Yavuz ve Muhiddini Arabi
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Hadiseler
- Gösterim: 2171
Yavuz Sultan Selim, 24 Ağustos, 1516 tarihinde “Mercidâbık” savaşını kazandıktan sonra Haleb’e girmiş, iki hafta sonra da oradan ayrılıp Eylül ayı sonunda Þam’a ulaşmıştı.
Buradan Mısır’a geçmeden önce de 15 Aralık’a kadar Þam’da kalmıştı. Yavuz Þam’da kaldığı sıralarda, Muhyiddin Arabî Hazretleri’nin (v.638/ 1240) bir kitabında geçen “Sin Þin’a girince Mim’in kabri ortaya çıkar” şeklindeki bir ifadeyi, büyük alim Kemal Paşazade ile birlikte incelemişlerdi.
Burada “Sin”in Selim’e, “Þin”ın Þam’a, “Mim”in de Muhyiddin’e işaret olduğu kanatine varılmıştı. Yavuz Selim, Þam ve civarında bazı İslâm büyüklerinin kabirlerini ziyaret ediyordu.
Çok saygı duyduğu Muhyiddin Arabî Hazretleri’nin yeri ise hiç kimse tarafından bilinmiyordu. Çünkü asırlar önce, eserlerini yanlış anlayıp karşı çıkan bazı Suriye alimlerinin de etkisiyle kabri harabeye çevrilip kaybolmuştu.
Yavuz Selim, bir gece rüyasında Muhyiddin Arabî Hazretleri’ni kendisine şöyle derken görür: “Ya Selim! Senin gelmeni beklerdim. Safa geldin, hoş geldin. Mısır gazanı sana müjdelerim. Sabahleyin bir siyah ata bin. O seni bana götürür. Beni hâk-i mezelleten (horluk topragından) kaldır. Bana bir türbe, bir cami ve imaret yapıver. Yürü işin rastgele, Mısır fethi müyesser ola!”Yavuz sabahleyin bir siyah ata biner. At gider, Salihiyye Mahallesi’nde bir çöplükte durup eşinmeye başlar. Orası açılınca büyükçe bir taş çıkar. Üzerinde Arapça olarak “bu Muhyiddin’in kabridir” yazısı görülür. Yavuz Selim orayı temizleterek kabri ortaya çıkarır. Yavuz, 22 Ocak 1517 tarihindeki Ridâniye Savaşı ve Mısır’ın fethinden dokuz ay kadar sonra, ekim ayında tekrar Þam’a gelir ve dört aydan fazla kalır. Bu süre içinde Þeyh’in kabrine türbe, yanına ise bir cami ve aşevi yaptırır. İlk cuma namazıyla da açılışını yapar. (5 Þubat 1518)
Vehbi Tülek