ibrahim suresi 44. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52


وَأَنذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْتِيهِمُ الْعَذَابُ فَيَقُولُ الَّذِينَ ظَلَمُواْ رَبَّنَا أَخِّرْنَا إِلَى أَجَلٍ قَرِيبٍ نُّجِبْ دَعْوَتَكَ وَنَتَّبِعِ الرُّسُلَ أَوَلَمْ تَكُونُواْ أَقْسَمْتُم مِّن قَبْلُ مَا لَكُم مِّن زَوَالٍ

Ve enzirin nâse yevme ye’tîhimul azâbu fe yekûlullezîne zalemû rabbenâ ahhırnâ ilâ ecelin karîbin nucib da’veteke ve nettebiır rusul(rusule), e ve lem tekûnû aksemtum min kablu mâ lekum min zevâl(zevâlin).


ve enzir: ve uyar
en nâse: insanlar
yevme: gün
ye'tî-him: onlara gelecek
el azâbu: azap
fe yekûlu: o zaman der, söyler
ellezîne zalemû: zulmeden kimseler
rabbe-nâ: Rabbimiz
ahhir-nâ: bizi ertele, tehir et
ilâ ecelin: bir süreye kadar
karîbin: yakın
nucib: icabet edelim
da'vete-ke: senin davetine
ve nettebii: ve biz tâbî olalım
er rusule: resûllere
e ve lem tekûnû: ve, siz olmadınız mı, siz değil misiniz
aksemtum: yemin ettiniz (kasem ettiniz)
min kablu: önceden, daha önce
mâ lekum: sizin için yoktur
min zevâlin: bir zeval, zail olma, gitme (yer değiştirme: bir yerden bir yere gitme, dünya yurdundan ahiret yurduna intikal etme)


Hasan Basri Çantay
İnsanlara o azabın kendilerine geleceği günün, tehlikesini anlat ki (o gün) o zaalimler: «Ey Rabbimiz, bizi yakın bir müddete kadar gecikdir de Senin da'vetine icabet edelim, peygamberlere tâbi olalım» diyecek (ler) dir. Halbuki daha evvel siz (dünyâda) kendinize «hiç bir zeval yokdur» diye yemîn etmediniz miydi?

Ömer Nasuhi Bilmen
Ve nâsı korkut, o azabın kendilerine geleceği bir gün ile ki, o zalim olanlar diyeceklerdir ki: «Ey Rabbimiz! Bizi bir yakın vakte kadar tehir et, senin davetine icabet edelim, ve peygamberlere tâbi olalım.» (Onlara denilecektir ki:) «Sizin için bir zeval yoktur diye siz evvelce yemin etmiş değil mi idiniz?»

Elmalılı Hamdi Yazır
Hem inzâr ile haber ver insanlara o azâbın geleceği günü, o vakıt diyecek ki o zulmedenler yarabbenâ! Bizi yakın bir ecele te'hır buyur, da'vetine icabet edelim ve Peygamberlerin izince gidelim, hani ya bundan evvel yemin etmiş değil miydiniz: Sizin için zeval yoktu ya?

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
O azabın geleceği günü korkutarak haber ver! O zulmedenler o zaman diyecekler ki: «Ey Rabbimiz, yakın bir zamana kadar bize mühlet ver de davetine uyalım ve peygamberlerin izince gidelim!» Ama daha önce yemin etmemiş miydiniz, sizin için zeval yok diye?

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Ey Peygamber! İnsanları, azabın geleceği gün ile korkut. O gün, zalimler şöyle diyecekler: «Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir zamana kadar ertele de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım.» Onlara: «Daha önce ahirete intikal etmeyeceğinize dair yemin etmemiş miydiniz?» denilir.

Diyanet İşleri (eski)
(44-45) İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Haksızlık edenler: 'Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar ertele de çağrına gelelim, peygamberlere uyalım' derler. Siz daha önce, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz! Üstelik kendilerine yazık edenlerin yerlerinde oturdunuz. Onlara, yaptıklarımız da sizlere açıklanmıştı. Size misaller de vermiştik.

Diyanet İşleri
(Ey Muhammed!) İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Zira o gün zalimler, “Ey Rabbimiz! Yakın bir süreye kadar bizi ertele de senin çağrına uyalım ve peygamberlerin izinden gidelim” diyecekler. Onlara şöyle denilecek: “Daha önce siz, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?”

Diyanet Vakfi
Kendilerine azabın geleceği, bu yüzden zalimlerin: «Ey Rabbimiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım» diyecekleri gün hakkında insanları uyar. (Onlara denilir ki:) «Daha önce, sizin için bir zevâl olmadığına, yemin etmemiş miydiniz?»

Celal Yıldırım
İnsanları azabın geleceği gün hakkında uyar! Zulmedenler diyecekler ki, «ey Rabbimiz! Bizi yakın bir geleceğe kadar ertele ki dâvetine olumlu cevap vererek gelelim, peygamberlere uyalım.» Ama daha önce sizin için zeval (=sonunuzun gelmesi) yok diye yemin eden sizler değil miydiniz?

Suat Yıldırım
Hem, azabın geleceği günü hatırlatarak insanları uyar!O gün zalimler: "Ey bizim Rabbimiz! diyecekler, ne olur, bize kısa bir süre ver de senin çağrına uyma imkânı bulalım ve peygamberlerin izince gidelim."Peki, daha önce hiç zeval bulmayıp sürekli yaşayacağınıza dair yemin eden siz değil miydiniz?

Ali Fikri Yavuz
İnsanlara, azabın kendilerine geleceği günü haber verip onları korkut ki, o gün, zulmedenler şöyle diyecektir: “-Ey Rabbimiz! Bize yakın bir zamana kadar izin ver; senin çağrına uyalım, Peygamberlerin izinde gidelim.” Hani ya, bundan önce: “- Bize hiçbir zeval yoktur.” diye yemin etmemiş miydiniz?

İbni Kesir
İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Zulmedenler derler ki: Rabbımız; bizi, yakın bir müddete kadar tehir et, davetine uyalım ve peygamberlere tabi olalım. Siz daha önce de sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?

Abdulbaki Gölpınarlı
Kendilerine azâbın gelip çatacağı o günü haber ver, korkut insanları. Zulmedenler diyecekler ki: Rabbimiz, yakın bir zamana dek bırak bizi, tekrar dünyâya dönelim de dâvetine icâbet edelim ve peygamberlere uyalım. Siz değil misiniz daha önce, bize bir zevâl yoktur diye yemin edenler?

Adem Uğur
Kendilerine azabın geleceği, bu yüzden zalimlerin: "Ey Rabbimiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım" diyecekleri gün hakkında insanları uyar. (Onlara denilir ki:) "Daha önce, sizin için bir zevâl olmadığına, yemin etmemiş miydiniz? "

Ali Bulaç
Azabın kendilerine geleceği gün (ile) insanları uyarıp korkut ki, (o gün) zulmedenler, şöyle diyecekler: "Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, Senin çağrına cevap verelim ve elçilere uyalım." Oysa daha önce, kendiniz için hiç zeval yoktur diye and içenler, sizler değil miydiniz?

Bekir Sadak
(44-45) Insanlari, kendilerine azabin gelecegi gun ile uyar. Haksizlik edenler: «Rabbimiz! Bizi yakin bir sureye kadar ertele de cagrina gelelim, peygamberlere uyalim» derler. Siz daha once, sonunuzun gelmeyecegine yemin etmemis miydiniz! stelik kendilerine yazik edenlerin yerlerinde oturdunuz. Onlara, yaptiklarimiz da sizlere aciklanmisti. Size misaller de vermistik.

Fizilal-il Kuran
İnsanları, azapla yüzyüze gelecekleri gün konusunda uyar. O gün zalimler «Ey Rabbimiz, bizimle hesaplaşmayı yakın bir sürenin sonuna ertele de senin çağrına olumlu cevap verip, peygamberlere uyalım» derler. «Peki, vaktiyle sürekli yaşayacağınıza, hiç ölmeyeceğinize yemin edenler sizler değil miydiniz?»

Gültekin Onan
Azabın kendilerine geleceği gün (ile) insanları uyarıp korkut ki (o gün) zulmedenler şöyle diyecekler: "Bizi yakın bir ecele kadar ertele ki, senin çağrına cevap verelim ve elçilere uyalım." Oysa daha önce, kendiniz için hiç zeval yoktur diye and içenler sizler değil miydiniz?

Muhammed Esed
Bunun içindir ki, insanları, azabın başlarına geleceği Gün için uyar; o Gün ki, zulmedenler: "Ey Rabbimiz!" derler, "Bize kısa bir süre daha ver ki Senin çağrına icabet edelim; Senin elçilerine uyup peşlerinden gidelim!" (Fakat Allah da onlara:) "Siz bir vakitler kıyamet gibi, ceza gibi bir şeyin sizin için sözkonusu olmadığına yemin edip durmuyor muydunuz?" (diye karşılık verecektir).

Şaban Piriş
İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Zulmedenler: -Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar ertele de çağrına uyalım, peygamberlere tabi olalım, derler. Siz daha önce, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?!

Tefhim-ul Kuran
Azabın kendilerine geleceği gün (ile) insanları uyarıp korkut ki, (o gün) zulmedenler, şöyle diyecekler: «Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, Senin çağrına cevap verelim ve peygamberlere uyalım.» Oysa daha önce, kendiniz için hiç zeval yoktur diye and içenler sizler değil miydiniz?

Ümit Şimşek
İnsanları, başlarına azabın geleceği gün hakkında uyar ki, o günde zalimler 'Rabbimiz, ecelimizi yakın bir zamana ertele de Senin davetine cevap verip peygamberlere uyalım' derler. Hani, bundan önce hiç zeval bulmayacağınıza dair yemin edenler siz değil miydiniz?

Süleyman Ateş
İnsanları, kendilerine azâbın geleceği şu güne karşı uyar ki, zâlimler: "Rabbimiz, derler, bizi yakın bir süreye kadar ertele de senin çağrına gelelim, elçilere uyalım!" "Peki, önceden sizin için hiç zeval olmadığına (sürekli yaşayacağınıza) yemin etmemiş miydiniz?"

Yaşar Nuri Öztürk
İnsanları, azabın kendilerine ulaşacağı gün konusunda uyar. O gün, zalimler şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar geri bırak da çağrına cevap verip resullere uyalım." Daha önce siz, kendiniz için çöküş ve bitiş yoktur diye yemin etmediniz mi?

Edip Yüksel
Halkı, azabın kendilerine geleceği gün konusunda uyar. Zalimler, 'Rabbimiz bizi yakın bir süreye kadar ertele de senin çağrına katılalım ve elçilere uyalım,' diyecekler. Oysa daha önce siz, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?