Kalplerin Keşfi
Ana - Babaya iyilik ve Evlat Hukuku
- Ayrıntılar
- Kategori: Kalplerin Keşfi
- Gösterim: 4481
Akrabalik ve yakinlik hakki kuvvetli olduguna göre, en yakin ve siki akrabaligin ana - baba ile evlâd arasinda oldugu artik herkesin kabul edecegi bir gerçek haline gelir ve ikisi arasindaki hakkin iki kat oldugu daha iyi anlasilir.
Peygamberimiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
«— Ana - babisini köle olarak bulup satin almadikça ve arkasindan azad etmedikçe evlad ana - babanin hakkini ödemis olmaz.»
Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
«— Ana - babaya iyi bakmak, namazdan, sadakadan, oruçtan, hacc´tan, ömreden ve Allâh Yolunda cihad etmekten daha faziletlidir.»
Yine Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
«— Kim anasi - babasi kendinden razi olarak sabahlarsa onu cennete götüren iki kapi açilir. Kim ayni sebebden aksamlarsa yine önüne cennet'e ulastiran iki kapi açilir. Eger ana - babasindan biri mevcutsa bir cennet kapisi açilir. Ana - baba zâlim de olsa durum böyledir. Ana - baba zâlim de olsa durum aynidir.»
Ana - babasinin kalbini kirarak sabahleyin kimsenin önüne cehenneme ulastiran iki kapi açilir. Ana - babasinin kolbini kirarak aksama varan kimsenin önüne de iki cehennem kapisi açilir.
Ana - babasindan birinin kalbini kiran kimsenin önüne bir cehennem kapisi açilir. Ana - baba zâlim de olsa durum aynidir.
Peygamber'imiz (s.a.v.) buyuruyor ki:
«— Cennetin kokusu besyüz yillik mesafeden duyulur. Fakat onun kokusunu ana - babaya âsi olan ile akrabalik baglarini kesenler duyamaz.»
Yine Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
«— Ana - babana, kiz kardesine, erkek kardesine, sonra da sirasi ile diger yakinlarina karsi iyi davran.»
Söylendigne göre, Ulu Allah Hz. Musa'ya (A.S.) buyurdu ki.
«Yâ Musa! (A.S.) Sona âsi olup ana - babasinin arzusunu yerine getireni itaatkâr olarak yazarim. Fakat ana - babasina âsi olup da benim emrimi tutanlari âsi olarak yazarim.»
Söylendigine göre Hz. Yâkub (A.S.) Hz. Yûsuf (A.S)'un yanina girip de Hz. Yûsuf (A.S.) ayaga kalkmayinca Ulu Allâh ona söyle vahyetti, «Babani ayakta karsilamak kibrine mi dokunuyor? Izzet ve celâlim hakki için yemin ederek söylüyorum ki, soyundan peygamber getirmeyecegim.»
Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
«— Birinin, sadaka verirken ana - babasinin adina vermeye niyyetlenmesi gerekmez Çünki ana - baba eger müslümansa verilen sadakanin ecri onlara gider, sadaka veren de ana - babasinin ecrinde hiç bir eksiklik görülmeksizin onlarin ecri kedar ecir kazanir.»
Mâlik Ibni'Rabia buyurur ki;
«Bir gun Peygamber'imiz ile birlikte oturuyorken Seleme ogullarindan biri huzura gelerek «Yâ Rasûlallah , ana - babamin ölümünden sonra onlara yapabilecegim bir iyilik keldimi» diye sorar.
Peygamber'imiz
«Evet, kaldi. Onlara duâ etmek, onlarin günahlarinin afvedilmesini dilemek. Vermis olduklari sözleri yerine getirmek. Dostlarina yakinlik göstermek. Ana - baba tarafindan olan yakinlar ile münâsebetleri devam ettirmek» diye cevap verdi.
Peygomberimiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
«— En önemii evlâtlik görevlerinden biri, babanin ölümünden sonra babanin dostluklarina iyilik yapmaya devam ettirmektir.»
Yine Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
«— Evlâd üzerinde, anaya bakma hakki, babaya göre iki kattir.»
Peygamber'imiz «Ananin duasi, en çabuk kabul olan duadir» buyurur. Sahâbiier «Niçin, yâ Rasûlellah » diye sordular. Peygamber'imiz «Cünki o evlâda rahim itibariyle babadan daha yakindir. Rahimin duasi ise bosa çikmaz» buyurdu.
Adamin biri «Kime iyilik edeyim, yâ Rasûlallah » diye sorar.
Peygamber'imiz «Ana - babana» diye buyurur.
Adam «Ana - babam yok» der.
Peygamber'imiz de «O zaman çocuguna karsi iyi davran. Çunki ana - babanin oldugu gibi çocugunun da senin üzerinde hakki vardir.»
Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
"Allah'in rahmeti, kendisine iyi bakmasi hususunda çocuguna kolaylik gösterip onu yanlis davranislar ile âsi olmaya sürüklemeyen baba üzerine olsun"
PeygAmber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
«— Bir sey verirken çocuklariniz arasinda esitlik gözetiriz.»
Bir darbimeselde denir ki. «Çocugun bir çiçektir, yedinci gününde açar, yedinci yasinda sana yardimci olur. Bundan sonra ya düsmanin olur veya ortagin.
Hz. Enes'in rivayet erigine göre. Peygamberimiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
«— Oglan çocugu yedi günlük olunca kurbani kesilir, adi konur ve yikanir. Alti yasina girince egitilmesine girisilir. Dokuz yasinda yatagi ayrilir. Onüç yasina varinca namaz kilmazsa tokatlanir. Onalti yasina gelince babasi onu evlendirir. Sonra elinden tutarak ona «Seni egittim, tahsilini yaptirdim, evlendirdim, dünyada senin fitnenden ve asirette de senin azabindan Allah'a siginirim» der.
Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
«— iyi egitim ve güzel isim. çocugun ana - babasi üzerindeki haklarindandir.»
Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
«— Her oglan veya kiz çocugun «akika kurbani» karsiliginda rehindir. Yedinci günü kurbani kesilir ve saçi kesilir.»
Katade buyurur ki;
"Akika" Kurbani kesilince yüzünden bir tutam alinarak can damarlarinin karsisina tutulur, sonra çocugun tepesine konur. Yünden iplik gibi kan akincaya kadar durulur. Sonra çocugun basi yikanarak saçi kesilir.
Adamin biri Ibni Mübârek'e gelerek çocuklarindan biri sikâyet etti. Ibni Mübarek adama «Ona hiç beddua ettigin oldu mu?» diye sordu. Adam «Evet, oldu» diye cevap verdi. Bunun üzerine Ibni Mübarek adama «O halde onu bozan sensin» diye cevap verdi.
Çocuga karsi yumusak davranmak müstehaptir.
Akra Ibni Habis bir gün Peygamberimizi , torunu Hasan'i öperken görür ve «Benim on tane çocugum var, hiç birini bir gün öpmüs degilim» der. Bunun üzerine Peygamber'imiz
«Merhamet etmeyen, merhametle muamele görmez» buyurdu.
Hz. Ayse buyurdu ki; «Peygamber'imiz bir gün bana,
Üsame'nin yüzünü yika, dedi. Ben de tiksine tiksine yikamaya basladim. Bunun üzerine Peygamber'imiz elime vurdu ve çocugu eline alip kendi yikadi. Sonra onu öptü ve «Zeyit bize iyilik etti. Cünki Zeyid'in kizi yoktu» buyurdu. Bir gün Peygamber'imiz ((s.a.v.).) minberde iken torunu Hz. Hasan yere düser.
Peygamber'imiz hemen asagi inerek onu kaldirir ve «Mallariniz ve çocuklariniz sizin hesabiniza birer imtihan vesilesidir» mealindeki âyeti okur.
Abdullah Ibni Seddad buyurdu ki;
«Bir gün Peygamber'imiz cemâate namaz kildiriyordu. Secdeye varinca Hz. Hüseyin boynuna bindi Peygamber'imiz secdeyi uzatti. Pesinde namaz kilanlar, bir sey oldu sandilar. Namaz sona erince «Yâ Rasûlallah , secdeyi uzattin, biz de bir sey oldu sandik, dediler. Peygamber'imiz sahâbelere su cevabi verdi.
"Torunum beni binek yapti. O hevesini alsin diye, hemen secdeden dogrulmak istemedim."
Peygamberimizin bu davranisinda su faydalar vardir:
1 — Allah'a yakinlik. Kulun Allah'a en yakin durumu secde halidir.
2 — Çocuga iyi davranmak ve yakinlik göstermek. 3 — Ümmetine öyle bir durumda nasil davranilacagini ögretmek.»
Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
"Çocuk kokusu, cennet kokularindandir."
Yezid Ibni Muaviye der ki;
«Babam birini göndererek Ahnef Ibni Kays'i huzuruna çagirdi ve «Ya Ahnef, çocuk hakkindaki görüsün nedir» diye sordu. Ahnef de babama su cevabi verdi.
«Yâ emirelmü'minin; Onlar kalblerimizin meyvesi ve sirtimizin diregidir. Biz onlar için yumusak toprak ve gölgeleyici bir gök gibiyiz. Her yücelige onlarin araciligi ile yükselebiliriz. Bir sey isterlerse ver. Öfkelenirlerse hosnutluklarini kazan ki, sevgilerini kazanasin ve sana olan bagliliklarini arttirasin. Üzerlerine çöken bir yük olma ki, varligindan bikip ölümünü özlemesinler ve sana yaklasmakta isteksiz davranmasinlar.»
Bunun üzerine Muâviye «Yâ Ahnef, sen içeri girdiginde Yezid'e karsi kin ve öfke ile dolu idim» dedi. Ahnef yanindan ayrilinca Yezid'e karsi olan öfkesi dindi, ona ikiyüz bin dirhem para ve ikiyüz takim elbise gönderdi.
Yezid de Ahnef'e yüz bin dirhem para ile yüz takim elbise gönderdi. Bu suretle bebesinden gelen hediyelerin yarisini vermis oldu.