Emanet ve Ehliyet
TAHARET BAHSİ
- Ayrıntılar
- Kategori: Emanet ve Ehliyet
- Gösterim: 3952
279 Kur'an-ı Kerim'de: "Orada ter-temiz olmak isteyen kimseler vardır. Allah da ter-temiz olanları sever"(52) hükmü beyan buyurulmuştur. İbn-i Kesir; su ile temizlenmek hususunda aşırı titizlik gösteren ensar'ın bu ayet-i kerime ile övüldüğünü kaydetmektedir.(53) Esasen Allahû Teâla (cc)'ya hakkı ile kulluk edebilmek ve O'nun rızasını kazanmak için temizlik şarttır. İslâm fıkhında; taharetsiz yapılması mümkün olmayan birçok ibadet vardır. Bunların başında, Resûl-i Ekrem (sav)'in "Dinin direği" olarak nitelendirdiği namaz gelir. Her mü'min bilir ki; gerek hakiki pisliği (necaseti), gerek hades denilen manevi pisliği temizlemeden namaz kılınmaz. İbn-i Hümam "Taharetin sebebi vücûbu, namazın farz olmasıdır" hükmünü zikrediyor.(54) Bilindiği gibi Kur'an-ı Kerim'i ele almak ve okumak için de abdest vacibtir.
280 Allahû Teâla (cc) mü'minlere; elbiselerini temiz tutmalarını, pislikten arınmalarını ve ter-temiz olmalarını teklif etmiş, Resûl-i Ekrem (sav) bu konuda mü'minlere örnek olmuştur. Ehl-i Sünnet'in müctehid imamları "Fıkıh'la" ilgili eserlerine hep "Taharet" bahsini öne alarak başlamışlardır. Bütün bunlar göstermektedir ki; mü'minler temizlik hususunda çok hassas olmak durumundadırlar.
281 Taharetin vücûbunun şartları: 1) Akıllı olmak; deliye taharet vacib değildir. 2) İslâm; kâfir'e taharet vacip değildir. 3) Su veya toprağı kullanmaya kudreti bulunmak. 4) Bülûğa ermiş olmak. 5) Hades, hayız ve nifaz halinde bulunmamak ve vaktin darlığıdır.
Taharetin sıhhatinin şartları: 1) Temiz su ile bütün bedeni yıkamak. 2) Kadının hayız ve nifastan temiz olması. 3) Vücûddan (suyun işlemesine mani olacak) pislikleri gidermek.
Vücûb şartları: Bir şahısta hepsi bulunduğu zaman temizlenmesini icap ettiren şartlardır. Sıhhat şartları ise: Taharet ancak kendileriyle sahih olan şartlardır. (55)
282 Kur'an-ı Kerim'de: "Ey iman edenler, müşrikler ancak bir necestir"(56) hükmü beyan buyurulmuştur. Müfessirler bu ayet-i kerime'de zikredilen necasetin, küfürden kaynaklanan manevi pislik olduğu hususunda ittifak etmişlerdir.(57) Mehmet Vehbi efendi: "Fahri Razi, Nisabûri ve Beyzavi'nin beyanları vechile (bu ayet-i kerime'deki) müşrikle murad; putlara ibadet eden müşriklerdir yahut mutlaka kâfirlerdir. Necasetle murad; hükmen necasettir. Yahut müşrikler köpek ve domuz gibi ayn-ı necis demek olur"(58) hükmünü kaydediyor. İbn-i Abbas (ra)'a göre; müşrikler tıpkı domuz gibi necistirler. Hasan-ı Basrî Hazretleri, müşriklerin necis olması sebebiyle: "Bir müşrikle el sıkışan kimse abdest alsın" buyurmaktadır.(59) Sonuç olarak; bir müşrik ne kadar vücûdundaki pislikleri temizlerse temizlesin; kalbindeki necaset mevcut demektir.(60)