Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979
430.Mektup
- Ayrıntılar
- Kategori: Mektubat-ı Rabbani
- Gösterim: 4030
430. MEKTUP
MEVZUU: a) Yüce Hakkın masivası
ile taallukun olmaması.
b) Yüce Hak talipleri ile sohbete teşvik.
NOT: İmam-ı Rabbani Hz. bu mektubu, Mir Muhammed Nu'man'a yazmıştır.
***
Alemlerin Rabbi Allah'a hamd olsun. Herhalde, daima, darlıkta ve genişlikte.
Süleyman ile gönderilen mektub-u şerif hediyelerle beraber ulaştı. Allahu Teala, sizleri hayırla mükâfatlandırsın.
***
O mektuba yazmışsın ki:
-Bu seferden maksud olan, husulü zor bazı maksatların husulüdür. Amma, ümitli olmalısınız. Zira, şu ayeti kerime vardır: "Hakikaten güçlükle beraber kolaylık vardır; muhakkak güçlükle beraber kolaylık var."(94/5-6) Bu manada, İbn-i Abbas (ra) şöyle dedi: -İki kolaylığı, bir zorluk alt edemez.
Sıkıntılı hallerle dolu olan hallerden neler yazayım da, onlarla dostların gönüllerini karıştırayım. Bununla beraber, belâ suretinde bize afiyet ihsan eylediği için Allahu Teala'ya milyonlarca şükürler olsun. İki zıddı bir araya getiren, iki münafi şeyi arkadaş eden yüce Sübhandır.
***
Bir gün, Kur'an-ı Mecid okuyordum; şu mealdeki ayete geldim: "De ki; babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, zevceleriniz, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesadından korktuğunuz ticaret, beğendiğiniz meskenler; size Allah'tan, Resulünden, onun yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin... Ve... Allah fasıklar güruhuna hidayet etmez."(9/24) Bu ayeti kerimeyi okumaktan bana çokça ağlama geldi, korku bastı. Bu esnada halimi mütalaa ettim. Kendimi şöyle buldum: Bunların hiçbiri ile taallukum yoktur. O kadar ki, bunların hepsi telef olup bir hiç durumuna gelecek olsa, şeriatta yasak ve çirkin bir işin cevazı vaki olmaz. Bunların hiçbiri, o işe tercih edilmez. Kalan maksadımız o ki:
Arkadaşlar, bizimle Allah için sohbet ettiklerinden, bize gereken de odur ki, onlara ikram edelim ve onların zahir ve batın hallerinden haberdar olalım.
Bu manada şu kudsi hadis meşhurdur:
"Ya davud, bana
talip olan birini görürsen, onun hadimi ola."
Yerinde olur ki, bundan
sonra taliplere, öncesinden daha çok teveccüh edile. Onlardan yüz çevirmek
kokusu ve iltifat etmemek görülmez ola...
İkinci olarak, şu husus da
vardır ki, yazasınız, akrabiyet üzerine yazılan mektup anlaşıldı mı,
anlaşılmadı mı? Eğer anlaşıldıysa, ne âlâ; anlaşılma-dıysa, tereddüd edilen
yeri yazınız.
Bundan daha ziyade ne
yazayım?
Sübhan Allah'tan dileğimiz;
selâmetiniz, afiyetiniz, sebatınız, istikametiniz ve başarınızın artmasıdır.
Akıbetinizin de güzel olmasıdır.
Vesselam...
***