Emanet ve Ehliyet
TALAK'IN (BOŞANMA'NIN) TARİFİ VE MAHİYETİ
- Ayrıntılar
- Kategori: Emanet ve Ehliyet
- Gösterim: 3547
1148 Boşanmanın caiz olduğu; kitap sünnet ve icma ile sabittir. Kur'an-ı Kerim'de: "Ey Peygamber!.. Kadınları boşamak istediğiniz zaman onları (hayız hallerinden) temizlenmeleri vaktinde boşayın"(156) hükmü beyan buyurulmuştur. Yine bir başka ayet-i kerime'de: "Talak ikidir. Ondan sonra kadınları, ya iyilikle tutmak, ya güzellikle salıvermek vardır."(157) buyurulmaktadır. Hz. Ömer (ra)'den riveyet edilmiştir: "Resûl-i Ekrem (sav) karısı Hafsa'yı boşadı, sonra yine ona rücû etti."(158)
1149 İmam-ı Merginani; nikâhın dünyevi ve uhrevi bir-çok maslahatlara tealluk ettiğini izah ettikten sonra: "Talak'ın mübah kılınmasının sebebi, musibetten kurtulmaya ihtiyaç olduğu içindir."(159) hükmünü zikreder. Esasen nikâh sebebiyle ortaya çıkan dünyevi ve uhrevi maslahatlar ortadan kalkar, kadın ve erkeğin bir arada yaşaması imkânsız hale gelirse, boşama vacib olur. Eşlerin birbirlerine karşı şiddetli kin ve buğzu gibi!..(160) İbn-i Hüman, boşanma sebebleri arasında şu hususları zikreder: "Eşlerin birbirlerinden nefret etmesi, şiddetli geçimsizlik, cinsi acz sebebiyle vazifelerini yerine getirmemek, fuhuşla irtikap ve Allahû Teâla (cc)'nın kesin emirlerini bütün ikazlara rağmen terk etmekte ısrar!..(161) Dürri'l Muhtar'da: "Hatta ezâ veren veya namazı terkeden kadını boşamak müstehab olur. (Gaye). Bu şunu ifade eder ki, namaz kılmayan kadınla geçinmekte günah yoktur. İyilikle elde tutmak mümkün değilse, kadını boşamak vacip, talak (Boşama) bid'i olursa haramdır. Talakın iyiliklerinden biri de onunla kötülüklerden kurtulmaktır" hükmü kayıtlıdır. İbn-i Abidin bu metni şerhederken, şunları beyan etmektedir: "Eza veren kadın, sözünü mutlak bırakmıştır. Binaenaleyh kendine eza verenle, başkasına eza verene; diliyle eza verenle, fiiliyle eza verene de şamildir. "Veya namazı terkeden" öyle anlaşılıyor ki, namazdan başka farzları terketmek de namaz gibidir. İbn-i Mes'ud (ra)'nın "Kadının mehri boynumda borç olarak Allahû Teâla (cc)'ya kavuşmam, namaz kılmayan bir kadınla geçinmemden daha hayırlıdır" dediği rivayet olunur. "Bu, şunu ifade eder ki.." Yani, boşamanın müstehab olması, namaz kılmayan kadınla geçinmenin günah olmadığını ifade eder. Bunu Bahır sahibi söylemiş ve şöyle demiştir: "Onun için feteva kitaplarında ûlema, erkek karısını, namazı terkettiği için dövebilir demişlerdir. Fakat buna bel bağlamamışlardır. Halbuki, kadını, namazı terkettiği için dövmek hususunda iki rivayet vardır. Bunları Kadıhan zikretmiştir. "İyilikle elde tutmak mümkün değilse..." Meselâ erkek enenmiş veya aleti kesik yahut kalkınamaz olursa; yahut şekkaz veya bağlı olursa, kadını boşaması vacip olur. Şekkaz; kadınla düşüp kalkmazdan önce aleti kalkıp, sonra cim'a için kalkmayan kimsedir. Bağlıdan murad, sihirlenen kimsedir."(162)
1150 Feteva-ı Hindiyye'de: "Koca, karısını istediği zineti yerine getirmediği, şer'an temiz olduğu halde davetine icabet etmediği, namaz kılmadığı veya namazın şartlarını yerine getirmediği için dövebilir. Fethû'l Kadir'de de böyledir. Bir kimsenin namaz kılmayan bir karısı olursa, o kimse mehrini ödemeye gücü yetmese dahi onu boşayabilir"(163) hükmü kayıtlıdır. Dolayısıyla kadının, bütün nasihat ve ikazlara rağmen, Allahû Teâla (cc)'nın farzlarına riayet etmemesi, meşru bir boşama sebebidir.
1151 Meşru herhangi bir sebeb mevcud değilken boşamak mekruhtur!.. Ayrıca kadının, meşru bir sebeb yokken boşanmayı arzu etmesi de caiz değildir. Nitekim Resûl-i Ekrem (sav): "Kocasından, bir zaruret olmadan boşanmayı isteyen kadına cennet kokusu haram olur"(164) buyurmuştur. Esasen nikâh; ümmetin nüfusunun çoğalması ve nefsin ıslah edilmesi noktasından çok önemlidir. Şer'i herhangi bir özür mevcut değilken, sırf nefsani arzuları dikkate olarak boşamak "Nikâh'ın" hafife alınmasına sebeb olur. Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Allahû Teâla (cc) indinde, helalin en sevimsizi talaktır"(165) buyurduğu bilinmektedir. Boşamak, en son gündeme gelecek bir hadisedir. Ancak bazı hallerde "Vacip" olur.