Çocuklarımızı Bî-Namazlıktan Koruyacağız!
- Ayrıntılar
- Kategori: Çocuk Eğitimi
- Gösterim: 1379
Namaz, İslâmın erkânından ve kâmil manâda bjr müslüman ola bilmenin şartlarındandır. Namazı terk veya tehir için asla bir mazeret gösterilemez. Müslüman bir erkek, ölü ve deli olmadıkça beş vakit namazı kendi vakitleri içerisinde edâ etmek zorundadır.
Müslüman kadınlar için üçüncü bir mazeret olarak her ayın muayyen günlerinde âdet (hayz) halleri vardır. Bu mevzu ile ilgili olarak Hz. Lokman'ın oğluna verdiği öğütü açıklayan bir âyeti Kur'aniyye ile siz cemaatimi bilgilendirmek istiyorum:
"Oğulcağızım, namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış. Sana (bu emir ve nehiy sebebiyle) isabet eden her şey'e katlan. Çünkü bunlar kati surette farzedilen işlerdendir". (Süre-i Lokman, 17)
Bu bahisle ilgili diğer bir âyeti kerimede şöyle buyrulmaktadır:
"Ehline (ve ümmetine) namazı emret. Kendin de ona sebat ile devam eyle". (Sûre-i Tâhâ, 132)
Fahr-i kâinat (s.a.v.) evlât sahibi ümmetlerini uyarmakta ve şöyle buyurmaktadır:
"Bir çocuk, sağını solundan (ayırt etmeyi) bildiği zaman ona namaz kılmayı emrediniz". (Feyz'ul-Kadir, c.1, s.402)
Bu hadîs-i Muhammediyi tesbit ve tafsil eder mâhiyetteki diğer bir hadîs-i nebevide şöyle buyrulmaktadır:
"Çocuklarınız yedi yaşına bastığı zaman onları namazla emrediniz, on yaşına bastığı halde namaz üzerine (tembellik yaparsa) onları döğünüz ve yatakta on¬ların arasını ayarınız". (Ebu Davut, c.1, s.133)
Bu hadîs-i şerif üzerinde İslâmi tefekküre dayalı kısa bir açıklamada bulunmak istiyorum. Çocuğun ergenlik çağına basmasından önce, ya'ni yedi yaşına ulaştığında, namazla emrolun-masının hikmeti, ibadeti zamanında ifa etme disiplinine alışması ve eksikliklerinin aile büyüklerinin ikazı ile giderilmesi içindir. On yaşına girdiği zaman döğerek edeplendirilmesi, çaresizlik karşısında son çare olmaktadır. Zira üç senelik bir müddet içinde günde beş vakit namaz içn yapılacak beş uyarıya rağmen namaz ibadetini ifada tembellik göstermesi hâlinde onu korkutmak ve islâm'ı vazifeye yanaşdırmak için darp ile terbiye yoluna gidilir.
Þair'in şu beyti de bu ciheti teyid eder durumdadır:
Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir,
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.
On yaşına gelen bir erkek çocuğun annesi, kızkardeşi ve kendisinin nikahlısı olmayan herhangi bir kadınla aynı yatak içinde ve aynı yorgan altında yatmasının caiz olmadığı "Fetâva-i Bezzâziye" adlı kitapta tasrih olunmuştur. Ahlâkın korunmasında ve fesadın önlenmesinde islâmın getirdiği prensip, ekseri ihtimali değil, en az ihtimali dikkate almaktır. Bu noktadan hareketle zararın önlenmesi için çocukların yataklarını ayırmak peygamber (s.a.v.)in uyarısı ile emredilmiş bulunmaktadır.
Namazın ehemmiyetini ve insanı manen arıtmadaki tesirini tesbit eden bir hadîs-i nebevi ile bu bahsi rengin ve zengin hâle getirmek istiyorum:
"Þayet birinin kapısı önünde bir nehir (akıyor) olsa, o kimse her gün beş defa onun içinde yıkansa, kirinden hiçbir şey kalır mı? Ne görüştesiniz?"
Ashap:
"Hayır, kirinden hiçbir şey kalmaz" dediler.
Resûl-i Ekrem:
"Beş vakit namazın benzeri bu (akar su)dur. Allah (c.c.) onlar (in nuru) ile hataları mahv (ü afv) eder" (Müslim c. 2, s. 132).
Beş vakit namaz, billurlaşmış nur nehridir. İçteki inanç, kalbi; kılınan namaz da kalıbı arıtır. Temizlenmiş hâle gelen bir mü'min, ibadetlerine devam etdikçe cismi pırlanta gibi olur ve aldığı nuru yansıtır. Ruhu ise ilâhi aşk buhurlarından yükselen râyiha-i tayyibe ile gaşyolur. Bu âli dereceye ulaşan bir mü'min en büyük hazzı namazda duyar. Namaz kılan kimsenin ayakları arzda; ruhundan yükselen nurun ucu da Arş'tadır. O, namazda mi'râcın esrarına ve huzuru ilâhide Cenâb-ı Hak ile konuşma ezvakına ulaşır.
Mehmet Emre.