Kalplerin Keşfi
SEVGİ
- Ayrıntılar
- Kategori: Kalplerin Keşfi
- Gösterim: 4593
DOKUZUNCU BÖLÜM
Anlatildigina göre adamin biri çöl ortasinda yürürken gözünün önüne çirkin bir yüz dikilir. Adam «sen kimsin» der. Çirkin yuz «ben senin çirkin amellerinim» diye cevap verir. Adama «senden kurtulmanin yolu nedir» diye sorar. Adam «Peygamber (S.A.V)'e selât-ü se'âm getirmektir.» Nitekim Peygamberimiz ((s.a.v.).) söyle buyuruyor: "Bana getirilen selât-ü selâm, sirat köprüsü üzerinde isiktir, cuma günü seksen kere selât-ü selâm getiren kimsenin geçmis seksen yillik günahi affedilir» der.
Yine anlatildigina göre ademin biri Peygamberimize Hz. Muhammed ((s.a.v.).)'e seîâm getirmezdi, bir geçe rüyasinda Peygamber'imizi ((s.a.v.).) görür, fakat Peygamber'imiz ((s.a.v.).) yüzünü adama çevirmez. Adam «ey Allah (C.C)'in Resul'ü! Yoksa bana kizgin misin» diye sorar. Peygamber'imiz «hayir» diye cevap verir. Adam «o halde niye yüzüme bakmiyorsun?» diye sorar. Peygamber'imiz ((s.a.v.).) «çünkü seni tanimiyorum» diye karsilik verir.
Adam «beni nasil tanimazsin, ben senin ümmetinden biriyim, cümlerin anlattigina göre sen ümmetini ananin çocugunu tanidigindan daha iyi tanirsin» der. Peygamber'imizin ((s.a.v.).) cevabi söyle olur: "Alimîer dogru söylemisler, yalniz sen üzerime selât-ü selâm getirerek beni hatirlamadin ki! Benim ümmetimi tanimam, üzerime getirecekleri selât-ü selâm ile ölçülüdür"
Bu arada adam uyanir, ve her gün Peygamber'imize ((s.a.v.).) yüz kere selât-ü selâm getirmeyi üzerine borç haline getirir ve bunu yapar. Bir müddet sonra Peygcmber'imizi ((s.a.v.).) yine rüyasinda görür. Peygamber'imiz ((s.a.v.).) ona «simdi seni taniyorum ve sana sefaat edecegim» diye müjde verir. Çünki adam Rasulullahi sever olmustur.
Ulu Allah (C.C.) buyurur ki:
"Ey Rasul'üm! de ki, eger Allah'i seviyorsaniz, bana uyunuz da Allah´da sizi sevsin ve günahlarinizi affetsin. Hiç süphesiz Allah, bagislayici ve esirgeyicidir"
Al-i imran Süresi. 31
Ayet-i kerimenin nüzul sebebi söyle nakledilir: Peygamber'imiz (S.A.V) K'ab Ibni Esref ile adamlarini Islâmi kabul etmeye davet ettigi zaman onlar da Peygamberimize (S.A.V) «biz Allah'in ogullari yerindeyiz, o yüzden biz Allah'i daha çok severiz» diye cevap verdiler.
Adamlarin bu cevabina karsilik ulu Allah (C.C.) Peygcmber (S.A.V)'in onlara su mahiyette bir cevap vermesini murat etmis olmalidir: Eger siz Allah (C.C.)'i seviyorsaniz, teblig ettigim dini kabul ederek bana uyunuz. Çünkü ben O'nun bildirisini size ulastiran ve sizinle ilgili hükümlerini açiklayan bir Allah (C.C.) Resulüyüm. Eger benim O'nun adina yaptigim davete uyarsaniz, o sizi sever ve günahlarinizi bagislar. Hiç süphesiz O. bagislayici ve esirgeyicidir. Mü'minlerin Allah (C.C.)'i sevmesi, O'nun emrine uymakla. ibadetine kosmakla ve hosnutlugunu aramakla olur.
Allah'in (C.C.) mü'minieri sevmesi, onlara merhametle muamele etmesi, onlari mükâfatlandirmasi, günahiarini bagislamasi, onlara rahmet, günahtan korunma ve basari ihsan eylemesi demektir.
Imam-i Gazali (rehimehullahu) «ihya-ul Ulûm id-Din» adli eserinde der ki, «dört seyi yapmaksisim dört seyi iddia eden kimse yalancidir:
1 — Cenneti sevdigini söyledigi helde ibadet etmeyen kimse yalancidir.
2 — Peygamber'imizi ((s.a.v.).) sevdigini ileri sürdügü halde alimler iie fakirleri sevmeyen yalancidir.
3 — Cehennemden korktugunu iddia ettigi halde günah islemekten vazgeçmeyen kimse yalancidir. Nitekim Rabia-i Adviyye'nin (rahimehullahu) su iki beyti bu noktayi güzel izah eder.
Allah (C.C.) isyan ediyorsun, oysa O'nu sever görünüyorsun Hayatim hakki için bu durum, mantik prensiplerini alt-üst eder.
Eger sevgin dogru olsaydi. O'nun emirlerine uyardin. Çünkü asik, sevgilisinin sözünden çikmaz. Sevginin alâmeti, sevgilinin arzusuna, uymak ve onunla ters düsmekten sakinmaktir.
Anlatildigina göre bir gün bir gurup Sibli'yi (rahimehullahu) ziyarete gider. Büyük Veli «siz kimsiniz» diye sorar. Gelenler «biz seni sevenleriz» diye cevap verirler. Bu sirada Siblî yüzünü onlara döner, sonra onlari taslamaya baslar, adamlar Veliden kaçarlar. Veli onlari «benden niye kaçiyorsunuz, eger gerçekten beni sevseydiniz, belâmdan kaçinmazdiniz» diye azarlar. Arkasindan sözlerine söyle devam eder:
Muhabbet ehli, sevgi kadehinden içtiler, beldeler ve yeryüzü onlara dar geldi, Allah (C.C)'i hakki ile bildiler. O'nun ululuk ve kudreti karsisinda saskin kaldilar. O'nun sevgi kadehinden içtiler. O'nun ünsiyet denizinde boguldular, yalniz O'na seslenmekten zevk alir oldular.
Arkasindan su beyti söyledi:
Ey mevlâm! Sevgini hatirlamak sarhos etti beni.
Sen sarhos olmayan hiç bir asik gördün mü?.
Söylendigine göre deve sarhos oldugu zaman kirk gün yem yemez ve her zaman tasidiginin bir kaç kati kadar yük sirtina vurulsa yükleneni tasimasizlik etmez. Çünkü kalbinde sevgilisinin hatirasi kipirdayinca artik ne yem yer ve ne de agir yük tasimaktan kaçinir, sebep sevgilisine karsi duydugu sevktir.
Deve deve iken sevgilisi ugruna nefsinin istegini gemleyerek agir yük tasimaya katlandigi halde siz Allah (C.C) için hiç bir yiyecek veya içecekten vazgeçtiginiz oldu mu? Allah (C.C.) için üzerinize herhangi agir bir yük aldiniz mi? Bu sayilan iyi amellerden hiç birini yapmamissaniz, sizin Allah (C.C) sevgisi iddianiz ne dünyada ne de Ahirette, ne insanlar gözünde ne Allah (C.C) katinda hiç bir seye yaramayan bos bir sözden ibarettir.
Hz. Ali (kerremellahu vechehu) söyle der:
"Cenneti seven kimse iyiliklere kosar. Cehennemden korkan kimse, nefsini asiri arzulardan alikor. Ölümün kaçinilmazligina inanan kimsenin gözünde dünyalik hazlar önemsizlesir.
Ibrahim el-Havvas'a (rehimehullahu) «muhabbet nedir» diye sorarlar.
Su cevabi verir:: «istekleri yok etmek, bütün hacet ve sifatlari yakmak ve kulun kendisini isaretler denizinde bogulmasidir.»