Evinizi genişletmenin yolu: Aynalar
- Ayrıntılar
- Kategori: İnsan ve hayat
- Gösterim: 2670
17. yüzyıla kadar, yüzeyi iyice parlatılmış düz metal levhalarından yapılan aynalar, daha sonraları yerlerini bir yüzü çok ince bir metal katmanı ile kaplı cam levhalara bıraktı. Milattan önceki dönemlerde Mısırlılar, Etrüskler, Yunanlılar ve Romalıların bronz ve gümüşten el aynası kullandıkları bilinmektedir. Günümüzden yalnızca üç yüz yıl öncesine kadar Venedik Cumhuriyeti, Avrupa’da cam eşya ve özellikle de ayna yapımının gizine sahip tek ülke idi.
Ayna ve cam eşya üretim atölyelerini Murana adasında kurmuşlardı ve bu adaya camcı ustalarından başkasının girmesine de izin vermiyorlardı. Bu sırrı Fransızlar, adadan zorla kaçırdıkları ustalar sayesinde öğrendiler ve bundan sonra ayna yapımı bir giz olmaktan çıkmaya başladı. Venediklilerin kullandıkları yöntem 19. yüzyıldan başlayarak yerini, günümüzde kullandığımız aynaların üretim yöntemlerine benzer kimyasal çözelti ile oluşturulan kaplama yöntemine bırakmıştır. (Kaynak, Wikipedia)
Bir dekorasyon unsuru olarak aynalar
Aynalar üzerine kaleme alınmış yazı ve şiirlerin içinde herhalde akılda kalan ve biraz da ironi içeren söz; “Gözler kalbin aynasıdır” olsa gerek... Þarkının devamında, “Yalan nedir bilmez onlar” dese de, aynalar belki yalan söylemiyorlar ama önemli sayılabilecek ölçüde yanılsama oluşturuyorlar ve bu özellikleri sayesinde de dekorasyonda illüzyon objesi olarak tercih ediliyorlar.
Bir dekorasyon unsuru olarak aynalar, özellikle de küçük ve dar alanların kurtarıcı objesi olabilmektedir. Kullanıldıkları alanlara genişlik, ferahlık ve en önemlisi de yoğun bir estetik duygusu katarlar. Aslında, Venedikli ustaların marifetli ellerinden çıkan aynalar ilk kullanılmaya başlandığı dönemlerden itibaren estetik bir unsur olarak algılanmıştır.
Güzel hanımların şık el aynalarından neredeyse tüm bir mekânı kaplayabilecek büyüklükteki masif ahşap çerçeveli, altın veya gümüş varak çerçeveli aynaları ya da modernizmin etkisi ile tasarlanmış minimalist aynaları yaşadığımız alanlarda iç dünyamızın yansımalarını oluşturabilecek biçimde kullanmaktayız. Görkemli veya değil, ancak aynalar hayatımız için vazgeçilmez bir unsurdur.
Doğru konumlandırma önemli
Ayna kullanmak istediğiniz mekânlarda aynanın doğru konumlandırılması, oluşturmaya çalıştığınız etki açısından önemli olabilir. Bu sebeple bazı küçük detaylara dikkat etmenin yararı vardır. Doğru konumlandırılan bir aynayla evinizin küçük mekânları, olduğundan daha geniş ve ferah görünecektir. Bunun için aynayı, dar mekânın uzun kenarında kullanmanız size önemli bir genişleme duygusu kazandıracaktır. Ancak bu gibi durumlarda eğer mümkünse, aynanın boyutlarını biraz büyütmenizde fayda var; hatta aynayı uzun kenarlı duvarın tamamını kaplayacak şekilde kullanmanız halinde fantastik bir görünüm, geniş bir derinlik etkisi oluşturmanız mümkün olacaktır.
Evinizin karşılama mekânı olan antreler, evinize gelen misafirlerinizin ilk karşılandığı alan olmaları nedeniyle, gelen misafirler üzerinde evinizin geri kalanı ile ilgili ilk etkiyi oluşturacağınız yerdir. Dolayısıyla bu mekânın ferahlığı ve genişliği çok önemlidir. Bu mekânda kullanacağınız aynalar -“feng shui”ciler bu durumdan hoşlanmasalar bile- size bu duyguyu oluşturmakta yardımcı olacaklardır. (Umuyorum ki, başka bir yazımda bu konu ile ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşma imkanı bulurum.)
Zarflı aynalar hoş bir aksesuar
Bir dönem pek çok ailenin evinde rahatlıkla rastlayabileceğimiz zarflı aynalar, popülaritesini kaybetmiş olsalar da, eskilerden kalma hoş bir aksesuardır. Özellikle aynanın, kullanıldıktan sonra çevrilip arkasının da bir dekoratif unsur olarak değerlendirilmesi, önemli sayılabilecek bir fonksiyonelliktir. Klasik tarzdaki evlerde birkaç boyu alt alta asılarak kullanılıyordu bu aynaların. Ayna zarflarında sedef ve telkari işlemeler de zarif görüntüler oluşturuyordu. Salonların bu önemli aksesuarı yerini günümüzün modern ile klasik çizgi arasındaki geniş yelpazede yer alan çeşitli ayna tasarımlarına teslim etti.
Çerçeveli mi çerçevesiz mi?
Evinizde yer alacak unsurlar, evinizin genel dekorasyon anlayışına uygun olmalıdır. Dolayısıyla, ayna seçiminiz de bu uygulamaya tabii olmalıdır. Bu açıdan, özellikle İstanbul’da özel tasarım atölyeleri ya da mobilya firmaları pek çok alternatif sunabildikleri için doğru seçimi yapabilmek sizlere kalıyor. Evinizin genel dekorasyon tarzını belirlemede aynayı kullanacağınız mekân da seçiminizde etkili olabilir. Modern bir yaklaşımla aynalarınızı seçerken doku, renk ve form bakımından risk oluşturmamak için çerçevesiz ama mutlaka geniş bizoteli ayna seçmeniz isabetli bir karar olur. Çerçeveli ayna kullanma gereği olan bir durumda da seçiminiz, düz veya geometrik desenli çerçeveler olabilir. Ağır varak süslemelerinden, yapraklar ve çiçeklerden kaçınmalısınız. Tersi bir durumda, yani klasik dekorasyon etkisi bulunan bir mekânda da seçiminizin buna uygun çerçevelerden olması ile doğru seçimleri yapmış olursunuz.
Ayna kullanımında, özellikle de büyük ebatlarla kullanacaksanız, önemle dikkat etmeniz gereken konu, aynanın bir yansıtıcı olduğunu unutmamanızdır. Zira evinize gelen misafirlerinizin, evinizin istemediğiniz bir mekânın yansımasını aynadan görmeleri size de misafirlerinizi de rahatsızlık verebilir. Dolayısıyla özellikle açılı yansıma yapacak şekilde konumlandırılan aynalarda hangi görüntülerin yansıyacağını önceden hesap etmek gerekir.
Yatak odalarında aynaların giysi dolapları ve eğer mümkünse giysi odası içinde kalması önerilse de, burada yine mekânın büyüklüğü ile ilgili bir seçim yapmak söz konusudur. Doğru seçilecek bir ayna sayesinde gerekli renk tonlamasını da yaparak küçük bir yatak odasını geniş bir alana dönüştürmeniz mümkün olacaktır. Ayrıca giysi dolaplarının iç kısımlarını ayna ile kaplayıp, oluşacak aydınlık sayesinde dolabınızda aradığınız şeyleri kolayca bulabilirsiniz.
Aynada buharlaşma
Mutfaklarda ve diğer ıslak yerlerde ayna kullanımı sırasında karşılaşılan sorun “buharlaşma”dır. Bunun önüne geçmek için piyasada satılan buhar önleyici spreylerden yararlanmanız en basit çözüm olacaktır. Bunun dışında, özellikle banyolarda kullanılacak aynalarda ışıkların yansımaları sağlanırsa, az sayıda ışık ile daha aydınlık bir mekâna kavuşabilirsiniz. Bu uygulama diğer alanlar için de faydalı bir yöntemdir.
Genel olarak ayna kullanımındaki detay konu, yansıyan görüntünün içeriğidir. Dolayısıyla ayna kullanımında hedeflenen, mekâna zenginlik katması ve ferahlık hissidir. Fakat aynadan yansıyabilecek kötü görüntüler rahatsızlık hissine neden olur. Yani mekanda kötü bir görüntü mevcutsa, bu kötü durum, aynanın yansıtmasıyla ikiye katlanır. Tabii bunun doğuracağı olumsuz etki de öyle...
Ayna temizliği
Tüm ayna cinsleri için geçerli olan temizlik yöntemi, aynayı nemli bir cam bezi ile silmektir. Kimyasal temizleyiciler zamanla sırrı bozabileceğinden, aynanın görüntü kalitesini de olumsuz etkiler. Günümüzde aynaların sırlı yüzeyi kâğıt kaplı olmadığı için arkalarını temizlemek de mümkün ama sadece nemli bezler ile temizlemenizde fayda var.
Aynaların hayatımıza kattıkları sadece dekoratif bir unsur olmaktan ötedir. Pek çok edebi esere ve filme konu olmuştur aynalar. Kim bilir, belki de aynanın arkasında saklı olan sır hâlâ devam etmekte...
Ayna uygulaması yapılacak yüzeylerde dikkat edilmesi gereken hususlar:
— Uygulama yüzeyindeki çıkıntılar, eğrilikler, aynanın noktasal basınçla kırılmasına veya zamanla sırrının bozulmasına neden olabileceği gibi, aynada görüntü bozukluklarına da yol açabilir. Bu nedenle, aynanın kullanılacağı yerlerdeki pürüzler ve düzgün olmayan kısımlar mutlaka düzeltilmelidir.
— Yeni sıvanmış ya da boyanmış yerlere ayna uygulaması yapılmamalıdır.
— Ayna ile uygulama yüzeyi arasında hava dolaşımını sağlayarak nem birikimini önleyecek bir boşluk mutlaka bırakılmalıdır. Bu ayrıntı özellikle banyo, mutfak, tuvalet gibi nem oranı yüksek olan ıslak yerlerde önemlidir.
— Kullandığınız aynanız “flotal” ise ve çerçevesi yok ise, özellikle kenar kısımlarını nemden ve ıslaklıktan korumanız gerekir. Buradan yola çıkarak, “flotal” aynalarınızı çerçevesiz şekilde ıslak hacimli mekânlarda kullanamazsınız.
Tamer Kızılağaç
Moral Dünyası
