Mehmet Emre Fetvalar
Peygamberimiz (sav)'in Hadisleri-Sünnetleri
- Ayrıntılar
- Kategori: Fetvalar
- Gösterim: 11146
158 - Soru: Hadis-i şerif neye denir?
Cevap: Peygamber Efendimiz (sav)'in sözü, işi ve bir kimseyi söylerken veya işlerken görüp de ses çıkarmadığı (takriri)dir.
159 - Soru: Bir kitaptan öğrendiğime göre, yüce Peygamberimizin (sav) 750 bin Hadis-i Şerifi yazılmış. Bunlardan ancak kırk bini piyasada, yedi yüz on bini ise depolarda olup toz toprak içindeymiş, doğru mu?
Cevap: Peygamber Efendimizin (sav) rivayet edilen hadis-i şeriflerin sayısını kat'iyetle tesbit etmek mümkün olamamaktadır. Ancak yaklaşık olarak bir rakam söylemek kabil olabilir. Fakat Buhari'nin Sahih'inde, Müslim'in Sahih'inde, Ebu Davud'un Sünen'inde bulunan hadislerin ve diğerlerinin miktarını sayı ile ifade mümkün değildir. Şu ciheti kesin olarak ifade edebiliriz ki, Efendimizin hadis-i şeriflerinden 710 bin Hadis-i Şerifin depolarda, toz ve toprak içinde olduğu iddiası, kolay kabul edilebilecek bir söz değildir. Esasen bu ilimde söz sahibi bulunan şahıslarca bu ve buna benzer söz edilmiş değildir. Cahillerin konuşmalarının ilim pazarında değeri yoktur.
160 - Soru: En faziletli sünnet nedir?
Cevap: Sünnetler arasında en faziletli olanını, bir kelime ile ifade edebilmek mümkün değildir. Ancak, sünen-i hüda, sünen-i zevaid'den üstündür. Sünen-i hüda da sınıflandırılarak namazlar arasında "Sabah namazının sünneti, diğer sünnet namazlardan faziletlidir" denilebilir. Sünnet olan oruçlar arasında "Savm-i Davud" faziletçe daha üstündür demek, daha ihtiyatlı bir yol olur..
161 - Soru: Peygamber Efendimiz (sav)'den bir önce geçen İsa Aleyhisselâm olduğu halde, Peygamber Efendimiz(sav) neden İbrahim Aleyhisselâmın dini üzerine hareket etti. Risalet nuru kendisine gelene kadar böyle hareket edişinin sebebi nedir?
Cevap: Hz. İbrahim, Peygamber Efendimiz (sav)'in dedesi ve tevhid dininin mübelliğidir. Resulullah'a (sav) peygamberlik vazifesi gelesiye kadar, Efendimiz (sav) bu inanç üzere bulunmuştur.
162 - Soru: Bazı camilerde sakalı şerif ziyareti yapılıyor. Bunlar gerçekten Peygamber Efendimiz (sav)'e mi aittir?
Cevap: Peygamber Efendimiz (sav), gerek saç, gerekse sakalını tıraş ettirdiğinde ashab onları yere düşürmez, hatıra olarak saklarlar ve birbirlerine hediye ederlerdi. 23 senelik peygamberlik devresi içinde, bilhassa Medine-i Münevvere'de, muhafaza edilen mübarek saç ve sakalları, daha sonra İslâm aleminin muhtelif şehirlerine intikal etmiş oldu.
163 - Soru: Peygamber Efendimiz (sav) kaç yaşında sakal bırakmıştır? Sakal bırakma yaşını beyan eden bir hadis var mıdır? Var ise hangi kitapta bulunabilir? Açıklayınız.
Cevap: Peygamber Efendimizin sakalsız bir zamanı olmamıştır. Sakalının bitmesi ile onu uzatmıştır. Biz ümmetlerine sakal bırakmayı tavsiye ederken, bunu yaş kaydına bağlamamıştır.
164 - Soru: Milletler nasıl ise öyle idare olunurlar sözü hadis mi? Bu mealde hadis var mı? Varsa hangi kitaptadır, sahih midir, ravisi kimdir? Bu söz İtalyan prensinindir diyenler var, doğru mu?
Cevap: "Kemâ tekûnu yüvella aleyküm=Olduğunuz gibi idare olunursunuz" mealinde bir Hadis-i Şerif vardır. Hadisin ravisi Ebu Bekir (ra)'dir. (Camiu's-Sağir Şerhi, Feyzü'l-Kadir, c. 5, s. 47, hadis no: 6406)
165 - Soru: Peygamber Efendimiz (sav) Hazretleri'nin hadisleri, ayetten sonra mı bildirilmiş bulunmaktadır?
Cevap: Böyle bir ölçü yoktur. Ayet gelmezden önce de, sonra da Hadis-i Şerifler vârid olmuştur.
166 - Soru: İstimâu'l-melâhi ma'sıyetün ilh. Hadis-i Şerifini izah eder misiniz? "Lezzet alan küfürdedir" diye biten bu hadise göre lezzetin tezahür şekli hangi hadde baliğ olan küfürdür?
Cevap: Bahsi geçen Hadis-i Şerif, Tarikat-ı Muhammediye'de Kaadihan'dan naklen (âfât-ı üzün bahsinde) geçmektedir. Tamamı (mealen) şöyledir: "Çalgı aletlerini dinlemek günahtır. Onun (çalınması) üzerine oturmak fısk'tır. Onunla telezzüz etmek ise küfürdür."
Buradaki küfrün, Cenab-ı Hakk'ın verdiği işitme nimetini, yaratılmış bulunduğu faydalı işlerin dışında kullanmak suretiyle "Küfran-ı nimet"e hamledenler bulunduğu gibi, helâl olduğunu iddia ederek dinlemek şartına bağlayanlar olmuştur. Kadihan demiştir ki: "Peygamberin (sav) hadisi, tehdit içindir; yoksa tahkik için değildir. Bu teşdide sebep, küfrün lâfzını gösterip hakikatini dinlememektir. Bilâkis mecazi mânâ kasd etmektedir. (Berika, c. 4, s. 61)
168 - Soru: "Açlık cezası yalnız Allah'a mahsustur" mealinde bir hadis var mıdır?
Cevap: Bu mealde bir Hadis-i Şerif yoktur. "Ateşle ancak Allah azap eder" mealindeki hadis ile karıştırmış olmayasınız?
169 - Soru: Çalgıyı dinlemek masiyet, çalgı çalınan yerde oturmak fısk, çalgıdan haz duymak küfürdür, mealindeki Hadis- Şerif hangi kitapta vardır?
Cevap: Türkün Gazalisi diye anılmaya lâyık bulunan İmam Birgivi'nin "Tarikat-ı Muhammediye" adlı eseri üzerine yazılmış bulunan şerhlerden "Berika"nın, c. 4, s. 60-6l'de bulunmaktadır.
170 - Soru: Bıyıkların üstünden ve alt kısmından (ucundan) fazlaca kesmek sünnete aykırı mıdır?
Cevap: Bıyıkların üzerlerini kırpmak dudakların çizgisi görünecek kadar uçlarını kısaltmak sünnete uygun bir haldir. Bunda bir mahzur yoktur; bil'akis fayda vardır.
171 - Soru: Sakalın sünnete uygun olması için ne kadar olması lâzımdır?
Cevap: Bir tutam olması ve fazlasının kesilmesi gerekir.
172 - Soru: "Tevazuun fazlası zillettir" diye bir Hadis-i Şerif var mıdır?
Cevap: Bu mealde bir Hadis-i Şerif gözümüze ilişmiş değildir. Bizim görmeyişimiz, yok olduğu mânâsına alınmamalıdır. Tevazu, mütekebbir kimseye karşı gösterilecek olursa, İslâmi bakımdan zillet olur. Mü'mine karşı gösterilecek olursa dini esaslara göre hareket edilmiş olur.
173 - Soru: Çalgı hakkında bir kardeşimiz Hadis-i Şerif okudu ve fakat hangi kitapta olduğuna dair bilgi vermedi. Soran kişi, hadisin hangi kitapta olduğunu istiyor. Hadisin metni, "Kim ki çalgı dinlerse asi olur, ondan lezzet alırsa kâfir olur" şeklinde olacak. Bizi aydınlatır mısınız?
Cevap: Bahsi geçen hadis-i şerif, Tarikat-ı Muhammediye adlı kitabın şerhi "Berika"nın c. 4, s. 60'ta bulunmaktadır ve tamamı şöyledir: "Çalgı aletlerini dinlemek masiyet, çalınan yerde oturmak fısk ve ondan zevk almak ise küfürdür." Yalnız bu küfrün tahkik veçhile değil, teşdid için varid olduğu veya helâl olduğuna inanarak dinlemesi halinde küfre gideceği yahut küfran-ı nimet olduğu şeklinde tevil ve izah edilmektedir.
174 - Soru: Peygamber Efendimiz, bir Hadis-i Şerifinde -mealen: "İnsanlar hesaba çekilecek. Hz. Ebu Bekir (ra) müstesna" buyurmaktadır. Hz. Ebu Bekir (ra), dört büyük halifeden biridir. Hz. Ömer (ra), Hz. Osman (ra) ve Hz. Ali (ra) de dört büyük halifeden bulunmaktadırlar. Bu üçü de müstesna kaydının içinde bulunmakta mıdır?
Cevap: Bahsi geçen Hadis-i Şerif, Hz. Ebu Bekir(ra) hakkında müstesna bir iltifatı ortaya koymaktadır. Halife olması itibariyle varid olmuş değildir.
175 - Soru: Namaz farz kılınmadan önce Peygamberimiz (sav) nasıl namaz kılmıştır?
Cevap: Efendimiz (sav) peygamberlikle birlikte akşam ve sabah namazı olmak üzere iki vakit namaz emrolunmuştur. Peygamberlikten önce ise Cenab-ı Hakkı tefekkür ile deruni bir vecd ve istiğrak halinde bulunurdu.
176 - Soru: 100 yılda bir mürşid-i kâmil geleceğinin hadisle sabit olduğu söylenmektedir. Mürşid-i kâmil'e kendisinin yetkili kılındığı Allah (cc) tarafından bildirilir mi?
Cevap: Bahsi geçen Hadis-i Şerif, mürşid değil "Müceddid" gönderilmesiyle ilgili olup Sünen-i Ebu Davud (c. 4, s. 109)'da zikredilmektedir.
177 - Soru: Peygamber Efendimiz (sav) bir Hadis-i Şeriflerinde, "Benim resmimi bulup görürseniz, ayak altına alıp çiğneyin" diyor. Bu Hadis-i Şerif sahih midir?
Cevap: Bahsettiğiniz mealde bir Hadis-i Şerif görmüş değiliz. Bu sebeple sıhhati hakkında fikir beyan edecek durumda değilim. Ancak, bu mevzuda başkaca Hadis-i Şerifler vardır.
178 Soru: Peygamberimiz (sav) bir Hadis-i Şerifinde, "Sizlere iki türlü ölü madde ve kandan oluşan iki uzvun yenilmesi helal kılınmıştır" buyuruyor. Bilindiği üzere, İslâm dininde hayvanın kanı akıtılarak yenir. Ancak iki ölü hayvanın eti ile kandan oluşan hayvanın iki uzvu bunun dışında bırakılmıştır? Bu dört şey nedir?
Cevap: Bahsi geçen Hadis-i Şerifin devamı: "Size iki ölü iki kan helâl kılındı. İki ölü, balık ve çekirge; iki kan da ciğer ve dalaktır" şeklindedir.
179 - Soru: Peygamber Efendimiz (sav) saçını tarar mıydı ve sürme çeker miydi?
Cevap: Peygamber Efendimiz (sav) saçının bakımına itina ve dikkat gösterir, fazla sık olmamakla beraber saçlarını tarar ve sürme çekerdi. Hatta, yolculuğa çıkarken tarak, ayna, başına sürdüğü yağ, misvak ve sürmeyi de beraberinde götürürdü.
180 - Soru: Resul-i Ekrem (sav) aynaya baktığı zaman bir şey okur muydu:
Cevap: Evet, "Allahümme kema hassente halki fe hassin huluki" diye dua ederdi.
181 - Soru: Muhaddis kime denir?
Cevap: Hadis-i Şerifin metnini ve raviler silsilesini bilen kimseye verilen isimdir:
182 - Soru: "Peygamber Efendimiz (sav), Mirac'da Hz. Allah (cc) ile mükaleme ederken" dediğimizde, Cenab-ı Hakk'a bir mekân tahsis etmiş olur muyuz?
Cevap: Olmayız. Zira, dinleyenin mekânda olması, Allah Teala'nın da mekânda olmasını gerektirmez. Bu inceliği kavramanın güç olmadığı kanaatindeyim.
183 - Soru: Bir kimse "Eddünya sicnü'l-mü'mini ve cennetü'l-kâfiri" Hadis-i Şerifini inkâr etti. Biz ise bu kelâmın hadis olduğunu biliyoruz. Onu inkârda bulunan kimse ne olur?
Cevap: Bahsi geçen Hadis-i Şerif, Müslim hadislerindendir. Riyüzü's-Salihin'in Diyanet İşleri Başkanlığı'nca neşredilmiş nüshasının c. 1, s. 386'da 492 rakamı ile mevcut olup merak edenler oradan okuyabilir. Bu şahsın ne şekilde bir inkârda bulunduğunu bilemediğim için bir şey diyemeyeceğim.
Bunun hadis olmadığını söylemek, en nazik bir ifade ile, kendi cahilliğini kendi ağzı ile ortaya koymak olur.
184 - Soru: Sakal bırakmanın sünnet-i zevâidden bulunduğuna kâfi bir delil var mıdır?
Cevap: Sünnet-i hüda, dini vazifelerle ilgili sünnetler olup, Efendimiz'in şahs-ı Muhammedilerine mahsus fiil ve hareketler sünnet-i zevaid adını almaktadır.
185 - Soru: "Men teşebbehe bi kavmin fe hüve minhüm" hadis-i şerifi ile "İnnellahe lâ yenzuru ilâ suveriküm ilh" hadis-i şerifi arasında tenakuz olduğunu iddia edip, birini kabul edince diğerini inkâr eden bir şahıs hakkında hüküm nedir?
Cevap: Bunların her ikisi de hadis-i şeriftir ve aralarında kat'iyyen tenakuz yoktur. İki kelâm arasında tenakuz olabilmesi için mantık ilmine dikkat etmek gerekir. Şöyle ki: Zaman, mekân, fiil kuvve ve şartlarda birbirinin zıddı ifadeler bulunduğu zaman tenakut olur. Meselâ, "Babam bugün eve geldi" ifadesi ile "Babam bugün eve gelmedi" sözlerinin arasında tenakuz bulunmaktadır. Her iki Hadis-i Şerif bu açıdan ele alınıp tetkik edildiği zaman aralarında asla tenakuz mevcut değildir. Birinci Hadis-i Şerifi ele alalım: "Kim (gayrimüslim) bir kavme benzemeye özenir ise o onlardandır" mealine göre, başka bir hadis-i şerif bulunsa ve muhal farz onun mânâsı da "Kim gayrimüslim bir kavme benzemeye özenirse o onlardan (sayılmış) değildir" şeklinde olsa o zaman aralarında tenakuz olur.
İkinci Hadis-i Şerife göre, "Allah (cc), sizin dış görünüşlerinize bakmaz" mânâsının tam aksi bir hadis bulunsa, o zaman aralarında tenakuz olur. Bu şartlar bulunmadığı halde iki hadis arasında tenakuz arayan, cahilin da kendisidir. Hadis-i Şerifin birini kabul edip diğerini inkâr ise kişinin cehenneme postu sermesidir.