; Sen Mevlâmızsın, kâfir kavme karşı bize yardım eyle."(2/286)
"İzzet sahibi Sübhan Rabbin onların yaptıkları vasıflardan yana yücedir. Resullere selâm... Alemlerin Rabbi Allah'a hamd olsun."(38/180)
***