Bahçe dediğin çatıda bile kurulur

Bahçeye açılan bir ev, gölgeli serin avlu, yaprak hışırtısı ve kuş sesi giderek uzaklaşan, uzaklaştıkça kıymetlenen bir hayal mi? Büyük şehirlerde, çok katlı beton kovuklarda yaşayanlar 'eveeet' diye bağırıyor olmalı şimdi: "Evet, bahçe bizim için bir ütopya."

İşte tam bu noktada, çaresizlik hissi bir yılanbaşı gibi kendini gösterdiği anda sevinçli, ümitli bir şeyler söylemek düşer bize. Evinin çatısında onlarca meyve ağacı, çiçek, sebze yetiştiren bir adamın hikâyesi coşturur muydu sizi? Bu çatının altı katlı bir binanın üstünde olduğunu söylesek mesela, çatının ziyaretçileri arasında kuşların, kelebeklerin, arıların olduğunu, geçen sene komşu çocuklarının bu çatıda, dalından elma koparma keyfini yaşadığını...

Meraklandıysanız dinleyin efendim, bahçeyi çatıya taşıma hikâyesi şöyle başlıyor; çoğumuz gibi bir apartmanda; ama çoğumuzdan biraz şanslı olarak apartmanın son iki katında yaşayan Parlak ailesi, çatıdaki geniş boşluğa birkaç çiçek saksısı yerleştiriyor önce. Aile reisi İhsan Yüksel Bey, enteresan bir adam, diyor ki; "Herkes köpek besliyor, biz de kuzu besleyelim çatıda, çocuklar hayvan sevgisi nedir bilsin." Böylelikle çatıda birkaç çiçek saksısıyla birlikte bir de kuzu oluyor ve bu sevimli hayvancağızın gübresi, bir bahçe fikrine ilham veriyor. Gübre varsa, daha çok yeşillik olabilir, bu çatıda ağaçlar, çiçekler büyüyebilir. Hikâyenin devamında, İhsan Bey'i, bahçeye sürekli fidan ve toprak taşırken görüyoruz, on-on beş santimlik fidanlar, teneke saksılarda büyümeyi bekliyor, her yaz ufak bir kuzu geliyor, onlar gidiyor, bir keklik, on bıldırcın, bir horoz, bir tavuk çıkıyor çatıya, beraberlerinde mahallenin meraklı çocukları...

Aradan 14 yıl geçmiş, çatıda beş ton toprak var şimdi, üç yüz otuz üç tane saksı... Ağaçlar adam boyu; üzüm, nar, dut, limon, portakal, greyfurt, kayısı, ceviz, malta eriği, vişne, ayva, incir... Ortancası, gülü, papatyası, kasımpatısı, sardunyasıyla bildiğiniz bahçe işte hatta biraz zengin bir bahçe; bir köşede çilek var, hemen yanında hanımeli, az ötede aloe vera bitkisi, kırk çeşit gül, kırk bir çeşit çam... Her sene saksılar ortaya dökülüyor, üzerine gübre serpiliyor, bir kürek İhsan Bey'in elinde, diğeri evin hanımında, toprak bir güzel harmanlanıyor, ne stres kalıyor bizimkilerde ne elektrik. Budadıkça çoğalan, konuya komşuya dağıttıkça zenginleşen bu bahçe, ailenin yeşile, toprağa olan hasretini gidermekle kalmıyor, börtü böceği, kuşu kelebeği de çatıya davet ediyor. Arılar aslanağzı çiçeğinin içine giriyor, karıncalar, çiçeklerin üzerindeki böceklerle besleniyor; ama daha ilginci, kargalar ağızlarındaki cevizi kırılsın diye bu bahçeye atıyor ve ağaçların arasında kaybolan cevizleri ev ahalisi yiyor. Hafize Hanım, "Bahçede her sene yedi-sekiz ceviz buluyoruz." diyor: "Kargalar ağzının tadını iyi biliyor, öyle taze ve lezzetliler ki, çarşıda bulamazsınız öylesini."

Yaz aylarında ev halkının bütün gününü geçirdiği, akşamları sohbetlerin yapıldığı bahçeye kışın ne oluyor? İhsan Bey, "Öylece duruyor" diyor: "İçeriye yalnızca Ful ve Japon gülünü alıyoruz. Diğerleri şimdiye kadar bir zarar görmedi." Bunca güzelliğin bir eziyeti de olmalı değil mi? Çatıda bahçe kurmanın tek sıkıntısı, ailenin evden ayrılamaması... Bahçe her gün sulanıyor, haliyle evde muhakkak birinin kalması gerekiyor; ama yine de kimse yakınmıyor, güvercinler su birikintisinde serinliyor çünkü, yaprakların arasından deniz görünüyor, bardaklarda ikindi çayı... Ah evet bir sorun var aslında, kasımpatılar artık kasımda açmıyor.

***

Saksıda yetişen salatalık pek lezzetli

Avcılar'daki evinin çatısında göz kamaştırıcı bir bahçe kuran İhsan Yüksel Parlak, balkonunda da sebze yetiştiriyor. Biz salatalıkların tadına baktık, doğrusu pek lezizdi. İşin püf noktası nedir diye soruşturduk, saksının rüzgâr almayan, güneşli bir yere konulması gerektiğini öğrendik. Saksılar aralıklı ve büyükten küçüğe doğru kademeli yerleştirmeli ve bitkilerde yaprak biti görülürse sabunlu su püskürtülmeliymiş. Bizden söylemesi...

ZAMAN
ÜLKÜ ÖZEL AKAGÜNDÜZ

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.