Büyük İslam İlmihali
Yolculuğun Sona Erip Ermemesi
- Ayrıntılar
- Kategori: Bİİ- Namaz Kitabı
- Gösterim: 2688
Asıl vatana dönmekle yolculuk hali sona erer. Orada ikamete niyet edilmesi gerekmez. İkamet vatanı böyle değildir; orada (en az onbeş gün) oturmaya niyet lâzımdır.
Bir insanın doğup büyüdüğü veya evlenip içinde yaşamak istediği veya içinde barınmayı kasdedip başka bir yere yerleşmek için gitmek istemediği yer, onun "Asıl vatanıdır". Bir kimsenin böyle doğduğu, evlendiği, içinde yerleşmeye karar verdiği yer olmayıp yalnız içinde en az onbeş gün kalmak istediği yer de, onun için bir "İkamet Vatanı"dır. Yeter ki o yer böyle yer, böyle oturmaya uygun olsun.
Bir misafir için, onbeş günden az oturmak istediği yer de onun "Sükna Vatanıdır". Buna itibar edilmez. Bununla vatan-ı aslî de değişmez, vatan-ı ikamet de değişmez. Burada yolculuk hükümleri uygulanır.
Asıl vatan, kendi misli ile bozulur. İkamet vatanı ile bozulmaz; Şöyle ki: Bir kimse içinde doğup büyüdüğü veya evlendiği yeri terk edip başka bir beldeye yerleşse, artık önceki vatanı, asıl vatanı olmaktan çıkar. Sonradan orada olsa, onbeş gün oturmaya niyet etmedikçe, farz namazlarını dörder rekat kılması gerekmez. Fakat asıl vatanından geçici olarak çıkıp başka bir yeri İkamet vatanı edindikten sonra asıl vatana dönse, niyete muhtaç olmaksızın mukim olur; nanıazlarını tam olarak kılması gerekir.
İkamet vatanı, asıl vatanla ve diğer bir ikamet vatanı ile ve sırf yola çıkmakla bozulur; aralarında sefer mesafesi bulunması şart değildlir. Örnek: Bir kimse yolculuğu sırasında bir beldede bir ay kalmayı niyet edip bu kadar durduktan sonra tekrar yola çıksa veya diğer bir beldeye gidip orada en az onbeş gün oturmaya niyet etse, artık evvelki belde ikamet vatanı olmaktan çıkmış olur. Oraya tekrar dönmekle mukim olmaz. Orada mukim olabilmesi için tekrar en az onbeş gün oturmaya niyet etmesi gerekir. Fakat ikamet vatanından ikamet müddeti içinde geçici bir iş için sefer müddetinden az bir bir kaç saatlik yola gidip dönmekle ikamet vatanı bozulmaz.
Vatanından çıkıp en az üç günlük uzaklıkta olan bir köye gitmek isteyen daha oraya gitmeden yolda bir beldede onbeşgün oturmaya niyet etse, bir görüşe göre burası bir ikamet vatanı olur. Diğer bir görüşe göre ise, olmaz.
Vatanından sefer niyeti ile ayrılıp henüz üç günlük hir mesafe almadan vatanına dönmek isteğinde bulunan bir yolcu, dönüp daha vatanına gitmeden önce, geriye dönüşü ile namazlarını tam olarak kılmaya başlar. Çünkü böyle bir yolculuğu bozmakla yolculuk bırakılmış olur.
Bir misafir, içinde oturmak istemediği bir beldede evlenecek olsa, bir görüşe göre mûkim sayılır, diğer bir görüşe göre mukim sayılmaz. Tercih edilen görüş de budur.
İki beldede birer zevcesi olan kimse, bunlardan herhangisinin yanına giderse mukim sayılır, diğer bir görüşe göre mukim sayılmaz. Fakat bunlardan biri vefat eder de, bulunduğu beldede kendisine ev, bağ ve bahçe gibi şeyler kalacak olsa, oraya gitmekle mukim sayılmaz. Fakat diğer bir görüşe göre, orası yine onun vatanı sayılacağından mukim olmuş olur.
(Malikî'lere göre, bir yolcu gittiği yerde tam dört gün oturmaya niyet edip kendisine yirmi vakit namaz farz olacak bir durum olsa, mukim sayılır. Namazlarını kısaltamaz. Bu müddete, o yere fecrin doğuşundan sonra girdiği gün ile oradan çıkacağı gün dahil değildir.
İmam Şafiî'ye göre, bir yerde, girip çıkma günlerinden başka, tam dört gün oturmaya niyet edilmesi, ikamet sayılır, namazlar orada kasredilmez (kısaltılmaz).
Hanbelî'lere göre de, bir yerde, oturmaya elverişli olmasa dahi, oturmaya niyet eden veya yirmi namazdan fazla farz bulunacak bir zaman durmaya niyet eden kimse mukim sayılır; namazlarını kısaltamaz.)