1686 Aile hayatının devamı; bütün tedbirlere rağmen tehlikeye düşerse, yakın akrabaların ve mü'minlerin üzerine önemli bir görev düşer. Şimdi bu husustaki hükmü izaha gayret edelim. Kur'ân-ı Kerîm'de: "(Eğer karı-kocanın) Aralarının açılmasından endişeye düşerseniz o zaman kendilerine erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar barıştırmak isterlerse, Allah aralarında (ki dargınlık yerine geçinme) onları (sulha) muvaffak buyurur. Şüphesiz ki Allah hakkı ile bilicidir. (Herşeyin künhünden) haberdardır"(130) hükmü beyan buyurulmuştur. Müfessirler; "Karı-koca ihtilafı büyütüp, birbirine eziyet etmeye başladıkları zaman, mü'minlerin tamamına bu ihtilafı giderme görevi terettüp etmektedir. Âyet-i Kerîme'de özellikle yakın akrabaların zikredilmiş olması; ihtilafın sebeblerini (ve onların huylarını) daha yakinen bilecekleri içindir. Hakemlerin mutlaka adil, tecrübeli ve fıkıh bilgileri fazla olmalıdır. Eğer akrabalar arasında bu vasıflara haiz kimse yoksa, akrabaların dışında adil ve alim iki kişi gönderebilir."(131) hükmünü zikretmişlerdir. İmam-ı Şafii (rha) ayette geçen "gönderin" emrini esas alarak bu farzdır demiştir. Çünkü karı-koca arasındaki geçimsizliği gidermek için hakem göndermek, zulmü bertaraf etmek demektir. Bu da İslâm idarecilerinin (kadı, hakem, vali vs.) üzerine düşen umûmi farzlardan birisidir.(132)
X (Twitter) adresimizi takip ederek,her türlü ilmi bilgilendirmeden istifade edebilirsiniz.
Günün Sözü
"Ölüyü kabre kadar üç şey tâkîb eder: Çoluk-çocuğu, malı ve ameli. Bunlardan ikisi döner, biri kalır. Çoluk çocuğu ve malı döner, ameli (kendisiyle) kalır.” (Hadîs-i Şerif—Müttefekun aleyh)"