Büyük İslam İlmihali
Namazlarda Son Oturuş
- Ayrıntılar
- Kategori: Bİİ- Namaz Kitabı
- Gösterim: 4094
Namazların sonunda teşehhüd miktarı oturmak da, namazin bir farzı ve bir rüknüdür. Buna Ka'de-i Ahire (son oturuş) denir. İki rekatli namazlarda olan tek oturuşa da ka'de-i ahire denir. Sabah namazında olduğu gibi. Teşehhüd miktarından maksad, "Tahiyyat'i" okuyacak kadar zamandır.
Anlamı: "Bütün dualar ve övgüler (veya bütün mülkler), bedenî ve malî ibadetler Yüce Allah'a mahsustur, bunlara başkaları hak kazanamaz. Selâm da, Yüce Allah'ın rahmet ve bereketleri de, ey, şanlı peygamher, sana aittir. Selâm hem bizlere, hem de Yüce Allah'ın salih kullarına olsun. Şehadet ederim ki, (kesinlikle bilirim ki) Yüce Allah'dan başka gerçek mabud yoktur. Yine şehadet ederim ki, Hazret-i Muhammed, Yüce Allah'ın kuludur ve peygamberidir.
Bir kimse sabah namazının iki rekatını kıldıktan sonra ikinci rekat sonunda oturmaksızın ayağa kalkıp üçüncü rekatın secdesini yapmiş olsa, bu namaz farziyetini yitirir ve nafileye döner. Bu durumda bir rekat daha kılar ve sonunda oturarak selâm verir.
Yine, dört rekatlı bir farz namazın dördüncü rekatında ve akşam namazının üçüncü rekatında oturmayıp da bir rekat daha kılınarak secdeye varılsa, bu namaz da nafileye dönmüş olur. Bu halde kılınan namaz sabah namazı ise, dört rekattan sonra hemen selâm verilir. İkindi gibi dört rekatlı namaz ise, beşinci rekata bir rekat daha ilâve edilip ondan sonra selâm verilir. Sahih olan görüşe göre, bu durumda sehiv secdesi gerekmez.
Bu mesele, İmam Azam ile İmam Ebû Yusuf'a göredir. İmam Muhammed'e göre ise, bu namaz esesan namaz olmaktan çıktığı için nafile de olmaz.
Bir kimse namazın sonunda teşehhüd miktarı oturduktan sonra namazdaki tilâvet secdesini hatırlayarak secdeye varsa, namazı bozulur. Çünkü bu halde son oturuş bulunmamış sayılır. Fakat tilâvet secdesinden sonra tekrar teşehhüd miktarı oturursa, o zaman son oturuş yapılmış demektir
Son oturuşun tamamını uyku içinde geçiren kimse, uyandıktan sonra tekrar bir teşehhüd mikdan oturmazsa namazı bozulur. Çünkü uyku içinde yapılan bir iş, iradeye bağlı olmadığı için geçerli değildir. Bu işin bulunması ile bulunmaması eşittir. Namazda uyku içinde yapılan kıyam, kıraat ve rüku gibi işler de böyledir, geçerli değildir.