Gazneli Mahmut ve Harakani

Şeyh Harakanî'nin şöhretini duyan Gazneli Mahmut, adamlarıyla
birlikte, biraz da onu imtihan maksadıyla Harakan'a gelir. Sultan,
yanına geldiğinde Şeyh Harakanî, ona özel bir ilgi göstermediği gibi,
ayağa da kalkmaz.
Sultan pek çok sorular sorar ve şeyhi sınar. Aldığı tatminkâr cevaplar
ve şeyhin mehabeti karşısında irkilir, endişesi sevgi ve saygıya
dönüşür.

Devamını oku: Gazneli Mahmut ve Harakani

Allah (c.c.) Bir Cemaate Niyetlerinin Doğruluğu Nispetinde Yardım Eder

EMİRUL MÜMİNİN HZ. ÖMER’İN (R.A) AMR İBNİ AS’A MEKTUBU
Zeyd ibni Esrem (r.a.) anlatıyor:
Mısırın fethi gecikince Hz. Ömer (r.a.) Amr ibni As (r.a.)’a şu mektubu gönderdi;
“Mısır’ın fethini geciktirmenize şaşıyorum. Senelerdir onlarla çarpıştığınız halde bir sonuca varamadınız! Bunun yegâne sebebi düşmanlarınızın sevdiği dünyayı sizin sevmiş olmaya başlamanızdır. Hiç şüphe yok ki, Allah (c.c.) bir cemaate niyetlerinin doğruluğu nispetinde yardım eder. Ben sana 4 kişi göndermiş ve o 4 zattan her birinin bildiğim kadarıyla 1000 kişiye muadil olduklarını bildirmiştim. Meğerki başkalarını bozan şey (dünya sevgisi) onları da bozmuş ola.

Devamını oku: Allah (c.c.) Bir Cemaate Niyetlerinin Doğruluğu Nispetinde Yardım Eder

Günaha girme şartları...

İbrahim Ethem'e gelen bir genç, halinden şikâyette bulunarak:

-Efendim, der nefsimden şikâyetçiyim, istemediğim halde beni günaha zorluyor, nasihatte bulunsanız da günaha yönelme duygusundan uzaklaştırsanız beni!.

Genci düşündürmek isteyen İbrahim Ethem der ki:

- Günaha girme şartlarını öğrenmen gerekir senin.. Genç adam şaşırır:

Devamını oku: Günaha girme şartları...

Akıl yaşta değil baştadır..

Ömer bin Abdülaziz halife olduğu zaman farklı memleketlerden bir çok heyet gelerek halifeyi tebrik etmişti. Bu heyetlerden biri de Hicaz heyeti idi. İçlerinden sözcü seçtikleri bir çocuk, arkadaşları namına söz söylemek isteyince halife:

-Senden yaşlılar dururken niçin seni sözcü seçtiler? dedi.

Çocuk:

Devamını oku: Akıl yaşta değil baştadır..

Başka dua bilmez misin?

Bir şahıs, Harem-i Şerîf’in kapısında, “Ey doğrulara yardım eden, haramlardan kaçınanları koruyan Allâh’ım!..” diyerek hep aynı duâyı okuyordu. Ona,
“Sen başka duâ bilmez misin?” dediler. O şöyle açıkladı, bu duâyı tekrar etme sebebini:

“Ben Beyt-i Şerîf’i tavâf ederken ayağıma takılan bir şeyi eğilip aldım. Bir de baktım ki, içinde bin altın bulunan bir kese.

Devamını oku: Başka dua bilmez misin?

Zülkarneyn Aleyhisselam ordusuyla gece yolda giderken

Zülkarneyn Aleyhisselam ordusuyla gece yolda giderken ordusuna “ayağınıza takılan şeyleri toplayın” diye emir verir. Ordu bu emri duyunca; içlerinden bir grup:

-“Çok yürüdük, çok yorgunuz. Gece vakti bir de ayağımızı takılan şeyleri toplayarak boşuna ağırlık mı yapacağız. Hiçbir şey toplamayalım” diyerek hiçbir şey toplamıyorlar.

İkinci grup ise;
-“ Madem Komutanımız emretti, birazcık toplayalım, emre muhalefet etmeyelim. Zira ordunun komutanına itaat etmek gerekir.” diyerek az bir şey topluyorlar.

Devamını oku: Zülkarneyn Aleyhisselam ordusuyla gece yolda giderken

Uhud harbinden bir sahne

Müslümanların Mekke'den Medine'ye hicretlerinin 3. yılında yapılan Uhud harbinde okçuların yerlerinden ay­rılması üzerine düşman İslâm askerini arkadan vurup bütün kuvvetleriyle Resûlullâh'a doğru hücum etti. Ashâb-ı Kiram şiddetle çarpıştı. İbn-i Kamie adında bir müşrik Resûlullâh'a (s.a.v.) bir taş atarak mübarek dişi­ni kırdı ve mübarek yüzünü yaraladı. Mus'ab bin Umeyr (r.a.) Peygamberimizi müdâfaa ederken İbn-i Kamie onu şehid etmiş ve onu Resûlullâh zannederek 'Muhammed'i öldürdüm.' demişti. O zaman kim olduğu belli olmayan birisi 'Biliniz ki Muhammed öldürüldü!..' diye acı bir şekilde haykırmıştı.

Devamını oku: Uhud harbinden bir sahne

Ramazana hürmet eden mecusi

gunescamiBir Ramazan günü idi. Müslüman mahallesinde oturmakta olan bir mecusi'nin çocuğu daha müslümanların ne yaptığını idrak edecek çağa gelmediği için oruçlu müslümanların arasında ekmek yiyordu. Hemen babası, çocuğun bu halini farketti: 'Oğlum Müslümanların Arasında yemek yenir mi? Onlar bu günlerde oruç tutarlar, onlarca bu günler muhterem günlerdir.' diyerek çocuğu azarladı ve eve gönderdi.

Devamını oku: Ramazana hürmet eden mecusi

Süleyman Aleyhisselam ve Baykuş

Ka'bü'l-Ahbâr (r.a.) Hz. Ömer'in huzurunda şöyle an­lattı: "Ey Emîrulmü'minîn, geçmiş peygamberlerin kitablarında okuduğum en acayip şeyi sana haber vereyim. Bir peçeli baykuş, Süleyman aleyhisselâmın yanına gel­di, selâm verdi. Hz. Süleyman selâmını aldı. Sonra ara­larında şöyle konuşma geçti:

"Ey baykuş, neden topraktan bitenlerden yemezsin?"

"Hz. Âdem topraktan biten şey (buğday) sebebiyle cennetten çıkarıldı." dedi.

Devamını oku: Süleyman Aleyhisselam ve Baykuş

Sen doğru ol kem belasını bulur...

Dervişin biri eski İstanbul sokaklarında :

-Sen doğru ol kem belasını bulur.Sen doğru ol kem belasını bulur.'Diye diye dolaşıyormuş.Padişahın biri tebdil-i kıyafet çarşıda gezerken dervişin sözlerini duymuş,ilgisini çekmiş ve dervişe :

-Hergün sarayıma gel seninle muhabbet ederiz demiş.

Dervişimiz ertesi gün sarayın kapısına gitmiş padişahın karşısına çıkarılmış sohbet muhabbet zaman geçmiş saraydan ayrılırken padişah dervişin cebine bir altın konulmasını emretmiş.

Devamını oku: Sen doğru ol kem belasını bulur...

Kim Fakirmiş ?

Günlerden bir gün ,  zengin bir baba  oğlunu köye götürdü.Bu yolculuğun tek amacı vardı, insanların ne kadar fakir olabileceklerini oğluna göstermek.

Çok fakir bir ailenin çiftliğinde birkaç gün geçirdiler.Yolculukten döndüklerinde baba oğluna sordu:
“İnsanların ne kadar fakir olabildiklerini gördün mü?”

Devamını oku: Kim Fakirmiş ?

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.