Büyük İslam İlmihali
Haccın Sıhhatının Şartları
- Ayrıntılar
- Kategori: Bİİ- Hac Kitabı
- Gösterim: 2854
Hac görevinin sahih olarak yerine getirilebilmesi için şöylece dört şart vardır.
1) İslâm olmak. Bu haccın farziyetinin şartı olduğu gibi, sıhhatının da şartıdır. Bir gayri müslim haccettikten sonra müslüman olsa dahi, önceden yapmış olduğu bu haccı sahih olmaz.
2) Özel yerlerde bulunup görev yapmış olmak. Bu yerlerden maksad, Arafat ile Kâbe'dir. Onun için Arafat'da vakfe yapmadıkça (beklemedikçe) ve Kâbe'yi tavaf etmedikçe hac sahih olmaz.
3) Belli bir vakit olmak. Bundan maksad, Arafat'daki vakfe zamanıdır ki, Arefe gününün zeval vaktinden Kurban Bayramı fecrinin doğuşuna kadar devam eden bir zamandır. Ziyaret tavafının vakti ise, daha önce belirtildiği gibi, hayatın sonuna kadardır. Fakat bu tavafın vacib olan vakti, nahr (kurban boğazlama) günleri, Kurban Bayramının ilk üç günüdür.
Bununla beraber İfrad haccının, Temettü haccının, Kıran haccının hac görevlerini (menasikini) yapmak için yine belli bir vakit vardır. Bu da Şevval ve Zilkade ayları ile Zilhicce ayının ilk on günüdür. Bu aylara Hac Ayları Hac mevsimi denir.
Bu aylar içinde en son hac vakti, Arefe günü ile Kurban günüdür. Arefe günü Zevalden sonra Arafat'da az veya çok bulunup Bayramın ilk gününde ziyaret tavafını yapan kimse, hac farzını yerine getirmiş olur.
(Şafiîlere göre de, Arafat'da vakfe zamanı, Zilhicce ayının dokuzuncu günü zeval vaktinden sonra onuncu günün fecrine kadardır. Bu zaman içinde bir an bile olsa, vakfe yeterlidir.
4) Hac niyeti ile İhram yapmış olmak. Şöyle ki: İhram, haccı veya umreyi veya her ikisini yerine getirmek için, mübah olan şeylerden bir kısmını geçici bir zaman için kendine haram kılmaktır, bunları yapmaktan sakınmaktır. Bu ihram, hacca veya umreye veya hac ile umreye niyet etmek ve "telbiye" getirmekle meydana gelir.
Telbiye, şu sözleri söylemektir:
"Lebbeykallahümme Lebbeyk. Lebbeyke lâ şerike leke Lebbeyk. İnnelhamde venni'mete leke vel-mülk. Lâ şerike lek."
Anlamı: "Ahlah'ım! Ben senin emrine boyun eğerim ve hazırım. Senin ortağın yoktur. Senin davetine ihlâsla uyarim, senin ortağın yoktur. Şübhe yok ki, hamd da, nimet de sana mahsustur, mülk de... Senin ortağın yoktur."
İhram yapana "Muhrim" denir. Muhrim olmayana da "Helal" denir. İhlâl da, ihramdan çıkmak ve bir şeyi harem sahasından dışarıya çıkarmak manasına gelir.
İhram, Beytullah için bir tazim alâmetidir. Öyle ki dışardan bir iş ve ticaret için gelen bir müslüman, hac ve umre niyetinde bulunmasa da, yine ihramsız olarak Harem bölgesine giremez. Bu haramdır, hürmete aykırıdır.
İhrama giren bir erkek, dikişli elbiselerini çıkarır. Bir peştemal kuşanır. Üzerine de bir omuz havlusu alır. Başını ve ayaklarını açık bulundurur. Temizlenir, yıkanır veya abdest alır. İki rekat namaz kılar. Yüksek bir sesle "Lebbeykallahümme Lebbeyk...." diye telbiyede bulunur. Zevcesi ile cinsel ilişkiyi terk eder. Zevcesini okşayıp öpmez. Güzel koku sayılan misk, anber ve kâfur gibi şeyleri sürünmez. Bunları yatağına da sürmez. Kara av hayvanlarını avlamaz, avlayanlara da hayvanı göstermez. Harem bölgesindeki yeşil otları ve yeşil ağaçları kesip koparmaz. Saçlarını kesmez ve kısaltmaz, tıraş etmez. Hac veya umre işlerini tamamlayıncaya kadar bu yasakları gözetir:
Kokusundan hoşlanılacak her şey Tîb (güzel koku) sayılır.
İhrama giren kadınlar elbiselerini çıkarmazlar, başlarını ve ayaklarını açık bulundurmazlar. Telbiye getirirken seslerini yükseltmezler.
İhrama girenlerin çadır altına sokulmaları, şemsiye tutmaları, yüzük takmaları, bellerine kemerlerini bağlamaları, kolları içine sokup giyinmeksizin sırtlarına palto gibi bir şey almaları haram değildir.
Yalnız farz hac için veya Temettü haccı ile Kıran haccı için Şevval ayının birinci gününden Zilhicce'nin dokuzuna kadar herhangi bir günde İhrama girilebileceği gibi, bundan önce de girilebilir. Çünkü İhram haccın şartıdır. Şart ise, meşrutun vaktinden daha öne geçebilir, bu caizdir. Abdest almanın (taharetin) namaz vaktinden öne geçmesi gibi... Ancak ihrama daha önce başlanılması, zamanın uzaması bakımından sakıncalı olacağı için mekruhtur. Çünkü ihram sebebiyle yasak olan şeylerden korunmak uzun zaman için kolay değildir.
(Şafiî'lere göre hac için, hac aylarından önce ihrama girmek caiz değildir. Ancak umre için girilmiş olur.)