811 Hanefi Fûkahasından Alaûddin El Haskafi: "Bir kimse özürsüz kasden aşikâre oruç yerse öldürülür. Tamamı Vehbaniyye şerhindedir" hükmünü zikretmektedir. İbn-i Abidin bu metni izah ederken şunları kaydeder: "Tamamı Vehbaniyye şerhindedir. Vehbaniyye Sahibi manzum olarak şöyle demiştir. "Bir insan kasden ve alenen yer de, bu hususta bir özrü bulunmazsa, öldürülmesi emredileceği söylenir". Şurunbilâli diyor ki: "Bunun sûreti şudur: Özrü olmayan bir kimse kasden ve aşikâre oruç yerse öldürülür. Çünkü din ile alay etmiştir. Yahud dinden olduğu bizzarure sûbût bulan bir şeyi inkâr etmiştir. Böylesinin öldürülmesi ve buna emir verilmesinin helâl olduğuna hilâf yoktur. Şu halde mükellefin "Söylenir" demesi zâ'f icabetmez."(44) Esasen herhangi bir özür sebebiyle oruç tutamayan kimselerin; alenen oruç yememeleri esastır. Bu nokta da: "-Efendim, Allahû Teâla (cc) özrü kabul etmiştir. Dolayısiyla halktan gizlemenin bir sebebi yoktur" diye itiraz etmek isabetli değildir. Zira fasıklar; bu manzaralardan istifade ederek, oruca karşı ilgisizliği geliştirirler. Orucun farziyyetini kabul etmekle birlikte; nefsine uyarak tutmayanlar, Darû'l İslâm'da "Ulû'lemr" veya "Kadı" tarafından ta'zir olunur. Farziyyetini inkâr eden veya alay etmek kasdı ile alenen yiyenler; kat'i nasları yalanladıkları için, irtidat etmiş olurlar. Kendilerine "Mürted"lerle ilgili hükümler tatbik edilir.