Anne ve Baba, Çocuğuna Karşı Nasıl Tutum Takınmalıdır?
- Ayrıntılar
- Kategori: Çocuk Eğitimi
- Gösterim: 1527
ANNE BABA TUTUMLARI; Anne-baba-çocuk ilişkisi, temelde anne ve babanın tutumlarına bağlıdır. Anne-babanın yanlış tutumu, çocuklarda uyum bozukluğuna yol açar; birçok soruna, yeterli ve uygun olmayan ilk anne-baba-çocuk ilişkilerinin bozulmasına neden olduğu saptanmıştır. Anne babanın tutumlarının sağlıklı olması; büyük ölçüde kendi içlerinde barışık, dengeli, huzurlu birbirlerine karşı sevgili ve saygılı olmalarına bağlıdır.
Bu ortamı olumsuz açıdan etkileyen faktörler arasında;
1. Anne babanın kendi çocukluklarında baskılı veya aşırı gevşek bir eğitimle büyümüş olmaları,
2. Bugünkü yaşamlarında eşleriyle mutlu bir iletişim içinde olmamaları,
3. Geç ya da çok erken yaşta çocuk sahibi olmaları,
4. Fiziksel ya da ruhsal dengelerinin bozuk olması,
5. Ailenin sosyo-ekonomik koşullarının iyi olmaması, sıralanabilir.
Baskıcı-Otoriter Tutum:
• Çocuktaki güveni ortadan kaldıran, kişiliğini hiçe sayan bir tutumdur.
• Bu tutumda anne-baba katı disiplin uygular.
• Çocuk sessiz, sakin, nazik, dürüst, dikkatli olmasına karşın; küskün, silik, çekingen, kolayca başkalarının etkisinde kalabilen, hassas bir yapıya sahip olabilir.
• Sert bir denetim altında tutulan ya da eğitim yöntemleri değişken olan ailelerde büyüyen çocuklar, karşı çıkma ve saldırganlık gibi yollarla kendilerini kabul ettirmek istemekte ve kendi iç dünyalarını açıklamakta zorluğa uğramaktadırlar. Kaygılı, isyankâr, aşırı boyun eğici olması mümkündür.
• Okulda genel olarak olumlu hareket etme eğiliminde olurlar.
• Problem yaratacak davranışlardan kaçınırlar.
• Sosyal becerileri zayıftır.
• Kendilerine güvenleri daha azdır.
• Depresyona yatkındırlar.
Gevşek (izin verici, çocuk merkezli) Tutum:
• Çocuk ailede inisiyatif sahibi tek kişidir.
• İsteklerine diğer aile bireyleri kayıtsız şartsız teslim olurlar.
• Dengesiz bir ortamda, abartılı bir sevgi içinde büyüyor olması onun doyumsuz bir insan olmasına neden olur.
• Bu çocuklar; yalnız anne ve babayla yetinmeyip zamanla ev dışındaki kimselere de egemen olmanın yollarını ararlar.
• Bu çocuklar; yetişkin olduklarında da toplumun vermediği hakları kendilerine tanımaya kalkışırlar. Egemen olamadıklarında ya umutsuzluğa kapılırlar ya da aşırı öfke tepkileri gösterirler.
• Sınır tanımazlar ve sık sık ihlal ederler.
Koruyucu Tutum
• Aşırı koruma, gerektiğinden fazla kontrol ve özen gösterme
• Aşırı bağımlı, güvensiz, duygusal kırıklıkları olan bir kişi olabilir.
• Bu bağımlılık çocuğun yaşamı boyunca sürebilir ve aynı tutumu gelecekte eşinden de bekleyebilir.
• Bu aşırı ilgi ve koruyuculuğun altında annenin duygusal yalnızlığı vardır.
• Aşırı koruyucu görünümlü anne çocuğu ile öyle bütünleşmiştir ki sekiz yaşındaki çocuğu bile o yedirir, uyutur… Bu yolla sevgisini dile getirdiğini, yardım ettiğini sanır ama gerçekte bu yaklaşım çocuğun gelişime açık potansiyelini sekteye uğratır.
• Bunun sonucu çocuk, diğer kimselere aşırı bağımlı, kendine güveni olmayan, duygusal kırıklıkları olan bir kişi olabilir. Bu bağımlılık, çocuğun yaşamı boyunca sürebilir ve aynı koruma duygusunu eşinden bekleyebilir.
İlgisiz ve Kayıtsız Tutum:
• Anne-babanın çocuğu yalnız bırakma, görmemezlikten gelme şeklinde dışlaması.
• Duygusal istismara yol açan böyle bir ortamda; anne-baba-çocuk üçgeninde iletişim kopukluğu gözlenir.
• Anne-babanın bu tutumu çocukta, öfke ve saldırganlık içeren davranışlara neden olur, bununla birlikte çocuk suçluluk duygusuna kapılır.
• Problemli davranış çoktur.
• Okul başarısı düşüktür.
• Depresyona eğilimlidir.
Dengesiz ve Kararsız Tutum:
• Anne-baba arasındaki fikir ayrılığı olabileceği gibi; davranışlarındaki değişkenlik ve uyumsuzluk biçiminde de görülebilir.
• Anne-baba çocuğun yanında birbirlerini eleştirir.
• Birinin olumlu yaklaşımına diğerinin olumsuz tutumu ya da taraflardan birinin çocuğu kayırması.
• Başka bir durum anne-babanın şahsında yaşanabilir: çocuğa sözünü dinletmek için çaba sarf eden annenin bir isteğini yaptırmak üzere, önce yumuşak tonda konuştuğu, sonra sesini yükselttiği, çocuk hala dediğini yapmadıysa dövdüğü, ardından da diz çöküp özür dilediği görülür.
• Bir gün izin verilen bir şeye ertesi gün izin verilmez. Böylece çocukta kuralların yerleşmesi ve devamlılık söz konusu olmaz. Çocuk eğitiminin en temel kuralı tutarlı olmaktır.
• Çift uçlu-çelişkili duygular ve mesajlar çocukta, dengesiz ve tutarsız bir kişilik yapısının oluşmasına sebep olur.
Güven Verici, Destekleyici ve Hoşgörülü Tutum:
• Çocuk kabul edilmek ve onaylanmak ister. Aile ortamı ona kendi benliğini tanımlama özgürlüğünü veriyorsa, sağlıklı bir biçimde olgunlaşma yolunda gelişir.
• Anne babanın çocuklarına karşı hoşgörü sahibi olmaları çocukların bazı kısıtlamalar dışında, arzularını diledikleri biçimde gerçekleştirmelerine izin vermeleri anlamına gelir.
• Ana-babanın hoşgörüsünün normal düzeyde olması çocuğun; kendine güvenen, yapıcı, toplumsal bir birey olmasına yardım eder.
• Böyle bir tutumda; evde kabul edilen ve edilmeyen davranışların sınırları bellidir. Bu sınırlar içinde çocuk özgürdür.
• Söz hakkı vardır. Yetişkinler tarafından dinlenir. Duygu ve görüşlerine saygı duyulur.
• Sevgi ve teşvik görür.
• Girişimcilik ruhu ve yetenekleri gelişir.
• Özgüvenini kazanır.
• Kendi kendine karar verebilme ve sorumluluk taşımayı öğrenir
• Anne babalar, çocuklarının bağımsızlık uğruna giriştikleri çabaları destekledikleri ve zor durumlarda onlara yardımcı oldukları takdirde, çocuklarda bağımsızlık duygusunun kolayca geliştiği görülür.
Tüm bu ilişki ve tutum çeşitlerine göre çocuğun benliği ve kimliği oluşacaktır.
ANNE VE BABALARIN DİKKAT ETMELERİ GEREKEN HUSUSLAR
• Anne ve babalar, öncelikle çocuklarını tanımalı, onları ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirmeleridir. Bu konuda kendi tutku ve arzularına göre değerlendirme yapmamalıdırlar.
• Anne ve babalar, çocuklarındaki güven duygusunu pekiştirmek üzere onları yapıcı ve faal kılacak bir ortam hazırlamalıdırlar. Ancak bu ortamı hazırlarken verecekleri görevin, çocuğun yetenek ve kapasitesini aşmamasına özen göstermelidirler.
• Anne ve babalar, çocuk için en önemli besinin "sevgi" olduğunu bilerek, çocuklarına yeterince ilgi ve sevgi göstermelidirler. Bu konuda aşırıya kaçmamaya özellikle dikkat etmelidirler.
• Anne ve babalar, eğitimlerinde model olma yolunu kullanmalıdırlar.
• Anne ve babalar, çocuklarının kendi kendilerini yönetmeleri yoluyla başlattıkları girişimleri "yaş küçüklüğü " vb. nedenlerle engellenmemelidir.
• Anne ve babalar, her çocuğun kendine özgü niteliklerle donanmış, ayrı bir birey olduğunu düşünerek, diğer çocuklarla ve kardeşleriyle kıyaslama yoluna gitmemelidirler.
• Aile ve toplumca geçerli olan bazı kurallara uyma zorunluluğu çocuğa hatırlatılmalı, uymadığı takdirde hiçbir eğitimsel yararı olmayan bedensel cezalar uygulanmamalıdır.
(Bayrampaşa Bilgi Merkezi tarafından hazırlanmıştır.)
Dünya Bülteni