Kiraz mevsimi geldi, Polonezköy sizi bekliyor

Okullar kapanmadan ve deniz mevsimi açılmadan; yani İstanbul'dan fazlaca uzaklaşmadan ama içine hapsolup kalmadan yapılabileceklerden biri de Polonezköy ziyareti. Taşra atmosferinde yemek yemek, trafik kargaşasından uzak yürüyüş yapıp ciğerleri temiz havayla doldurmak, hadi bir de hamakta hafif bir şekerleme...

Bir pazarınızı böyle geçirme niyetindeyseniz; doğru zaman şimdi ve adres belli.

Anadolu yakasında Beykoz sırtlarındaki Polonezköy'de kiraz mevsimi şimdi.

Gerçi eskisi gibi kiraz tezgahlarına rastlamak zor; çünkü belediye pek izin vermiyor. Ancak bahçe içlerindeki 'kendin pişir kendin ye' lokantaları da iyi geliyor insana. Eğer tüm bir hafta sonunu gözden çıkarabilirseniz geleneksel mimariyle uyumlu küçük ama kaliteli pansiyonlar mevcut.

Vaktiniz azsa da fark etmez. Çünkü daha yolun başında; Kavacık'ı ardınızda bıraktığınız anda İstanbul'un kargaşa ve gürültüsünden ayrılıyorsunuz. Ağaçlarla örtülü bu rahatlatıcı yolun sonunda sizi 'Polonezköy-Adampol' tabelasıyla birlikte köyün girişinde sol tarafta Jandarma Karakolu ve Katolik Mezarlığı ile sağ tarafta kilise karşılıyor. 100 metre kadar sonra da Polonezköy'ün merkezine ulaşmış oluyorsunuz.

Köyün ufak meydanında mevsimlik taze meyve-sebze satan tezgahların yanı sıra kiralanmayı bekleyen atlar var. İsterseniz faytonla gezmek de mümkün. Evlerin girişleri yediveren gülleri isimli sarmaşık türü çiçeklerce çevrili. Yani etraf alabildiğine renkli ve neşeli. Köy meydanında yerli halk tarafından üretilip satılan cam eşyalar da kayda değer.

İstanbul'un hem içinde hem dışında, kelimenin tam anlamıyla yemyeşil ormanlar arasında kalan Polonezköy'de güne köy kahvaltısı yaparak başlayıp öğle üzeri hamak ve minderlerde dinlenip akşamüstü de yürüyüş yapabilirsiniz. Sıkıcı ve bunaltıcı İstanbul günlerini arkada bırakmak ve bunu fazla uzaklaşmadan başarmak için Polonezköy'den iyisi yok.

Osmanlı kucak açınca...

Polonya devleti 1775 yılında Avusturya, Rusya ve Prusya tarafından işgal edilince Osmanlı İmparatorluğu Polonyalı siyasi göçmenlere kucak açar. Dahası 1856 yılında Osmanlı İmaratorluğu Kırım Savaşı'na girerken Polonya'dan kaçan asker ve siviller Osmanlı'ya yardım eder. Savaş sonrasında Sultan Abdülmecit şimdiki Polonezköy'ün bulunduğu topraklara yerleşim izni verir. Polonya'nın bölünmesini kabullenemeyen ve çeşitli ayaklanma ve çatışmalara karışan göçmenler köye yerleşir. Önceleri Osmanlılarca Adamköy olarak anılan bu Polonya köyü, daha sonra 'Polonez Karyesi' adını alır. 1923 yılında köye Polonezköy adı verilir. Çevreyi kendi anlayışlarına göre düzenleyen ve kendi mimari zevklerine göre evler kuran göçmenler, Padişah Abdülmecit'in tarımsal üretimlerini vergiden muaf tutmasının da etkisiyle bir daha ülkelerine dönmez. Ve nesilden nesile Polonya dilini ve atalarının geleneklerini koruyarak yaşamlarını Polonezköy'de sürdürürler.

***

Ulaşım

Karadeniz sahilinden 20 km, İstanbul'un Boğaziçi kıyılarından ise 15 km uzaklıktaki Polonezköy, Anadolu yakasında oturanlara sadece yarım saat mesafede. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü Anadolu yakası Kavacık çıkışından 12 km uzaklıkta olan Polonezköy'e tabelaları izleyerek ulaşmak mümkün. Yalnız önemli bir not: Polonezköy'e giderken tek şansınız özel vasıtanız. Ne yazık ki düzenli otobüs seferleri mevcut değil.

***

Yeme, içme, konaklama

Tereyağı, peyniri ve adına festivaller düzenlenen kirazlarıyla ünlü köyde, Polonya mutfağının özgün yemeklerini bulabilirsiniz. Kekik, kestane, çiçek balı, polen ve polen-bal karışımı da köylülerin misafirlerine tavsiye ettikleri lezzetlerden. Kendin pişir-kendin ye ve mangal hizmeti sunan sayısız lokanta var. Dağ manzaralı bu lokantalara yakın mesafelerdeki küçük pansiyonlar da hem fiyatları, hem de kaliteleri bakımından gayet uygun.

ZAMAN
DENİZ ILGIN

 

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.