Çocuğun Din Eğitimi ve Gelişimi
- Ayrıntılar
- Kategori: Çocuk Eğitimi
- Gösterim: 2651
Eğitimin yaşlara göre farklı yol ve yöntemleri vardır.İlmin ve hadis-i şeriflerin bize bildirdiği gerçeklere dayanarak biz bu devreleri dört başlık altında toplayacağız.
a.o-6 yaş devresi(ilk eğitim veya telkin devresi)
b.7-10 yaş devresi (Teşvik devresi)
c.10-14 yaş devresi(Þiddet devresi)
d.15-20 yaş devresi(Tolerans devresi)
Her dönemin psikolojik şartları ve ona göre davranış şekilleri vardır.Bir dönemde geçerli olan eğitim şekli diğer dönemde geçerli olamaz.Bu bakımdan anne babalar zamanında ne yapacaklarını iyi bilmelidirler. Aksi takdirde mevsimsiz ekilen tohumun verimsiz olacağı gibi,zamanı geçirilen ders ve telkinlerden de olumlu sonuç alınamaz.
a.İlk eğitim devresi(0-6 yaş devresi)
Hamileleikten itibaren annenin dinlediği müzikten,yaşayış tarzından,hatta gürültüden ve stresten yenilen gidalardan dahi çocuğun etkilendiği bugün tespit edilen gerçekler arasındadır.
İLK ALTI YAÞ
Çocuğun eğitiminde ilk altı yaş çok mühimdir.
Pedagoglar,çocuk dünyaya geldikten sonra temel eğitim yaşını ilk altı olarak belirliyorlar.Çocuk ilk altı yaşında aldığı eğitim ve terbiyenin etkilerini hayatı boyunca hisseder.
Özellikle anne çocuğun karakterinin şekillenmesinde birinci derecede rol sahibidir.Çünkü çocuğun en birinci üstadı ve öğretmeni annedir.Anne ve baba bu dönemde gerek hal ve davranışlarıyla gerekse sözleriyle çocukların ruhuna pek güzel şeyler ekebilme imkanına sahiptir.Bu yüzden bu devreyi iyi bir fırdat olarak kullanmalıdırlar.
Çocuk ruhunun telkinlere en açık olduğu zaman dilimi bu dönemdir.Beyaz bir sayfayı andıran çocuk ruhuna manevi dersler ve telkinler bu dönemde etkili olur.Güzel davranışlar ve manevi dersler,adeta çocuğun ruh disketine kaydolur.Bu yüzden güzellikler ve doğrular,tekrarlarla ruhlarına ekilmelidir.
Çocuklara bu dönemde yaptığımız telkinlerin,verdiğimiz manevi derslerin boşa gittiğini asla düşünmeyin.Hadis-i şerif bu dönemin önemini açık bir şekilde belirtir"Küçük yaşta çocuğa verilen eğitim,taş üzerine yazılan yazı gibidir.Büyüdükten sonra ise su üzerine yazılan yazı gibidir"
ÖLÜM GERÇEÐİ VE ÇOCUKLAR
Ölüm olayları onların zayıf ruhunda büyük yıkım yapabilir,dayanma güçlerini,morellerini bozabilir.Sadece gözlerini değil,akıl,kalp ve ruhlarınıda ağlattırır. Bu durumda yapılabilecek tek şey onlara"Cennet" fikrini telkin etmektir.Zayıf ve nazik vücudlarında ancak bu sayede bir manevi kuvvet bulabilirler.
Çocuğun kardeşi ölmüşse,"Senin küçük kardeşin veya arkadaşın öldü.Cennettin bir kuşu oldu.Cennette gezer bizden daha güzel yaşar." denmelidir
Eğer babası ölmüşse,"Baban öldü,cennete gitti.Bizimde sıramız gelince yanına gidicez.O bize orda köşkümü hazırlıyor"gibi telkinlerde bulunmalıdır.
ALLAH'I TANITIRKEN
Bilinçsiz anne babalar çocuklarını eğitirken Allah'ı korkutucu olarak tanıtırlar."Þunu yapma Allah çarpar.Böyle yapma Allah yakar.Allah ceza verir." gibi cümleler kullanmak nedense daha çok işlerine gelir.Oysa Allah,çocuğa korkulan değil sevilen varlık olarak tanıtılmalıdır.Çünkü Allah'ın rahmeti daima gazabını aşmıştır.Böyle iken onu azabıyla tanıtmak büyük bir yanlıştır.
b.TEÞVİK DÖNEMİ
Peyganber Efendimiz:"Çocuğunuz yedi yaşına girdiğinde onu namaza niyaza teşvik edin."buyuruyor.Başta namaz olmak üzere çocuğun güzel alışkanlılara bağlanması için bu dönemde teşvik damarını kullanmalıdır.Bazem bu "Aman benim oğlum ne güzel namaz kılıyor." "Benim cici kızım ne güzel başını örtüyor." gibi sözlerle olabileceği gibi,sevdikleri hediyeleri alarakta olabilir. Teşvik ve sevdirme bu dönem için çok iyi bir kozdur.Fakat bu koz,yaş dönemi geçirilmeden zamanında kullanılmalıdır. Bu dönem geçtikten sonra aynı derecede etkili olmayacaktır.
YATAKLARIN AYRILMASI
Çocukların yataklarının yedi yaşında ayrılmasını isteyen hadisler vardır.Alimler,bunların hepsini bir arada değerlendirerek,"çocukların yataklarını yedi yaşına geldiklerinde ayırmak güzel bir davranıştır,on yaşına geldiklerinde ayırmak ise vaciptir,"demişlerdir.Ayırma,hem kızları erkeklerden,hem erkekleri erkeklerden hemde kızları kızlardan ayırmak demektir.Yatak büyük olup birinin,bir kenarına diğerinin,öbür kenarına yatmasınında haram olduğunu söylemişlerdir.On yaşını aşanlar,bir yatakta başkalarıyla yatamayacakları gibi,anne baba ve kardeşleriyle de yatamazlar.
c.ÞİDDET DÖNEMİ(10-14 yaş dönemi)
Zamanı ve dozu ayarlanması şartıyla eğitimde şiddetin yeri vardır. Tıpkı zehirin dozu ve miktaraı ayarlanması halinde ilaçta kullanılması gibi.Peygamber efendimizin eğitimde yaş dönemlerini belirten hadis-i şerifinde buyuruyor ki:"Çocuğunuz eğer on yaşına girerse şiddetle namaza niyaza alıştırın"
Þiddet derken akla hemen vurup kırmak gelmemeli. Bu dönemde çocuğun,daha ziyade şiddetten alacağı bir psikoloji olduğu ve bu damardan ona daha kolay girilebileceği düşünülmelidir. Evet çocuk bu dönemde şiddetli emirler ve uyarılardan ders alabilir.Çünkü 10 ila 14 yaş dönemi,anne babanın çocuk üzerindeki ağırlığının henüz kaybolmadığı dönemdir.Ve bu dönem,çocuk üzerinde otoritenin kullanılabileceği son dönemdir.Þiddet bundan öncede yok bundan sonrada..Sadece bu dönemde ve belirli çerçevede vardır.
Çünkü bu yaş döneminde çocuk dış dünya ile henüz fazla ilişki içine girmemiştir.Anne baba çocuk için ideal kişiler olmaya devam etmektedir.Her şeyin en iyisini onlar bilir.Söyledikleri,emrettikleri doğrudur.
Bu dönemden sonra anne babaları çocuk üzerindeki etkileri giderek azalmaya başlar.Bu bakımdan anne babalar bu dönemi bilinçli kullanmalıdırlar.Þiddeti üsluplarına yansıtmalıdırlar.Mesela "Hadi bakıyım oğlum kızım namazını kıl."Veya,"Bir daha görmiyeyim,böyle bişey bir şey yapma bu yanlıştır.Dikkat et!" gibi üzerine basa basa ve şiddet üslubu içeren uyarılar ve tehditler kullanılmalıdır.
Bu yaş döneminde çocuk,baş kaldırsa da genel olarak ruhu itaate yatkındır.Bunu bilip ona göre davranmak sonuç almakta büyük kolaylık sağlar.Bu imkan daha sonraki yıllarda aransada bulunamicaktır.Çünkü bundan sonra artık,yeni ve başka bir dönem,kendi şartlarıyla gelecektir.
d.TÖLERANS DÖNEMİ(14-19 yaş dönemi)
Bu çocukluktan çıkılıp gençliğe ayak basıldığı dönemdir.Gencin ruh dünyası alabildiğine fırtınalıdır.Ergenlik denilen bu dönemde çocuk kişilik bunalımı yaşar.Anne babaının çocuk üzerindedeki otoritesi büyük ölçüde kaybolmuştur.Genç,anne babasından bağımsızlaşma sürecine girmiştir.Davranışlarını bir grup içinde geliştireceği,grup içinde reddedilmenin ona ağır geleceği grup baskısının çok yüksek olduğu bir dönemi yaşamaktadır.Kız-erkek grupları içinde kendini kabul ettirme çabalarının,çekici görünme isteğinin de bu dönemde gencin davranışlarını etkileyeceği bilinmelidir.Genç bu dönemde,anne babasından üstün olanların varlığını kabul eder.Arkadaş ve çevre etkisi ağırlık kazanır.
Bu dönem gençlerini daha yakından tanıyabilmek için,uzman kişilerce tesbit edilmiş belli başlı özelliklerini görelim
a.Genel özellikler
*Her iki cinsiyetle de olgun ilişkiler kurabilme
*Erkek veya dişi toplumsal rolü gerçekleştirebilme
*Bedensel özelliklerini kabul etme ve bedenini etkili bir şekilde kullanma
*Ana-babadan ve diğer yetişkinlerden duygusal bağımsızlığı gerçekleştirme.
*Aile hayatına ve evliliğe hazırlanma
*Bir mesleğe hazırlanma
*Davranışlarını yönetebilmek için gerekli değerler ve ahlak sistemi geliştirme
*Sosyal sorumluluklar isteme ve başarma.
b.Aile ilişkileri
*Ergenlerin bu dönemde ailelerine olan bağlılıkları azalır.
*Hiç bir şeyi beğenmez,sürekli şikayet edecek bir şeyler bulurlar
*Eve istediği zaman girip çıkmak isterler.
*Ailesinin ufak tenkidine büyük tepkiler verirler
*Kendilerine yöneltilen tenkitleri kabul etmezler ama sürekli eleştirmeyi severler.
*Boşvermişlik içindedirler
*Anne-babanın beğendikleriyle alay ederler
*Anne babanın düşüncelerini eskimiş bulurlar.Onlardan öğrenecek hiç bir şey kalmadığını sanırlar
*Fikir bazında aileyle çatışma bu dönemde artar.
Aileye bu dönemde büyük görev düşer.Aile bu davranışların bir süre sonra geçeceğini bilip sabırlı davranmalıdır.
Anne babalar gençlerin bu dönemki çağrısını şöyle algılamalıdırlar:
"Bana yardım et,ama bana yardım ettiğini hissettirme"
Anne baba ergenlik çağındaki genci kayıtsız şartsız kabullenmelidir.Cesaretlendirmek,sorumluluk yüklemek yoluyla,gencin kendi kendine varolabileceğine dair güven sağlamalıdır.Gencin kendisini başkalarıyla kıyaslamasını önleyecek şekilde davranılmalıdır.
Aile bağlarını gevşeyip,arkadaş ilişkilerinin artmaya başladığı dönemdir.Bu yüzden anne babalar,çocuğun kendilerinden koptuğunu düşünmemelildir.Tersine çocuk arkadaş ilişkileri kuramıyorsa normal olmadığı düşünülmelidir.
Çocuklara arkadaşça davranmak çok önemlidir.Onlara talimat vermek yerine birlikte çalışma yapılmalıdır.Ders vermek yerine bilgilendirme yapılmalı.Hata yapmalarına hoşgörüyle bakmalıdır.Hatalar birer tecrübedir.Çünkü hata yaparak tekrar hata yapmamayı öğreneceklerdir.
NASIL DAVRANMALI?
Genç bu dönemde manen hasta kabul edilmeli,bir hastaya davranılır gibi ona şefkatle davranılmalıdır.Hastayı" Neden hasta oldun?"diye azarlayamayacağımız gibi,yaptıkları için azar ve şiddet kullanmak bu dönem gençleri üzerinde olumlu sonuç bırakmaz...
Anne babalar,en çok bu dönemde hata yaparlar.Çünkü çocuklarının yalpalmalarından "Acaba oğlum kızım kötü yollaramı düşecek,yoldan mı çıkacak?"diye korkuya kapılırlar.Bunda büsbütün haksız sayılmazlar.Ancak,endişelerinde kurtulmak için azarlama ve şiddet yolunu seçmelerinde haksızdırlar.Çünkü bu dönemde şiddet gençlerin düşüşünü ve kayışını hızlandırır.İstenmeyen yollara daha çabuk itilimesine sebeb olur.Aile büyükleri bu dönemde çok kere yapıyorum derken yıkar,yaklaştıracakken,uzaklaştırır.Bu yanlışlıklar,onları umduklarına nail etmez,korktuklarına uğratır.Arılarla uğraştıkça saldırmaları,kendi halinde bırakıldıkça ilgisiz kalmaları gibi.
Psikologlar bu çağdaki gençler için ıslak sabun örneğini verirler.Sabunu elinzde fazla sıkarsanız kayar,fazla gevşek bırakırsanız yine kayıp düşer. O halde orta bir yol izlemeli.Ne büsbütün serbest ve ilgisiz kalmalı,nede büsbütün sıkmalıdır.
İhsan Atasoy'un "Gençlik ve Arkadaşlık" kitabından alınmıştır