Allah vardır ama görünmez
- Ayrıntılar
- Kategori: Hikaye ve Kıssa
- Gösterim: 2122

yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç suâl sormakistediklerini belirttiler, Þems-i Tebrizî; "Sorun!" buyurdu. İçlerinden birini başkan seçtiler. Hepsinin adına o soracaktı. Sormaya başladı:
"Allah var dersiniz, ama görünmez, göster de inanalım."
Þems-i Tebrizî hazretleri; "Öbür sorunu da sor!" buyurdu.
O; "Þeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonra da ateşle ona azap edilecek dersiniz, hiç ateş ateşe azap eder mi?" dedi.
Þems-i Tebrizî; "Peki öbürünü de sor!" buyurdu.
O; "Âhirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının cezâsını çekecek diyorsunuz. Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlar,karışmayın!" dedi.
Bunun üzerine Þems-i Tebrizî, elindeki kuru kerpici adamın başına vurdu. Soru sormaya gelen felsefeci, derhal zamanın kadısına (hakim) gidip, dâvâcı oldu.
Ve; "Ben, soru sordum, o başıma kerpiç vurdu." dedi.
Þems-i Tebrîzî;
"Ben de sadece cevap verdim." buyurdu.
Kâdı bu işin açıklamasını istedi. Þems-i Tebrîzî şöyle anlattı:
"Efendim, bana Allah-u teâlâyı göster de inanayım, dedi. Þimdi bu felsefeci, başının ağrısını göstersin de görelim."
O kimse şaşırarak;
"Ağrıyor ama gösteremem." dedi.
Þems-i Tebrizî;
"İşte Allah-u teâlâ da vardır, fakat görünmez.
Yine bana, şeytana ateşle nasıl azap edileceğini sordu. Ben buna toprakla vurdum. Toprak onun başını acıttı. Halbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı.
Yine bana;
‘Bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın. Bundan dolayı bir hak olmaz’ dedi. Benim canım onun başına kerpici vurmak istedi ve vurdum. Niçin hakkını arıyor? Aramasa ya! Bu dünyada küçük bir mesele için hakaranırsa, o sonsuz olan âhiret hayatında niçin hak aranmasın?" buyurdu...
Gülüstan Dergisi