Ülkemizde amcalar, teyzeler, ablalar hiç bitmez… her yerde vardırlar… sürekli de kızarlar zaten…Çünkü bir çocuk ne zaman yaramazlık yapsa, annesi veya babası, o kaçınılmaz cümleyi söyler:
“Şişşşt… Dur yapma kızım… Bak amca kızıyor…”
Amcanın kızması bir şey değil de, keşke her şey sadece amcanın kızmasıyla sınırlı kalsa!..
Aile canlı bir sistem gibidir. Sağlıklı işleyişi için güçler dengesinin iyi kurulmuş olması gerekir. Anne-baba aile içinde ne kadar etkin ve birlikte hareket ederlerse sağlıklı işleyiş için gerekli olan aile içi disiplin de o kadar iyi sağlanır.
Bazı çocuklar çok geç konuşmaya başlar, bazıları erkenden bülbül gibi şakır. Bu dönemlerde kelimeleri tam çıkaramadıkları için bebekçe bir şeyler anlatmaya gayret ederler.
Görgü kuralları konusunda çocuğunuza sürekli başkalarını mı örnek gösteriyorsunuz? Sizin çocuğunuz da onlar gibi olabilir. İşte çocuğunuza görgü kurallarını aşılamanın yolları:
Amerikan Pediatri Akademisi'nin iki sene kadar önceki kılavuzunda "Ailesinde yüksek kolesterol, yüksek tansiyon ve erken yaşlarda kalp hastalığı bulunan çocuklar ile obez olan çocuklarda iki yaşından itibaren kolesterol ölçümleri yapılmasını tavsiye etmesi ve çocuklara 8 yaşından itibaren kolesterol düşürücü ilaç verilebileceğinin" bildirilmesi tartışma yaratmıştı.
Dinî bayramlarımız bize manevi iklimlerin kapısını açan, sosyal dayanışma ve yardımlaşma, sevgi, saygı, merhamet duygularını harekete geçiren, toplumsal birlik ve kardeşliğimizi güçlendiren, insani değerlerimizi hatırlatan çok özel günlerdir.
Hayatımıza son senelerde giren sayısız hastalık var: Regl Öncesi Disforik Bozukluk, Fibromyalji, Huzursuz Bacak Sendromu, İrritabl Bağırsak Sendromu, Sosyal Anksiyete, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Sendromu, Metabolik Sendrom, Gerilim Tipi Baş Ağrısı, Reflü, Çeşitli Kimyasal Maddelere Duyarlılık… bunlardan sadece bazıları.
Düşünmeyi sevmediğimiz, kabullenmekte güçlük çektiğimiz yaşam kadar gerçek, bir o kadar da acı bir kavramdır ölüm.
Büyüklerimiz gençleri acımasızca eleştirirken, "söze, bizim zamanımızda diye başlarlar ve kendi hayatlarından örnekler verirler... Bu tür durumlarda gençler de haklı olarak "onlar hiç mi bu türden çatışmalar yaşamadılar? Hiç mi bazı kararlarını kendileri vermek istemediler? Hiç mi tasvip etmedikleri şeyleri yapmadılar? Diye sorarlar ve bunun sonucunda da çatışma uzar gider...
Hayatımıza son senelerde giren sayısız hastalık var: Regl Öncesi Disforik Bozukluk, Fibromyalji, Huzursuz Bacak Sendromu, İrritabl Bağırsak Sendromu, Sosyal Anksiyete, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Sendromu, Metabolik Sendrom, Gerilim Tipi Baş Ağrısı, Reflü, Çeşitli Kimyasal Maddelere Duyarlılık… bunlardan sadece bazıları.
Kurşun, fitalat, dioksinler... Tüm bunlarla çocuklarımız oyuncaklar sayesinde tanışıyor... Peki çocukları nasıl koruyacağız?