Emanet ve Ehliyet
3. İCMA-İ ÜMMET
- Ayrıntılar
- Kategori: Emanet ve Ehliyet
- Gösterim: 4101
43 Kur'an-ı Kerim'de: "Kim kendisine doğru yol besbelli olduktan sonra Peygambere muhalefet eder, mü'minlerin yolundan başkasına uyup giderse, onu (o kimseyi) döndüğü o yolda bırakırız. (Fakat ahirette) kendisini cehenneme koyarız. O ne kötü bir yerdir" (En Nisa Sûresi:115) hükmü beyan buyurulmuştur. İmam-ı Zemahşeri:"Bu ayet , icma-ı ümmetin delil olduğunun işaretidir. Zira ayette "peygambere muhalefet ile mü'minlerin yolunun dışında bir yol tutmak" aynı mahiyette sayılmıştır. Bu iki cürmün cezaları da eşit tutulmuştur"(62) diyerek, bir inceliğe işaret etmiştir. İmam-ı Kurtubi: "Mü'minlerin yolundan ayrılmaktan maksad, müctehid imamların icmalarını inkâr etmektir. Bu ayet-i kerime'de icma-i ümmet'ten ayrılanları tehdit vardır"(63) demiştir. İmam Ebû Bekir El Cessas: "Bu ayet-i kerime'de mü'minlerin yolundan ayrılanlar cehennem azabı ile tehdit olunmuşlardır. Bundan kasıd, icma-ı ümmeti inkâr edenlerdir"(64) hükmünü zikretmektedir. Tefsir-i Haazin'de: "Peygambere muhalefet etmek ve mü'minlerin yolundan ayrılmak haramdır. Durum böyle olunca mü'minlerin yoluna uymak vaciptir"(65) denilmektedir.
44 Bazı usûl-i Fıkıh kitaplarında; Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Benim ümmetim delâlet üzerinde ittifak etmez"(66) ve "Mü'minlerin güzel gördüğü şey, Allahû Teâla (cc) katında da güzeldir"(67) Hadis-i Şerif'leri, İcma-i Ümmet'in delili olarak zikredilmiştir.
45 İcma'nın teşekkül edebilmesi için, mücmel olan fıkhi bir meselenin bulunması zaruridir. Aynı asırda yaşayan müctehid imamlar; Kur'an ve Sünnet'te yer alan mücmel bir hüküm üzerinde, kat'i olarak ittifak ederlerse icma teşekkül eder. İcma'nın delil olması da buna dayanır.(68) Kat'i bir nassa dayanan ve tevatürle gelen İcma'nın inkârı insanı küfre götürür.(69) Zira bunda kat'i delilleri yalanlama sözkonusudur. Bilindiği gibi bir asırda; tek bir müctehid bile katılmazsa, icma teşekkül etmez.
46 Müctehid olmayan kimselerin tamamı; herhangi bir fıkhi meselede ittifak etseler, bununla icma teşekkül etmez. Dolayısıyla "İcma-ı Ümmet'in" teşükkülü için; aynı asırda yaşayan, birçok müctehid imama ihtiyaç vardır.
47 Müctehid seviyesinde ilme sahip olmayan, buna mukabil insanlar indinde "Mürşid-i Kâmil" diye anılan kimselerin; fıkhi meselelerde, bir müctehide tabi olmaları vaciptir. Nitekim tasavvuf yolunun büyüklerinden İbrahim b. Ethem, Şakik Belhi, Ma'ruf Kerhi, Ebû Yezid Bestami ve Fudayl b. İyaz; amel'de hanefi mezhebini taklid etmişlerdir.(70) İnsanlar tarafından "Müşrid-i Kâmil" vasfı ile anılan kimselerin; herhangi fıkhi bir meselede, kendi aralarında ittifak etmeleri, icma-ı ümmet mahiyetine haiz değildir.