Emanet ve Ehliyet
İMAN'IN RÜKÜNLERİ
- Ayrıntılar
- Kategori: Emanet ve Ehliyet
- Gösterim: 3905
115 Resûl-i Ekrem (sav)'in: "İnsanlar "Allah (cc)'dan başka ilah yoktur" deyinceye kadar (onlarla) cihada memur oldum. Şimdi her kim "Allah (cc)'dan başka ilah yoktur" derse canını ve malını benden korumuş olur. Ancak hakkı ile olursa (yani kalben de tasdik ederse) ne ala!... Aksi durumda (Sadece dille söyler, kalben inanmazsa) hesabı Allahû Teâla (cc)'ya kalmıştır"(32) buyurduğu bilinmektedir. İmam-ı Muhammed (rha) bu Hadis-i Şerifi zikrettikten sonra: "Netice olarak bir kimse malum olan şirk itikadının hilafı olan tevhidi ikrar ettiği zaman İslâm'a girişine hükmolunur. Çünkü gerçek itikadını (Kalbi durumunu) tesbit etme imkanımız yoktur. Neyi ikrar ettiğini duyarsak, o inançta olduğuna hükmederiz"(33) demektedir. Sonuç olarak; imanın asli rüknü kalbi tasdiktir. İslâmî bütün hükümleri kalben tasdik eden kimse mü'mindir. Dünya ahkâmının icrası açısından zaruri olan rüknü ise; dil ile ikrar etmektir. Eğer bir kimse kalben tasdik eder; bu tasdiki dili ile ikrar etmezse, hali insanlarca meçhul kalır. Tabii dil ile ikrar için herhangi bir ehliyet arızası (Dilsiz olma veya ikrah-ı Mülci gibi) bulunmamalıdır.