وَإِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَدِيدٌ
Ve innehu li hubbil hayri le şedîd(şedîdun).
| ve inne-hu | : ve muhakkak ki o |
| li hubbi | : ...'a sevgisi |
| el hayri | : hayr, mal (malı hayır sandığı için) |
| le | : gerçekten |
| şedîdun | : şiddetli, kuvvetli |
Gerçek o, mal sevgisinden dolayı pek katıdır.
Ve şüphesiz ki o servet muhabbeti için pek şiddetlidir.
Ve o sevdiği için serveti katıdır, çetindir ona
Ve o serveti sevdiği için katıdır, çetindir ona.
Gerçekten o dünya malını çok sevdiği için katıdır.
Gerçekten mala da pek düşkündür.
Hiç şüphesiz o, mal sevgisi sebebiyle çok katıdır.
(1-8) Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal sevgisine de aşırı derecede düşkündür.
Ve o, gerçekten Dünya malına karşı oldukça hevesli ve de cimridir.
Ondaki mal hırsı pek şiddetlidir.
Gerçekten o, malı sevdiği için çok cimridir.
Gerçekten o, hayır sevgisinde pek şiddetlidir.
Ve şüphe yok ki insan, hayrına yarıyan mala mülke karşı da pek düşkündür, pek nekestir.
Ve o, mal sevgisine de aşırı derecede düşkündür.
Muhakkak o, mal sevgisinden dolayı (bencil ve cimri tutumundan) çok katıdır.
Gercekten mala de pek duskundur.
Doğrusu o, malı çok sever.
Muhakkak o, mal sevgisinden dolayı (bencil ve cimri tutumundan) çok katıdır.
çünkü servet hırsına kapılmıştır.
Şüphesiz onun mal sevgisi de çok şiddetlidir.
Muhakkak o, mal sevgisinden dolayı (bencil ve cimri tutumundan) çok katıdır.
Onun mal sevgisi de çok şiddetlidir.
Doğrusu o, malı çok sever.
O, mal ve servet arzusu yüzünden alabildiğine katıdır.
O mala çok düşkündür.