Peygamber Efendimiz'in (S.A.V.) Veladeti...(Mevlid) Veladet Kandili
- Ayrıntılar
- Kategori: İlimden bir damla
- Gösterim: 3435
Resulüllah Efendimiz (s.a.v) Rebiulevvel ayının 12. pazartesi günü sabaha doğru, seher vakti, Mekke'de Haşimoğulları mahallesinde, babasından kalan saadetli hanelerinde, dünyayı şereflendirdiler. Þemsi takvime göre 20 Nisan 571 idi. Doğum esnasında ebelik vazifesini Abdurrahman bin Avf'in (r.a) annesi Þifa Hatun yapmış, Osman ibni Ebu'l As'ın (r.a) annesi Fatıma Hanım ile Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in dadısı Ummü Eymen yardım etmişti. Doğum gecesi orada olan Fatıma Hanım, evin nurla dolduğunu, yıldızların üzerlerine dökülecekmiş gibi sarktıklarını gördüğünü söylemiştir.
Rasulüllah Efendimiz (s.a.v.) sünnetli ve göbeği kesilmiş olarak doğdular. Kalbinin hizasında iki küreğinin arasında Nübüvvet mührü vardı.
Hz. Amiııe Validemiz, o geceyi şöyle anlatır: "Ben diğer hanımlar gibi hamilelik zahmeti çekmedim. Rü'yamda bana "Sen; alemlerin en hayırlısına ve bu ümmetin Efendisine hamile oldun. Onu dünyaya getirdiğin zaman adınını Muhammed koy.» dediler . Doğum vakti geldiğinde, kulağıma büyük bir ses geldi. lÜrktüm. Hemen bir ak kuş geldi. Kanadıyla arkamı sığadı. Uzerimdeki korku ve ürkme halleri geçti. Bir de baktım, etrafımı Abdimenaf kızları gibi boylu, boslu kadınlar çevirmiş; öyle ki ben onlar kadar yüzü nurlu kadın görmedim.Bunlardan biri beni arkamdan tutuyordu. Çok susamıştım; Biri yaklaşarak beyaz bir kase içinde bir şerbet sundu. Alıp içtigim zaman, her tarafımı nur kapladı. Sütten ak, kardan soğuk, baldan tatlı bir şerbetıi. O anda Muhammed (s.a.v.) dünyaya geldi. Sonra bunların, birisi Firavn'ın zevcesi Asiye, diğeri Imran kızı Meryem, öteki de cennet hurilerinden olduklarını söylediler." EFENDİMİZ'iN (S.A.V.) DOÐDUÐU GECEDEKi HARİKULADELER
Ertesi günü, Yahudiye gidip, "Bahsettiğin çocuğun bizde doğduğunu öğrendin mi?" dediler. Yahudi "Onun doğumu, benim, size verdiğim haberden sonra mıdır? Yoksa, önce midir?" diye sordu. "Öncedir!" dediler.
Yahudi "Beni, ona götürünüz!" dedi. Yahudi ile birlikte kalkıp Hz. Amine'nin evine gittiler. Peygamber Efendimiz'i (s.a.v.) Yahudinin yanına çıkardılar. Yahudi, Peygamberimizin arkasındaki beni görünce, bayıldı. Ayılınca: "Sana ne oldu?" dediler. Yahudi "Artık, ısrailoğullarından peygamberlik de kitap da gitti! Yahudi bilginlerinin kıymeti ve itibarları kalmadı artık! Bu, onların ölümleri hakkında verilmiş bir hükümdür! Araplar, peygamberlikle kurtuluşa ereceklerdir! Ey Kureyş cemaati! Ferahlandınız, sevindiniz mi? Valiahi, size haberi doğudan batıya kadar ulaşacak bir satvet, bir hamle verilecektir!" dedi.
Peygamberimiz doğduğu gece, Kisra'nın sarayında on dört sütün yıkıldı! Iranlıların, bin yıldan beri, ateşe taptıkları tapınaklarında hiç sönmeden yanan ateşgedeleri sönüverdi! Save gölünün suyu çekildi! Semave Vadisini su bastı! Iranlıların pir-i muganı (zerdüşti rahibi) Mubezan, aynı gece, rü'yasında, birtakım serkeş develeri~, bir sürü yürük atları önlerine katarak Dicle ırmağlril geçtiklerini ve Iran topraklarına yayıldıklarını gördü!
VELADET KANDİLİ
Rabiyulevvel ayı içerisinde mümkün olduğu kadar salat ü selam getirmeli. Salat·ı NAriye, Salat·ı Münciye veya Fethlye okumaya çalışmalıdır.
Efendimizin dünyayı şereflendirdiği bu gecenin manevi zenginliğinden istifade etmek için bir tesbih namazı kılmalıdır. "Ya Rabbi, niyet eyledim rıza·i şerifin için tesbih namazına. Ya Rabbi, bu gece teşrifleriyle ile Alemleri nura garkettiğin sevgili Habibin, başımızın tacı ResuI·i zişan Efendimiz'in hürmetine ve bu gecedeki esrarın hürmetine ben aciz kulunu da afv-ı ilahine, feyz·i ilahine mazhar eyle, AIIahü Ekber." Günahların afvına vesîle olan tesbih namazı 4 rek'atlı bir namazdır. Bu namazı kılabilmek için şu tesbihi ezber bilmek icap eder: سُبْحَانَ اللهِ وَالْحَمْدُ ِللهِ وَلاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَاللهُ اَكْبَرُ وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ „Sübhânallâhi vel-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azıym“ Tesbih namazının kılınışı: Kalben tesbih namazı kılmaya niyet edilir. „Allâhü Ekber“ diyerek namaza başlanır. Yukarıdaki tesbih: okunur. Böylece birinci rek'at kılınmış olur. İkinci rek'ate kalkılınca Fâtiha-i şerîfeden önce yine 15 kere, diğer yerlerde de, tarif edildiği gibi 10'ar kere okunarak 4 rek'at tamamlanır. Tesbih namazının diğer tarafları aynen diğer namazlarda olduğu gibidir. Fark sadece okunan tesbihlerdir. İkinci rek'atte oturulduğunda, „Et-tehiyyâtü...“'den sonra, „Allâhümme salli...“ ve „Allâhümme bârik...“, üçüncü rek'at için ayağa kalkıldığında da „Sübhâneke...“ okunacaktır. Tesbih namazında beher rek'atte okunan tesbih adedi 75'dir. Dört rek'atte 300 tesbih okunmuş olur.Tesbih Namazı