Tac Mahal
- Ayrıntılar
- Kategori: Gezelim ve görelim
- Gösterim: 6471
Bir tek yapının bütün bir ülkenin sembolü olmasına Eyfel Kulesi, Özgürlük Anıtı veya Piramitler örnek olarak gösterilirse, Tac Mahal’in de Hindistan’ı temsil ettiğine hiç kuşku yoktur.Bu ünlü Moğol anıtı, İmparator Þah Cihan’ın, karısı Mümtaz Mahal’in anısına yaptırdığı bir anıt-mezardır. Mümtaz Mahal, 17 yıl evli kaldığı imparatora 14. çocuğunu doğururken 1629 yılında ölmüş ve Þah Cihan’ı dayanılmaz acılar içine sürüklemiştir. İmparator, bu acı kayıptan sonra 2 yıl süreyle yas tutmuş ve çok sade bir hayat sürmeye başlamıştı. İmparatorluğunu genişletmek ve yeni ülkeler fethetmekten çok mimari alanında sanat eserleri meydana getirmeye yöneldi. Þah Cihan, eşine olan sevgisinin büyüklüğünü bütün dünyaya kanıtlamak için bu anıt - mezarı yaptırmaya karar verdi.
Tac Mahal’in yapımına 1632 yılında başlanmış ve anıt, 21 yıl sonra 1653’de tamamlanmıştır. Yapımında sadece Hindistan’dan değil Orta Asya’da birçok yerden getirilen toplam 20 bin işçinin çalıştığı bilinmektedir. 2.5 ton ağırlığında olduğu tahmin edilen mermer bloklar 300 kilometre uzaklıktan taşınırken sayısı bine yaklaşan filler kullanılmıştır. Bu blokların yapının tepesine çıkartılması için 3.2 km. uzunluğunda bir rampa yapılmıştı.
Anıtın baş mimarlığını Þiraz’dan gelen İsa Khan üstlenmiş, ve zamanın ünlü sanatçıları olan Bordo’dan Austin usta ve Venedik’ten Veroneo ustalar kendisine asistanlık yapmıştır. Bir efsaneye göre Þah Cihan, Tac Mahalin yapılmasından sonra buna benzeyen başka bir eser yapmaması için mimar İsa Khan’ın sağ elini kestirmiştir.
Tac Mahal için anlatılagelen inanılması güç başka bir hikayeye göre Þah Cihan, burayı bitirdikten sonra kendi mezarı olarak ikinci bir anıt daha yaptırmayı düşünüyormuş. İkinci Tac Mahal şimdikinin tersine tamamen siyah mermerle işlenecekmiş. Þah Cihan, bu rüyasını gerçekleştiremeden oğlu Âlemgir tarafından tahttan indirilmiş, hayatının geri kalan kısmını Agra kalesinde nehrin öbür yakasında Tac Mahal’i seyrederek geçirmiş, ölünce de karısının yanında Tac Mahal’e defnedilmiştir.

Tac Mahal, yüksek bir mermer platform üzerine oturtulmuş dört köşesinde birer minare bulunan kubbeli bir yapıdır. Bu minarelerin her biri 41 metre yüksekliğindedir. Minareler, ana yapının bulunduğu platform üzerinde simetrik olarak yerleştirilmiş değildir. Bu önlem, herhangi bir depremde minarelerin yıkılması halinde ana kubbenin etkilenmemesi içindir. Minarelerde ezan okunmaz. Þah Cihan ve Mümtaz Mahal’in mezarları ana yapının alt katındadır, ancak; bunu sembolize etmek için ziyaretçilerin gezdiği katta iki mozole yapılmıştır.
Tac Mahal’in tamamı çok ince kesilmiş mermerlerle işlenmiştir. Mermerlerin içi oyularak yerleştirilen çeşitli yarı değerli ve değerli taşlarla yapılan çiçekler, dallar, süsler çok ilginç ışık oyunları yapmaktadır. Bu kakma işleme sanatının adı “pietra dura” dır.
Tac Mahal, dolunay zamanlarında geceleri ziyaretçi akınına uğrar. Normalde akşam saat 19:00’de ziyarete kapanan anıt, dolunay zamanlarında dört gün süreyle gece yarısına kadar açık tutulur.
Tac Mahal’in 18. yüzyılın başında bir İngiliz Generali tarafından sökülerek İngiltere‘ye götürülmesinin ve parça parça satılmasının planlandığını biliyor musunuz? Bu proje, ilk olarak Red Fort için gündeme getirilmiş ve Londra’daki müzayedeye götürülen parçalara kimsenin ilgi göstermemesi üzerine bundan vazgeçilmişti. Daha sonra genel vali olan Lord Curzon, Tac Mahalin zarar gören birçok yerinin onarılmasını sağlamıştır.
Tac Mahal hakkında son olarak üzücü bir şey söylememiz gerekiyor. Yüzyıllardan beri eşsiz güzelliği dillere destan olan bu anıt modern dünyanın yaşam koşullarına ayak uyduramamaktadır. Taşıt araçlarının egzozundan gelen kirlenmeler, sanayi kirlenmesi ve kimyasal gübrelerin etkileri gibi çevre şartları Tac Mahal’in mermer temelli yapısını çürütmekte ve bozmaktadır. Buna önlem olarak Tac Mahalin etrafında 4 kilometrelik bir alan içinde motorlu taşıt trafiğine izin verilmemektedir. Tac Mahale gidecek ziyaretçiler için elektrikle işleyen minibüsler, faytonlar ve bisikletli rikşalar hizmettedir.