Niçin Benimle Birlikte Geldin?

 İlim ehlinden bir Allah dostu anlatıyor:
"Bağdat'ta tanıdığım bir tüccar vardı. Onun tasavvuf ehlini sevmediğine dair sözler işitirdim. Sonra gördüm ki mutasavvıfların, dervişlerin yanından hiç ayrılmıyor, ayrıca bütün malını onlara infak ediyor. Kendisine sordum:
"Sen o zatlara düşmanlık besliyordun. Þimdi ne oldu da, onlara dost oldun?"
"Mesele benim bildiğim gibi değilmiş." cevabını verdi.
"Peki, nasılmış?" diye sorunca anlatmaya başladı:

"Bir gün cuma namazını kılıp camiden çıktım. Bişr–i Hafî Hazretleri'nin mescidden çıkıp koşarak gittiğini gördüm. "Hele şuna bak, camide duramamış, üstelik zahid ve sofi geçiniyor." diyerek işimi bıraktım, peşine düştüm. Bir fırına girip bir dirhemlik has ekmek aldı. Yine kendi kendime, "Bak, şu zahidin hâline, has ekmek alıyor." dedim.

Oradan bir kebapçı dükkânına girdi ve kebap aldı. Benim öfkem iyice arttı. Daha sonra bir helvacıya girdi, oradan da bir şeyler aldı. Kendi kendime karar verdim. "Bu adam oturup bunları yiyinceye kadar yanından ayrılmayacağım." dedim. "Belli ki, sahrada şu suyun kenarında yiyecek." deyip arkasından gittim. Yolculuğumuz ikindiye kadar devam etti. Derken bir mescide girdi. O mescidde hasta bir adam vardı.

Onun başının ucuna oturdu ve getirdiği şeyleri kendi eliyle yedirmeye başladı. Ben o köyü gezmek için mescidden çıkıp bir saat kadar dolaştım. Daha sonra mescide geldim, ama Bişr–i Hafî Hazretleri'ni göremedim. "Nereye gitti?" diye hastaya sordum. Bağdat'a gitti dedi. "Burayla Bağdat'ın arası kaç menzildir?" diye sordum. "Kırk fersah yani beş günlük yoldur." cevabını verdi. İşte o zaman yaptığım işe pişman oldum.

Yanımda hiç param yoktu. "Bu kadar yolu tek başıma nasıl gideceğim?" diye kara kara düşünmeye başladım. Hasta, "Gelecek cumaya kadar burada otur. Yine gelir." dedi. Bir hafta kadar o köyde kaldım. Ertesi hafta Bişr–i Hafî Hazretleri gelip yine o hastaya yiyecek şeyler getirdi. Hasta yiyip içtikten sonra:

"Bu adam, seninle beraber Bağdat'tan gelmiş. Geçen cumadan beri yanımda kaldı. Bunu yine Bağdat'a götür." dedi.

Bişr–i Hafî Hazretleri, dargın bir tavırla bana bakarak "Niçin benimle birlikte geldin?" diye sordu. "Hata ettim." dedim. "Kalk, yürü." emrini verdi. Akşama kadar yürüdüm. Bağdat'a yaklaştığımız zaman "Senin mahallen şehrin neresinde?" dedi. Yerini söyledim.

"Haydi git, bir daha böyle bir şey yapma." tembihinde bulundu. Ben de Allahu Teâlâ'ya tevbe ettim. Meşayihin sohbetini seçtim. Hâlen bu yolun yolcusuyum.

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.